Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
29 Ocak, 2024 04:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Dermatoloji uzmanı uyardı: “Cüzzam hastalığı sorun olmaya devam ediyor”

Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Dr. Asiye Yıldız, "Lepra(Cüzzam) hastalığı 21. yüzyılda dahi gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde sorun olmaya devam ediyor" dedi.
Her yıl ocak ayının son haftası "Lepra(Cüzzam) Haftası" ve ocak ayının son pazar günü ise “Dünya Lepra günü’’ olarak değerlendiriliyor. Ciddi sağlık problemlerine ve bu nedenle de işgücü kaybına yol açan bulaşıcı hastalıkla ilgili bilgilendirmelerde bulunan Medicana International Samsun Hastanesi Dermatoloji Uzm. Dr. Asiye Yıldız, uygulanan başarılı kontrol programları ile hasta sayısının çok azalmasına rağmen 21. yüzyılda dahi gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde hastalığın sorun olmaya devam ettiğini söyledi. Lepra hastalığının insanoğlunun bildiği en eski hastalıklardan birisi olduğun ifade eden Uzm. Dr. Asiye Yıldız, "Anadolu, çok eski zamanlardan bu yana birçok medeniyetin geçtiği topraklardır. Anadolu’ya bu hastalık göçler ile taşınmış, Türkiye’de modern anlamda lepra savaşı 1 Haziran 1957 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları öğretim üyelerinden Doç. Dr. Etem Utku tarafından Ankara Cüzzam Savaş Derneği’nin kurulmasıyla başlamıştır. Türkiye’de cüzzam savaşında Etem Utku Hoca’dan başlayarak çok değerli bilim insanları çalışarak bugünkü başarıyı sağlamışlardır. Önerilen modern tedavi protokollerinin ülkemizde de uygulanması sonucunda, hasta sayısı önemli ölçüde azalmıştır. Tanı almış ve kayıt altında gözlenen hastaların tamamının tedavisi tamamlanmış ve bulaştırıcılığı kalmamıştır" diye konuştu.

"Solunum yolu ve deriden temas ile bulaşıyor"
Hastalığın en sık solunum yolu ve deriden temas yolla bulaştığına dikkat çeken Dr. Yıldız, "Özellikle ev içi yakın temaslarla küçük çocuklarda hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir. Ortalama kuluçka süresi olan 2-4 yıl hatta bazen daha uzun bir süre olabilir. Tedavi başlandıktan kısa süre sonra bulaştırıcılık ortadan kalkmaktadır" şeklinde konuştu.

Lepra hastalığının belirtileri
Hastalığın belirtileri hakkında konuşan Dr. Asiye Yıldız, "İlk klinik belirti yüz, kol ve bacakların dış yüzü, sırt, kalçalar gibi vücudun diğer bölgelerinde ortaya çıkan birkaç santimetre büyüklüğünde deriden hafif bir renk farkı ile ayrılan, kaşıntı ve ağrı gibi şikayete yol açmayan, açık renkte bazen hafif kızarık bir lekedir. Bu dönemde tanı konulduğunda tedavi ile tamamen iyileşir. Tedavi edilmediği takdirde daha ileri klinik formlara ilerler, deride kızarıklık, kabarıklıklar, geniş sınırları belirgin lekeler, kaşlarda dökülme, sinirlerin tutulmasına ilişkin belirtiler, el ve ayaklarda uyuşukluk, duyu kayıplarına neden olabilir. Duyu kaybına bağlı yaralanmalar, yanıklar meydana gelir. Hastalık belirtileri hastanın basile vereceği cevaba göre deride hafif bir renk açılmasının olduğu lekeden, geniş yayılımlı periferik sinir sistemi, göz, kemik, kas ve diğer dokuların tutulduğu, şekil bozuklukları ve sakatlıkların geliştiği bir tabloya kadar değişiklik gösterir. Leprom adı verilen yumrular yüze yerleştiklerinde aslan yüzü denilen yüz görünümünü ortaya çıkarırlar. Ayrıca semer burun denilen burun çöküntüsüne, damak delinmesine, göz kapaklarının düşmesine, ses kısıklığına, parmakların kendiliğinden kopmasına da yol açarlar. Eller etkilendiğinde pençe eli görünümü oluşur" ifadelerini kullandı.

