Mustafa Akgün tarafından
04 Şubat, 2025 12:20 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Doğdu: “Aile Yılında, Ailelere ve Aileler İçin Çalışanlara Sahip Çıkılmalı”

Türk Sağlık-Sen Karabük Şube Başkanı Sadık Doğdu, aile yılında, ailelere ve aileler için çalışanlara sahip çıkılmasını istedi.

2025 yılının Aile Yılı olarak ilan edildiğini hatırlatan Türk Sağlık-Sen  "Bu yılda aileyi koruyan ve güçlendiren düzenlemelerin hayata geçirilmesi hepimizin ortak beklentisidir.

Bu nedenle doğum ve süt izinleri artırılmalı, yarı zamanlı çalışmanın önüne set çekmek isteyen idarelerin bu tutumlarından vazgeçmeleri sağlanmalıdır" dedi.

Aileyi anlamlı kılan aile bireylerinin bir arada yaşaması için sözleşmelilere kadro verilmesi, üniversite hastanesinde görev yapan çalışanlara tayin hakkı tanınması gerektiğini ifade eden Doğdu, "Kamu çalışanlarının eşleri ile işleri arasında tercihe zorlanma dönemi sona erdirilmeli, aileler birleştirilmelidir. Bunun yanı sıra Aile yılında devletin aile ile ilgili kararlarının önemli bir kısmının uygulayıcısı olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı çalışanların haklarında mutlaka iyileştirmeler yapılmalıdır" diye konuştu.

Sendika olarak yaptıkları anket çalışmasına atıf yapan Doğdu, "Aile ve Sosyal Hizmetler çalışanlarından ekonomik durumum iyi diyenlerin oranı yalnızca %2.4’te kalmıştır.

Sosyal ve özlük hakları konusundaki talepler de önem arz etmektedir. Çalışanların %53’ü sosyal hizmet tazminatının iyileştirilmesini öncelikli olarak belirtmiştir. Biz de çalışanlara ekonomik bir katkı yapacak sosyal hizmet tazminatının hayata geçirilmesini istiyoruz.

Devletin şefkat eli olarak fedakarca görev yapan çalışanların mali hakları ve özlük haklarında gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır.  Ek ders karşılığı görev yapanlar ile Aile Destek Personellerine hak ettikleri kadrolar verilmelidir.

Farklı kurumlardaki meslektaşlarından daha düşük ücret almalarına bir son verilmeli ve mağduriyeti tamamen sonlandırmak adına Sosyal Hizmetler Sınıfı kurulmalıdır.

Fazla mesai ve nöbet ücretlerinde çalışanın hakkı teslim edilmelidir.

Görev tanımının dışında çalışmaya hiçbir çalışan zorlanmamalıdır.

Müstakil bir bakanlık olunca sorunların çözüme kavuşması, personelin mali ve özlük hakları ile ilgili bakanlığın çalışma yapması daha kolay olmasına rağmen ne yazık ki çalışanların beklentilerini karşılayacak bir durum ortaya çıkmamıştır.

Sosyal hizmet tazminatının artırılması, çalışanların ekonomik durumlarını iyileştirecek ve mesleki motivasyonlarını artıracaktır. Ayrıca, tayin, terfi ve atamalarda adil ve şeffaf bir sistem oluşturulması gereklidir. Bu, çalışanların kariyer gelişimlerini destekleyecek ve kurumsal bağlılıklarını artıracaktır.

Bakanlık hızla bu konulara yoğunlaşmalıdır. Sosyal hizmet çalışanlarının unutulmuşluğuna bir son vermelidir" şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.