Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
10 Aralık, 2023 12:24 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Cildiye profesörü uyardı: “Herkes her an uyuz olabilir”

Dermatoloji(Cildiye) Uzmanı Prof. Dr. Müge Güler Özden, pandemi sonrası uyuz hastalığının hızla arttığına dikkat çekerek, "30 kat hızla yayılıyor, hepimizi tehdit altına alıyor, herkes her an uyuz olabilir. Uyuz görülen tüm ailenin aynı anda hasta olsun olmasın tedavi edilmesi çok önemli. Kıyafetler 60-70 derecede yıkanmalı, kızgın ütü ile dikiş araları dahil ütülenmeli" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müge Güler Özden, insanın yaşam konforunu düşüren, sebep olduğu kaşıntı sebebiyle kişileri oldukça rahatsız eden uyuz hastalığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bu konuda birçok araştırma yapan Prof. Dr. Müge Güler Özden, uyuzun son yıllarda önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başladığına dikkat çekti.

“10-15 saniyelik yakın temasla insandan bulaşıyor”
Prof. Dr. Müge Güler Özden, uyuz hastalığının artışı, bulaşması ve tedavisiyle ilgili bilgi vererek, “Bunun elbette küresel ısınma, göç hareketleri ya da yaşam tarzındaki bazı değişikliklerle açıklanması mümkündür. Salgın şu anda ülkemizin çok önemli bir gerçeğidir. Uyuz insandan insana yakın temasla bulaşan bir parazittir. İnsana özgü bir parazittir. Hayvanlardan bulaşması özellikle bu salgında insana ait uyuzun hayvanlardan bulaşması söz konusu bile değildir. İnsandan insana yaklaşık 10-15 saniyelik bir yakın temasla bulaşabilen, vücut ısısı ile bulaşma riski artan bir ajandır. Bu hastalığın tedavisinde yapılan en büyük hatalardan bir tanesi sadece hastayı tedavi etmeye çalışmaktır. Tüm ailenin aynı anda hasta olsun olmasın tedavi edilmesi çok önemlidir. Henüz yumurtadan çıkmamış uyuz parazitlerinin hastanın sağlık olduğu gibi yanlış bir algıya yol açabileceği önemli bir ayrıntıdır. Bütün aile bireyler tedavi olmazsa pinpon etkisi oluşacaktır. Bir hasta iyileşirken diğer hastalanacak, o iyileşirken diğer hastalanacaktır. Bir türlü kurtulmak mümkün olmayan kısır döngüye girilir. O yüzden hasta olsun olmasın tüm aile bireyleri tedavi olmalıdır. Uyuz kaşıntısı gerçekten çok rahatsız eden bir kaşıntıdır. Özellikle vücut ısısının artışı ile bu kaşıntının artması çok tipiktir. Özellikle yatağa yattıktan sonra vücut ısısı artmaya başlamasıyla beraber uyuz da harekete geçecek ve kaşıntı şiddetlenecektir. Tutulum yerleri önemlidir. Özellikle derinin ince olduğu, daha sıcak ya da yumurtaları rahatlıkla bırakabileceği yerleri seçer. Elin iç yüzleri, meme başı çevresi, genital bölge, kasıklar ve göbek çevresi en sık karşılaştığımız bölgelerdir. Tedavi sürecinde eskiden bir kez bile krem sürmek yeterliyken, aslında çok kolay tedavi edilebilen bir ajanken şimdi biraz direnç gelişti. Burada ısrarla 6, 7, 8 defa belki tedaviyi tekrarlamak 1 hafta 10 gün aralarla büyük fayda vardır. Artık ülkemizde yapılan bir tablet, oral tedavi ajanı da var. Tropikal tedavi ile iyileşmeyen vakalarda doktor kontrolünde oral tedavi ile desteklemek yapılması gereken bir durumdur. Oldukça etkili oluyor. Kıyafetlere çok dikkat etmek gerekiyor. Kıyafetlerin 60-70 derecede yıkanması, kızgın ütü ile ütülenmesi, yıkanamayan kıyafetlerin 10 gün kadar hava almayacak şekilde paketlenip kullanılması önemlidir. Kızgın ütü yaparken dikiş aralıklarına dikkat etmek gerekiyor. Yumurtalar dikiş aralarında kalabilir” diye konuştu.

“30 kat hızla yayılıyor, hepimizi tehdit altına alıyor, herkes her an uyuz olabilir”
Yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi veren Özden, “Ülkemizdeki salgının aslında daha evvel yıllarda başladığını biz dermatoloji uzmanları olarak fark etmiştik. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü ve kendi sağlık otoritelerimize de veri sağlamak amacıyla çok merkezli çalışma yapmıştık. Türkiye’nin her yerinden veri topladık. Gördük ki 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında vaka sayıları çok az ve belli sayıda giderken birden bire 2017’den sonra ilk olarak 7 katına, sonra 30 katına çıkacak kadar hızlı bir salgın başlamıştı. Pandemi bu salgın hızını bir az yavaşlattı. Pandeminin bitişiyle birlikte, insanların yeninde temas kurmasıyla beraber 30 kat hızlı başlayan salgın tekrar kendi ivmesiyle beraber ne yazık ki devam ediyor. Hepimizi tehdit altına alıyor. Herkes her an uyuz olabilir” şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Berkay Doğan tarafından
26 Mayıs, 2025 19:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Saadet Partisi Karabük İl Başkanlığı’ndan Gazze’ye Destek ve Meclis Çıkışı

Saadet Partililer, Karabük İl Başkanlığı önünde Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırılar ve savaş suçlarına dikkat çekti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılması planlanan genel görüşme talebinin reddedilmesine tepki gösterdi. Başkan Gündoğdu, vicdan ve adalet duygusunu ön plana çıkarırken, insani yardımlar ve milli güvenlik konularında daha etkin ve cesur adımlar atılması gerektiğine vurgu yaptı.

Saadet Partisi Karabük İl Başkanı Aziz Gündoğdu basın açıklamasında, önergenin 21 Mayıs Çarşamba günü Meclis Başkanlığı’na sunulduğu ve o gün AKP ile MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini hatırlattı.

Açıklamada, insani yardım ve adalet talebinin devlet tarafından karşılık bulması amacıyla yapılan girişimlerin bilinçli olarak engellendiğini kaydeden Gündoğdu: “GAZZE İÇİN GENEL GÖRÜŞME ÖNERİMİZ REDDEDİLDİ: TARİH BU KARARI UNUTMAYACAKTIR! Saadet Partisi olarak, Filistin halkına yönelik süregelen insanlık dışı saldırıların sona erdirilmesi, Gazze’de işlenen savaş suçlarının cezasız kalmaması ve Türkiye’nin bu konuda daha etkin bir politika belirlemesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Genel Görüşme açılması talebinde bulunduk.
Bu önerimizi 21 Mayıs Çarşamba günü Meclis Başkanlığı’na sunduk ve ne yazık ki aynı gün AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Amacımız; insani yardım faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak, Gazze halkının sesi olmak ve ülkemizin vicdan sahibi her ferdinin beklentisine cevap verecek somut adımların atılmasıydı.
Ancak bu karar, vicdanlarda derin bir yara açmıştır. Zira bugün sessiz kalınan her zulüm, yarın daha büyük acıların ve daha derin pişmanlıkların habercisidir. Türkiye, tarihi boyunca mazlumun yanında
durmuş bir milletin evlatlarından oluşmaktadır. Bu duruşa yakışmayan her karar, sadece meclis tutanaklarına değil, milletimizin hafızasına da kara bir leke olarak kazınacaktır.
Buradan bir kez daha sesleniyoruz:
Gazze yanarken susanlar, insanlık sınavında sınıfta kalmıştır!
Saadet Partisi olarak, mazlumun yanında durmaya, adaletin ve insanlığın sesini her platformda yükseltmeye devam edeceğiz. Zulme karşı susmayacak, vicdanların sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bu olumsuz kararın alınmasında red oyu verdilerse başta Karabük milletvekilleri olmak üzere iktidar milletvekilleri hangi yüzle "Gazze bizim meselemizdir" diyerek milletin karşısına çıkacaklardır?
Geçen seçimde “AKP kaybederse Gazze düşer” diyen iktidar mensupları; şimdi kazandınız, ama Gazze düştü! İsrail kazandı, Gazze kan ağlıyor. Bu akan kanın ve dökülen gözyaşlarının hesabı, elbet bir
gün sizden sorulacaktır.
Saadet Partisi’nin Gazze’ye yardım ulaşması ve yardımların devamlılığının sağlanması amacıyla TBMM’ye sunduğu bu önergeye AKP ve MHP gruplarının ret verdiğini kamuoyu bilmektedir. Ancak
dikkat çekici bir hususu özellikle vurgulamak istiyoruz: AKP grubu, bu önergeden hemen önce Meclis'te sadece 40 kişiyken, önerge görüşmesine gelindiğinde bir anda 173 milletvekiliyle ret oyu vermek
üzere salona dolmuştur.
Bu RED verenler arasında Karabük milletvekilleri var mı?
Bu soruya cevap verecek üç kişi var: Karabük CHP Milletvekili Sayın Cevdet Akay, Karabük AKP Milletvekilleri Sayın Cem Şahin ve Sayın Ali Keskinkılıç.
Kendileri bu önergeye red oyu verdilerse, özellikle Gazze’ye hassasiyet gösteren ve kendilerine oy vermiş mütedeyyin vatandaşlarımıza açıklama yapmak zorundadırlar. Eğer red oyu vermedilerse, peki neden
partilerinin Gazze karşıtı bu kararına itiraz etmediler? Bu konuda bir çalışma yürütmeyi düşünüyorlar mı?
Sayın milletvekilleri sizlere sesleniyoruz:
Gazze için yapılan yürüyüşlerde görünmek kolay, ama Meclis’te İsrail
aleyhine oy vermek cesaret ister!
Kameralar önünde slogan atmak kolay; ama Gazze için somut bir
adım atmak, vicdan ve iman meselesidir!
Bu millet artık söz değil, icraat istiyor. Samimiyet görmek istiyor.
Bugün burada sadece bir önergenin reddini değil, bir vicdanın inkârını
yaşıyoruz!
Ve tam da bu noktada tekrar altını çiziyoruz:

"Siyonist düşman her platformda vahşiliğini sürdürürken, biz
evlerimizde nasıl huzurla oturabiliriz?
Bugün harekete geçilmezse, yarın çok geç olacaktır!"
Şu soruları hep birlikte haykırıyoruz:

  • Mehmetçiğimiz Kore’ye gitmedi mi?
  • Libya’ya, Afganistan’a asker göndermedik mi?
  • Neden Gazze’ye gönderemiyoruz?
  • Ukrayna’ya, Azerbaycan’a SİHA’lar giderken Gazze’ye neden
    sadece dua gidiyor?
    Gazze sadece bir coğrafya değil; bir iman, bir şeref, bir millet vicdanı
    meselesidir!
    Ankara’nın güvenliği Gazze’yi savunmaktan başlar. İstanbul’un huzuru,
    Kudüs’ün onurundadır.

Bu bağlamda mevcut AKP hükümetine açık çağrımızdır:

  1. İncirlik Üssü derhal kapatılmalıdır.
  2. Kürecik Radar Üssü lağvedilmelidir.
  3. İsrail’le iş birliği yapan çifte vatandaşlar vatandaşlıktan
    çıkarılmalı ve yargılanmalıdır.
  4. Bakü-Tiflis-Ceyhan hattından İsrail’e giden petrol derhal
    durdurulmalıdır!
    Karabük’ün seçilmiş milletvekilleri Sayın Cem Şahin, Sayın Ali
    Keskinkılıç ve Sayın Cevdet Akay’dan açık talebimiz şudur:
    Bu çağrımızı Meclis gündemine taşıyınız.
    Gazze için verilen her önergeye ve insani çabaya destek olunuz.

Saadet Partisi’nin sunduğu bu ve benzeri tekliflerde milletimizin,
vicdanın ve adaletin yanında durunuz.
Zira bu çağrının muhatabı sadece milletvekilleri değil, aynı zamanda
tarihtir, vicdandır ve Allah’tır." ifadelerinde bulundu.

Haberin Videosu İçin Tıklayınız.

Bizi sosyal medyadan takip edin