Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
25 Şubat, 2024 04:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Demirtaş’ın avukatlarından “İtibar suikastı” vurgusu

Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Mustafa Demirtaş’ın Avukatları Mehmet Karadağ ve Turan Uzun basın açıklaması yaptı.
Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Mustafa Demirtaş hakkında belediyede çalışan iki kadın kendilerine taciz yapıldığı iddiası ile suç duyurusunda bulunmuş, savcılık kadınlardan birinin iddialarını asılsız bularak “kavuşturmaya yer yoktur” kararı vermiş ve karar kesinleşmişti. Diğer kadın çalışanın iddialarına yönelik açılan mahkemenin birinci duruşması Kdz. Ereğli Adliyesi’nde görülürken, duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
“Asıl amaçları müvekkilimizin siyasi geleceğini bitirmeye yönelik”
Duruşmanın ardından adliye önünde müşteki kadının avukatının basın açıklaması yapması sonrasında, Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Demirtaş’ın Avukatları Mehmet Karadağ ile Turan Uzun’dan da yanıt geldi. Demirtaş adına açıklamayı yapan Avukat Karadağ, müvekkiline yönelik soruşturmanın başından bu yana basın yoluyla itibar suaikasti yapılmaya çalışıldığını vurguladı. Müşteki avukatının adil yargılamayı etkilemeye yönelik iddialarının doğru olmadığını belirten Karadağ “Duruşma tarihinin seçimlerden sonraya bırakılmasının kendileri için üzücü olduğunu ifade ederek asıl amaçlarının müvekkilimizin siyasi geleceğini ve kimliğini bitirmeye yönelik olduğunun açıkça göstergesidir.” Dedi.
“Başından beri itibar suikasti yapılmaya çalışılıyor”
Karadağ açıklamasına şu sözlere yer verdi: “Müvekkilimiz Gökhan Mustafa Demirtaş’ın 22.02.2024 tarihinde yapılan 1. Duruşma sonrasında müşteki vekilinin adliye önünde yanına 7-8 kişi alarak yapmış olduğu basın açıklaması mesleki kurallar ile bağdaşmayıp Avukatlık Kanunu’nun 40. Maddesi gereğince suç niteliği taşımaktadır. Avukatlık Mesleki Kanunu’nun; taraf olarak kesin hal bulunmadıkça basına açıklamada bulunamayacağı açık şekilde ifade edilmektedir. Açıklama yapılması mecbur olması halinde ise de bu açıklamanın adaleti etkileyecek nitelikte olmaması gerektiği kesindir. Müvekkilimize yönelik olarak soruşturmanın başından itibaren sistematik olarak itibar suikastı yapılması ve bu yönde müşteki vekilinin duruşmanın içeriği başta olmak üzere delillerin durumunu değerlendirmesi, tanıklara yönelik baskı oluşturmaya çalışması, bir kısım basın yayın kuruluşları ile birlikte soruşturma ve kovuşturmayı buraya kadar getirdiklerini beyan etmesi yargılamanın duruşma salonunda değil de bazı basın yayın kuruluşları ile birlikte kamuoyu önünde adalet mekanizması dışında yapıldığı izlenimini doğurmuştur. Hâlbuki soruşturma tarafsız ve herkese eşit mesafede olan Cumhuriyet Savcıları tarafından yapılmış ve yine kovuşturma adil bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Mahkemesi tarafından maddi gerçeğe ulaşmak için titizlikle yapılmaktadır. Kaldı ki soruşturma dosyasına konu olan diğer bir müştekinin iddiaları hakkında yapılan soruşturmada, bu iddiaların asılsız olduğu yönünde yargı karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Soruşturmanın başından itibaren müvekkilimizin siyasi kimliği ve soruşturma dosyasında verilmiş olan gizlilik kararı neticesinde şimdiye kadar tarafımızca hiçbir basın açıklaması yapılmamıştır. Hatta ve hatta müvekkilimizin siyasi bir parti ile bağı olması nedeniyle, siyasetin adaleti etkilediği izlenimi vermemek için bağlı bulunduğu siyasi partiden istifa etmiştir. Müvekkilimizin yasal haklarını kullanması neticesinde müracaatta bulunmasının bir mobing olduğunu kamuoyuna çarpıtarak açıklamada belirtmiştir. Müşteki vekilinin mahkemenin tüm delillerini kabul etmiş gibi kamuoyu ile paylaşması kendisini yargı mercii olarak görmekte ve hükmü kendince vermiştir. Yargılamada tanıkların dinlenilmeden cezaya hükmedileceğinden bahsederek yargılamayı etkileme çabasına içerisine girmiştir. Duruşma tarihinin seçimlerden sonraya bırakılmasının kendileri için üzücü olduğunu ifade ederek asıl amaçlarının müvekkilimizin siyasi geleceğini ve kimliğini bitirmeye yönelik olduğunun açıkça göstergesidir. Müvekkilimiz ile yapmış olduğumuz telefon görüşmesinde; hukuka aykırı, doğruları yansıtmayan ve adaleti yönlendirme niteliğindeki basın açıklamasından dolayı müşteki vekili hakkında Adalet Bakanlığına ve bağlı bulunduğu Baro Başkanlığına suç duyurusunda bulunacağını haricen öğrenmiş bulunmaktayız. Müşteki vekili tarafından yapılan, doğruları yansıtmayan, etik olmayan ve hukuka aykırı basın açıklaması sonrasında müvekkilimiz adına cevap verme ve doğru bilgilendirme zorunluluğu doğmuştur. Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Berkay Doğan tarafından
11 Haziran, 2025 11:06 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Toprak Razgatlıoğlu 2026’da MotoGP’ye Geçiyor

Dünya Superbike Şampiyonası’nda iki kez zafere ulaşarak Türkiye’ye büyük gurur yaşatan milli motosikletçi Toprak Razgatlıoğlu, 2026 sezonunda MotoGP'de mücadele edecek.

Başarılı sporcu, Prima Pramac Racing takımıyla anlaştı ve Yamaha’nın fabrika destekli motosikletiyle pistlere çıkacak.

MotoGP’de yarışan ilk Türk sporcu olarak tarihe geçecek olan Toprak, kariyerinde yeni bir sayfa açarken Yamaha ile bağlarını da yeniden kurmuş oldu. Pramac Racing, Ducati ile uzun süren iş birliğinin ardından 2025 sezonundan itibaren Yamaha motorlarına geçiş yapmıştı. Bu değişim, Toprak'ın MotoGP yolculuğunu mümkün kıldı.

Yamaha Motor Racing Direktörü Paolo Pavesio, Toprak'ın geri dönüşünden duydukları memnuniyeti şu sözlerle ifade etti:
“Toprak’ı Yamaha ailesine yeniden katmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Superbike’ta Yamaha tarihinin en çok galibiyet kazanan ismi oldu ve iki kez dünya şampiyonu unvanını elde etti. MotoGP’ye geçişi hem bir eve dönüş hem de yeni bir meydan okuma. Savaşçı ruhu ve kararlılığı, Pramac Yamaha takımıyla mükemmel bir uyum içinde. Bu nedenle 2026’nın bu adım için doğru zaman olduğuna inanıyoruz.”

Toprak Razgatlıoğlu’nun MotoGP’ye geçişi, hem Türkiye motosiklet sporu hem de uluslararası arenada büyük heyecan yarattı.

Bizi sosyal medyadan takip edin