MİT eski Daire Başkanı Profesör Mahir Kaynak, tam 30 yıl önce, Haziran 1994 te verdiği bir demeçte; “ABD ve Rusya bizi sevdikleri için değil ama kendi çıkarları gereği Türkiye’yi büyüteceklerdir. Aslında bu büyüyerek küçülmektir.” demişti.
Peki, nasıl olabilir bu büyüterek küçültmek?
1995 te Cengiz Özakıncı “Nomos ve Aydın” isimli kitabında; bunları yazmış ve Türk kamuoyunu ta o yıllarda uyarmıştı.
Aynen aktarıyorum. Türkler “Topraklarınızı genişleteceksiniz – Misak’ı Milliyi gerçekleştireceksiniz – Osmanlı imparatorluğunu yeniden dirilteceksiniz” gibi tuzaklara düşerse, Türkiye Kuzey Irak’ı, Kuzey İran’ı, Kuzey Suriye’yi topraklarına katıp, sınırlarını büyütmüş ve bu büyümenin doğal sonucu olarak, üniter devleti yıkıp, çok uluslu federal devlete geçmiş olur.
Kürt Eyaleti kısa süre sonra Türkiye’den ayrılıp ayrılmamak konulu bir referandum yapar. Oylar sayılır. Sonucunu sizin de tahmin ettiğiniz referanduma göre, Güney Doğumuzu da kapsayan eyalet Türkiye’den ayrılma kararı alır. Su havzaları, petrol ve yeraltı kaynakları Bu uydu devletle birlikte emperyalistlerin kontrolüne bırakılmış olur. Neticede ABD askeri güç kullanmadan nihai hedefine ulaşmış olur.
Türkiye’yi federasyon ile büyütür gibi lanse edip, bölmek!
Sabır gerektiren şeytani bir plan
Adamlar bizi o kadar iyi tanıyor ki, tam damardan enjeksiyon! Ver mehteri diyordu ya TV de d.llamanın biri. Aynen öyle. Profesör Mahir Kaynak emperyalistlerin bu şeytanı planını 30 yıl öncesinden görüp uyarmış. Bu günün devlet aklı bunu görmemiş olabilir mi?
Mümkün değil. Çok daha ötesini gördüklerini düşünüyorum.
Ne olur ne olmaz bir kez de ben hatırlatmış olayım!
Bu günlerde, senaryosu ustaca yazılmış bir oyunun son sahnelerini izliyoruz. Herkes rolünü ustaca oynuyor.!
Aşağıdaki sözleri Neçirvan Barzani’nin söylediği iddia ediliyor. ( doğruluğunu teyit edemedim )
“Duhak ve Erbil’in Türkiye’nin bir parçası olarak gösterilmesinden gurur duyarız”
İlginç değil mi?
Esat’ın devrilmesi…
İran’ın devre dışı bırakılması…
Trump’ın o övgü dolu konuşmaları….
Rusya’nın sahadan çekilmesi….
Bunların hepsi puzzle’ın parçaları gibi yerine oturuyor.
Ülkemiz jeo-politik konum itibariyle dünyanın en zor bölgesinde bulunuyor. Tarihin ve dünyanın seyrini değiştiren olaylar sürekli bölgemizde cereyan ediyor. Ekonomik krizler, darbeler, rejim değişikliği, savaşlar, çatışmalar ve tüm bunların sonuçlarından minimum zarar ve maksimum kârla çıkmak, bölgede söz sahibi olmak ve olayları öngörebilmek için iyi stratejistlere, fikir adamlarına çok ihtiyacımız var. Her gece TV lerde boy gösteren zevzek, yalaka tipleri değil gerçek bilim adamlarını, gerçek staretejistleri kastediyorum.
Ülkemizin yetiştirdiği en önemli stratejistlerden Mahir Kaynak’la 1985 ile 1991 yılları arası yapılmış röportajlar var. Bunlar bir kitapta toplanmıştı. Mahir Kaynak daha o yıllarda gerekirse Saddam Hüseyin’in idam edilebileceğini, Irak’ta bir kaos ve istikrarsızlık çıkacağını, ABD’nin bir Kürt devleti oluşumu için bastıracağı iddialarında bulunmuştu. Çoğu iddiasında da haklı çıktığını gördük.
Mahir Kaynak ülkemizde vuku bulmuş siyasi cinayetlerin perde arkasını da daha o yıllarda izah etmiş. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok gibi cinayetlerde herkes İran parmağı ararken ve Türkiye’de irtica hortladı çığlıkları atarken, Mahir Kaynak bu işin büyük gizli servisler tarafından planlandığını açıklamıştı.
Bölgemizdeki tarihi gelişmeler Mahir Kaynak’ın 30 yıl önceki uyarılarını yeniden gündeme taşıdı.
Bazen sayfalar dolusu yazı ile anlatamadığımızı bir karikatür basitçe anlatıverir. Rus karikatürist’in çizdiği karikatürü mutlaka görmüşsünüzdür. Büyüdüm zannederken küçülme ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Hadi büyüdük, Misak’ı milliyi ve Osmanlıyı yeniden diriltik, sınırlarımızı genişlettik diyelim. Sonrasında Kürtlerin referandumla ayrılmayacağını kim garanti edebilir?
İlyas Erbay