Lepra hastalığında tanı
Dr. Asiye Yıldız, hastalıkta tanı ve korunma ile ilgili şunları söyledi:
"Hastalığın tanısında şüpheli deri lezyonları ile beraber periferik sinir tutulumu belirtilerinin elle muayene edilerek sinir kalınlaşmasının ve duyu muayenesi ile yüzeysel duyu kaybının tespiti ile tanı konulabilir. Lepra basilinin mikroskopla gösterilmesi de tanıyı kesinleştirir. Lepra hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün tedavi şemalarına göre kombine ilaçlarla 6-12 bazen de 24 ay süren rejimlerle tedavi edilmektedir. Bu ilaçların kullanılamadığı durumlarda alternatif tedavi uygulanır. Bu hastalıktan korunmak için erişkinlerin ilave bir önlem almalarına gerek yoktur. Ancak çocuklara yönelik önlem almak gerekir. Koruyucu bir aşısı yoktur. BCG ile immün proflaksi yapılmaktadır. Cüzzam hastalığının kontrol altına alınabilmesi için hastalığın belirtilerinin bilinmesi, hastaların sakatlık gelişmeden erken dönemde tanı alması ve tedavi edilmesi, hasta ve toplumun eğitilmesi önemlidir."

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
10 Haziran, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Başkan Altıkulaç: “İstanbul’a sevk edilen kurbanlıkların tamamına yakını satıldı”

Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, Kastamonu’nun Devrekani ilçesinden vilayet dışına sevki yapılan kurbanlıkların tamamına yakının satıldığını söyledi.
Kurban Bayramı’nın akabinde değerlendirmede bulunan Devrekani Belediye Başkanı Altıkulaç, Kastamonu’nun Devrekani ilçesinden İstanbul’un Avrupa yakasına 786 büyükbaş ve 150 küçükbaş hayvanın sevkinin yapıldığını söz etti. Hayvan satışlarıyla ilgili de konuşan Lider Altıkulaç, "Sevk edilen kurbanlıkların tamamına yakını satıldı. Vilayetimize geri dönen hayvan olmadı" dedi.
Devrekani Canlı Hayvan Pazarındaki kurbanlıkların satışıyla ilgili de bilgi veren Altıkulaç, "Fiyatlar değerlendirildiğinde geçen yılla bu yıl ortasında çok cüzi bir fiyat farkı kelam konusu. Yaklaşık kesildiği vakit karkas yükü 150-200 kilogram gelen bir kurbanlığın fiyatı ise 120 bin lira civarında satıldı. Devrekani ilçe merkezimizde yüklü olarak büyükbaş hayvan kesilmesi tercih edildi. Her sene vilayetimizden il dışına giden kurbanlık sevkiyatında azalma oluyor. Geçen yıl İstanbul vilayetine bin tane hayvan sevk etmiştik. Bu sene ise 786 tane büyükbaş, 150 tane de küçükbaş hayvan sevk ettik" sözlerini kullandı.
Kurban Bayramı tatilinde ilçeye gelen vatandaşların ekonomik hareketlilik oluşturduğunu söz eden Lider Altıkulaç, "Başta yöresel besin, el emeği ve göz ışığı eserler olmak üzere köylerimizde üretilen hayvansal yöresel eserlerimizle alakalı ekonomik manada önemli bir hareketlenme oldu. Başta yağ kesik, mantı, mesken baklavası olmak üzere sarımsak, çekme helvası, simit, köy ekmeği, pirinç, tarhana, bal, pekmez üzere eserlerimizi satışa sunulan yerlerde bu eserlerin İstanbul ve öbür vilayetlerimizden gelen hemşehrilerimiz tarafından tercih ediliyor olması esnaf ve üreticilerimizi memnun ve şad etti" halinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin