Ramazan Öztürk tarafından
07 Aralık, 2023 14:00 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 28.12.2023 11:52
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Değirmenci’den Asgari Ücret Açıklaması

Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, "Asgari ücrete, milyonlarca çalışanı memnun edecek, enflasyon karşısında belini doğrultacak, fahiş zamlar karşısında dik durmasını sağlayacak bir artış yapılmasını bekliyoruz."

HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, “Yeni asgari ücret görüşmeleri, 11 Aralık Pazartesi günü başlayacak. Asgari ücrete, milyonlarca çalışanı memnun edecek, enflasyon karşısında belini doğrultacak, fahiş zamlar karşısında dik durmasını sağlayacak bir artış yapılmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu. Dört gün sonra başlayacak olan yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları öncesinde Genel Başkan Yunus Değirmenci, asgari ücret artışına yönelik yazılı bir açıklama yaptı. “Türkiye gerçeği ve geçim koşullarını göz önüne alan bir asgari ücret belirlenmesini istiyoruz” diyen Değirmenci, “Asgari ücrette kaşık-kepçe kısır döngüsü bitmeden sorun çözülemez. Kaşıkla verilmesi muhtemel olan asgari ücret zammını, her türlü mal ve hizmete gelecek fahiş zamlarla, vergi artışları yaparak kepçeyle almak, çalışanları yeniden çaresizlik kuyusuna atmak demektir. Bu nedenle bu döngü tersine çevrilmeli, bu kez çalışanlara kepçeyle verilmelidir. Aksi takdirde bizim nazarımızda asgari ücrete yapılacak her zam, anlamsızdır, hükümsüzdür, bir aldatmacadır” ifadelerini kullandı. Özellikle pandemiden bu yana emekçilerin geçim sıkıntısıyla boğuştuğunu, beslenme, barınma, eğitim, ısınma, ulaşım ve sağlık gibi giderlere yapılan zamlar nedeniyle asgari geçim standardının altında bir yaşam sürdüğünü ifade eden Genel Başkan Değirmenci, “Asgari ücret belirlenirken, adeta tek bir kişinin geçim koşulları göz önüne alınıyor. Hâlbuki bu asgari ücretle aileler geçiniyor, bu asgari ücretle eve ekmek götürülüyor. Bu nedenle asgari ücret artışında dört kişilik bir ailenin geçim koşulları baz alınmalı, mutfaktaki yangın, market raflarındaki alevler söndürülmelidir.” diyerek yapılan fahiş zamların durdurulması gerektiğine dikkat çekti. “İŞLETMELER ELİ TETİKTE BEKLİYOR” Değirmenci açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ürün ve mal üreten birçok işletme, adeta eli tetikte bekliyor. Asgari ücrete zam yapılır yapılmaz, ürün ve hizmetlerine hemen zam yapacak. Bu bir kısır döngüdür. Devletimiz, hükümetimiz bu can sıkıcı döngünün önüne geçmelidir. Asgari ücretli milyonlarca çalışan, maaşına yapılan zamma, ürün ve hizmetlere yapılan fahiş zamlar nedeniyle sevinemez olmuştur. Formül bellidir, çıkış yolu açıktır. ‘Asgari ücrete iyi bir zam yap, fahiş zamlara dur de. Enflasyon canavarının başı ezildiğinde yılda bir kez yapılmasında bir sakınca yoktur. Fakat Ocak ayında asgari ücrete yapılacak olan zam, şubat ayını görmeden eriyor. Bu nedenle ikinci bir zam ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu erimenin önüne geçmeden, yılda tek bir asgari ücret zammı, işleri daha da karmaşık hale getirecektir. ASGARİ ÜCRET ZAMMI, DİĞER ÇALIŞANLARI DA ETKİLEMEKTEDİR Asgari ücrete yapılacak olan artış, fabrikalarda alınteri akıtan fakat asgari ücretin biraz üzerinde çalışan milyonlarca çalışanı da etkilemektedir. Asgari ücretliye verilmeyen her oran, diğer milyonlarca çalışana da verilmeyecek anlamına gelmektedir. Bu nedenle adeta geçim ücretine dönüşen asgari ücrete, vatandaşın geçim koşulları göz önüne alınarak yeterli miktarda zam yapılmalıdır. ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONUNUN YAPISI DEĞİŞTİRİLMELİDİR Asgari Ücret Tespit Komisyonu, milyonlarca asgari ücretlinin sadece bir kısmını temsil etmektedir. Bu komisyonun yapısını revize etmenin de zamanı gelmiştir. İşçilerin tamamı temsil edecek bir komisyon yapısının ortaya konulması gerekmektedir. Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi niteliği taşıyan asgari ücret görüşmelerine sadece bir işçi konfederasyonu katılmaktadır. O konfederasyon da her söylediğini ucu açık ifade ederek, yanlış anlaşılmalara neden olacak açıklamalar yapmakta, sürekli yalanlamalar, düzeltmelerle asgari ücret sürecini baltalamaktadır. Bu nedenle komisyonun yapısının yeniden düzenlenmesini istiyor ve bekliyoruz.” (Ramazan Öztürk)  
blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.