Tuvalete korumalarıyla girdiğini gösteren video görüntüleri ve fotograflar internette mevcut.
Bunun güvenlik ile ilgili bir tarafı var. Zira, dışkı bir insanın sağlığı ve hassasiyetleri hakkında pek çok bilgi barındıran bir done. büyük devletler böyle bir istihbarat malzemesini düşman klozetlerinde bırakmazlar.
İdrar ve gaita testi ile, bir insanın sağlığı hakkında bir çok bilgiye ulaşılabiliyor.
Dışkısından bir liderin genetik özelliklerinin belirlenmesi, buradan hareketle kişiye özel bazı ilaçlar veya zehirler üretilmesi veya bazı maddelere karşı hassasiyetinin tespit edilmesi mümkün.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal vefat ettikten bir kaç ay sonra, bir iş seyahati için Özbekistan'a, ardından Kazakistan'a oradanda Rusya'nın Sibirya bölgesine geçmiştim. Gittiğim her yerde Türk olduğumu öğrendiklerinde, büyük ilgi göstermişlerdi. Konuşurken sözü rahmetli Özal'a getirip, "Sizin president zehirlenerek öldürüldü" diyorlardı. Çok şaşırmıştım çünkü, henüz Türkiye'de böyle bir iddia konuşulmuyordu. Çankaya'da konutunda, koşu bandında spor yaparken kalp krizi geçirdi diye biliyorduk. Zehirlenerek öldürüldü diyenlere bunu söylediğimde bana gülmüşlerdi.
   Bu iddialar daha sonra Türkiye'de de gündeme getirildi. Fakat bir sonuca ulaşılamadı.
   Önemli liderlerin en çok korktuğu şeydir zehirlenmek.
   Bunun için çok sıkı önlemler alırlar.
   Kimi büyük ülkelerin liderlerinin yurtdışına yaptıkları ziyaretlerde; sağlık bilgilerine ulaşılmasını engelleyecek önlemler aldığını biliyoruz. Bunlardan biri de seyyar tuvalet taşımak.

Sadece putin'in değil hemen hemen her büyük devletin başkanının b.ku toplanır. Zamanında "ABD Başkanı Türkiye ziyaretinde b.kunu da yanında götürdü" diye haber çıkmıştı.

Başkanların DNA'sının ele geçirilme kaygısı ile; yurtdışı seyahatleri için özel tuvaletler taşınıyor.

ABD Başkanı George W. Bush'un 2004 yılındaki Türkiye ziyaretinde beraberinde portatif bir klozetin getirildiği, başkanın sadece bu tuvaleti kullanacağı, bu süreçteki bütün dışkı ve idrarın ABD'ye götürüleceğine dair haberler o dönem basına yansımıştı.

Liderler kendi ülkelerinde bile bir yemeği gönül rahatlığı ile yiyemiyor. Bir bardak suyu güvenle içemiyor. Dış gezilerde işleri daha da zor. Yedikleri ve içtiklerine çok dikkat etmek zorundalar. Bazen gidilen ülke lideri onurlarına yemek veriyor. Yesen bir türlü, yemesen bir türlü..
Zor iş lider olmak. Dünya lideriysen işin daha da zor.

"Ben lazımlık falan taşımam, çekerim sifonu gider" diyemezsin. Sifonu çektiğinde nereye gittiğini bilemezsin. Lidersen b.kuna da sahip çıkacaksın!
Yemeğini de lazımlığını da yanında taşımak zorundasın.

İlyas Erbay