Ihlas Haber Ajansı tarafından
26 Mayıs, 2024 16:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Dr. Topaloğlu: “Günümüz sözde deistleri sorumluktan kaçtığı için dini reddediyor”

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Taha Topaloğlu, günümüz sözde deistlerinin sorumluktan kaçtığı için dini reddettiğini açıkladı.
İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültesi Kurma ve Koruma Vakfı (İMVA) tarafından “Deizm nedir Ne değildir” konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Dr. Hüseyin Taha Topaloğlu, deizm tarihçesi, dünyadaki ve Türkiye’deki deizm akımlarıyla ilgili bilgiler verdi.
Dr. Topaloğlu, Türkiye’de son 15 yıldır dine karşı en önemli itirazlardan biri olan deizmin Allah’ı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, evreni bir Allah’ın yarattığına inanmakla beraber yaratıcının evrene hiçbir müdahalesi olmadığını ve olmayacağını savunarak vahyi reddettiğine dikkat çekti.
Batı’da gerçekleşen Rönesans ve Reform döneminde ortaya çıkan deizmin önce İngiltere’de (İngiliz Aydınlanması) taraftar bulduğunu sonrasında ise Kıta Avrupası ve Amerika’da kabul edilir hale geldiğini anlatan Dr. Topaloğlu, “Deizm, hiçbir zaman büyük kitlelerin inanç şekli olmamasıyla birlikte daha çok bilim adamları, filozoflar ve siyasetçilerin Tanrı inancı olarak kabul edilebilir dedi.
Deistlere göre deneyim ve tecrübenin yegane bilgi edinme kaynağı olduğunu anlatan Topaloğlu, “İnsanın bilgi edinme kapasitesi kainatın var oluşu ve işleyişi ile alakalı hakikate erişebilecek noktadadır. İnsanoğlu kendisine ve doğaya dair tecrübeler ışığında şu sonuca varmıştır ki evren mükemmel derecede düzenlidir; belirli kanunlar vardır (doğa yasaları) ve bu kanunlar istisna kabul etmeyecek şekilde kainatta işler. Bu sebeple evren rasgele varlığa gelmemiştir; yani bir var edicisi bulunmaktadır. Bu varlığa Tanrı adı verilir. Deistlere göre Allah evrene bir defada yaratmıştır ve işleyişine karışmaz. Çünkü doğa yasalarının istisnasız bir şekilde işlemesi var olmaya başladığı andan itibaren evrenin içinden veya dışından bu işleyişe müdahalenin mümkün olmaması anlamına gelmektedir. Deistlerin en baştan kurulmuş ve mükemmel bir şekilde işleyen bir saat olarak nitelendirdiği yaratılmışlar alemi düşüncesi onların vahiy, Nübüvvet, vahyedilmiş ahlaki kurallar, dua, mucize gibi kavramları reddetmelerine sebep olmuştur. Bu kavramların dinin temel kurumları olduğu göz önüne alındığında onların dini kabul etmedikleri açık bir şekilde görülebilir” ifadelerini kullandı.

“Deizmin ortaya çıkışına Hıristiyanlığın inanışları ve politikaları sebep oldu”
Her düşüncesinin ortaya çıkmasına sebep olan etkenler olduğuna vurgu yapan Dr. Hüseyin Taha Topaloğlu, “Deizmin ortaya çıkışına Hritstiyanlığın inanışları ve politikaları sebep olmuştur. Fizik, biyoloji, astronomi ve kimya gibi doğa bilimlerindeki gelişmeler insanoğluna kilisenin öğretilerinin yanlışlığını göstermiştir. Bu tür bilgilerin kilise öğretileriyle çelişmesi kilisenin engizisyon mahkemeleri aracılığıyla insanlara zulmetmesine sebep olmuş ve bilimsel bilgiyi göz ardı etmesiyle sonuçlanmıştır. Bununla birlikte kilisenin cennetten arsa satması gibi istismar teşebbüsleri ve baskıcı siyasetleri de deizmin ortaya çıkmasına neden olan hadiseler olarak görülebilir” şeklinde konuştu.

Türkiye’deki deizm tartışmaları
Türkiye’deki deizm tartışmalarıma da değinen Dr. Topaloğlu, şunları kaydetti; “Yaklaşık 15 yıldır Türkiye’nin gündemine giren deizm tartışmaları ise özelde imam-hatip lisesi öğrencilerinin genelde ise Türk toplumunun dindarlıktan uzaklaştığı iddiasıyla ortaya çıkmıştır. İbadetlerden ve dini kurumlardan uzaklaşan gençliğin deizme yöneldiği kabulü toplumda ve ilmi çevrelerde kabul görmüş; üzerine çok sayıda makale, sunum, çalıştay ve tartışma düzenlenmiştir. Ancak günümüzde şahit olunan dinden uzaklaşma ancak bir yaratıcının olduğunu kabul etme iddiasının ortaya çıkma sebeplerine baktığımızda, bu durumun deizm ile aynı şey olmadığını söylemek mümkündür. Günümüz sözde deistleri bireyselleşme arzusu, mevcut siyasi ortama tepki, teknolojik gelişmeler olumsuz sonuçlarından olan manipülasyon ve spekülasyona karşı makul rehberlik ve destek imkanlarını bulamama ve en önemlisi sorumluluğu reddetme sebebiyle dini reddetmektedirler. Hemen görülebileceği gibi deizm ve günümüz dindar olmama durumu arasında bir özdeşlikten söz edilemez. Sonuç olarak günümüz deizm tartışmalarının büyük oranda hatalı bir benzetmeden kaynaklandığı söylenebilir. Ancak ortada bir sorunun olduğu da göz ardı edilmemelidir. Bu soruna dair çözüm önerileri ise deizmi tartışmak ve onu çürütmeye çalışmak değil; günümüz sorunlarına çareler üretmektir”
Konferansta Karaman’da düzenlenen "Genç Sada Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Türkiye finalinde ikinci olan Hafız Muhammed Emir Gökmen İMVAK tarafından ödüllendirildi.
İMVAK Yönetim Kurulu üyesi Ali Ilıca tarafından tam altın hediye edildi.
Konferansa İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Bulut, İMVAK Başkanı Sait Kömürcü ve davetliler katıldı.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
10 Mart, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

İftar saatinde yaşadıkları heyelanı kıyamete benzettiler

Rize’nin Ardeşen ilçesinde meydana gelen heyelanın akabinde 18 meskenin tahliyesine neden olan heyelan anını anlatan köylüler, o anları kıyamete benzettiler.
Rize’nin Ardeşen ilçesine bağlı Aşağıdurak Köyü’nde Cuma akşam saatlerinde heyelan meydana geldi. Karın erimesiyle yumuşayan toprak zirveden koparak köyün içerisinden aktı. Balçığa bulanan köydeki 18 konut Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüğü (AFAD) tarafından önlem hedefli tahliye edildi. Heyelan nedeniyle suların kesik olduğu köyde vatandaşlar tarafından paklık çalışmaları devam ederken, Rize Vilayet Özel İdaresi’ne bağlı takımlar de bölgede çalışmalarını sürdürüyor.
Heyelanda meskeni ziyan gören ve heyelanın yaşandığı o anları anlatan İsmail Hakkı Bayrak, komşularının kendilerini uyardığını lisana getirerek "Tam iftar saatiydi, telefonumda öbür odada sessizdeydi. Hiç haberim olmadı. Üstten geliyor afet fakat hiç haberimiz yok. Komşular bağırdı bize ‘Evden çıkın’ diye lakin biz duymadık. Konutun art kısmına kadar geldiğinde eşim ne oluyor diye bir dışarıya baktı ki bize işaret ettiler ‘Evden çıkın’ diyerek. Biz de çabucak çıktık meskenden. Ardımızdan konutun kapısını doldurdu. Komşumuzun konutuna sığındık ve o gece konuk olduk" dedi.
Evlerinin tahliye edildiğini lakin köyde bulunan hayvanları için her gün ilçe merkezine gidip gelmek zorunda kaldığını kaydeden Bayrak "AFAD’dan geldiler ve burayı boşaltın dediler. Çalışma yapmak üzere tekrar geleceklerini söylediler. Şuanda oturma müsaadesi yok. Ardeşen merkezde kalıyoruz. Her gün inip geliyoruz. Ahırda hayvanımız var, merkezde bağlayacak yer yok. Ne yapacağız bizde bilemiyoruz" sözlerini kullandı.
Eşinin uyarısı üzerine balkona çıktıktan sonra gördükleri karşısında şoke olduğunu vurgulayan köy sakini Emine Ofluoğlu ise heyelan anlarını "Bir baktım ki kıyamet koptu geliyor" sözleriyle anlattı. Ofluoğlu "İftardan biraz evvel eşim balkona çıktı. ‘Çok gürültü var, rüzgar mı ne var?’ dedi. Bende onun üzerine balkona çıkıp denetim edeyim dedim. Sonra bir baktım ki kıyamet koptu geliyor. Ondan sonra çabucak yengeme bağırmaya başladım. Eşim telefonla arayınca duymadılar lakin sonra sesimizi duyarak dışarıya çıktılar. Üstten büyük bir ses geldi. Allah’tan o sıra çıkmıştılar meskenden. Allah kurtardı. Korkan komşularımın hepsi o gece benim konutuma geldi. Sabaha kadar dehşetten hiç uyuyamadık" diye konuştu.
Heyelanın akabinde köyde su kesintisi olduğuna dikkat çeken Ofluoğlu "Şimdi de suyumuz akmıyor. Depoya çıktım, köyde 1 damla suyumuz yok. Yerinde depo yapılmasını rica ediyorum yetkililerden. Bir yangın çıksa köyde su yok" açıklamasında bulundu.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.