blank
Haber Merkezi tarafından
24 Aralık, 2024 21:54 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Yavuz’dan Asgari Ücret Tepkisi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz, hükümetin asgari ücrette yaptığı yüzde 30'luk artışa sert tepki gösterdi. Yavuz, bu kararın emekçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdığına ve milyonlarca insanı sefalet içinde yaşamaya mahkum ettiğine dikkat çekti. Yavuz, yaptığı açıklamada Türkiye'deki ekonomik eşitsizlik ve gelir adaletsizliğine dikkat çekerken, hükümetin zenginleri ödüllendirme, emekçileri ise yok sayma politikasını eleştirdi. Asgari ücretin insanca bir yaşam için yeterli olmadığını vurgulayan Yavuz, halkın emeğinin karşılığını alması gerektiğini ifade etti.

CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Yavuz;

"Zulmün Adı: Asgari Ücretle Yaşam

Bu ülkenin yönetiminde bir şey çok net: zenginler ödüllendirilir, emekçiler ezilir. 22.104 TL’lik asgari ücret kararı, çalışan kesimin açıkça hiçe sayıldığını ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm edildiğini kanıtlıyor. Bu karar, milyonların alın terine, emeğine, onuruna atılmış bir tokattır. İnsanca yaşama hakkını gasp eden bu sistemin adı, düpedüz ekonomik köleliktir.

Bu Bir Zulümdür

%30’luk zam oranı, %47’yi aşan enflasyonun yanında komik bile değildir. Bu kararı alanlar, bir aileyi geçindirmek için gıda, kira, enerji ve diğer temel ihtiyaçlar için kaç para gerektiğini gerçekten biliyor mu? Yoksa saraylardan halka bakıp, "Bu kadarı yeter," mi diyorlar? Sormazlar mı: Siz bir ay boyunca bu parayla geçinmeyi dener misiniz?

Asgari ücretli, günün 12 saati, haftanın 6 günü çalışıyor ve karşılığında eline geçen parayla temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Kirasını ödedikten sonra mutfağına ekmek koymaya mı çalışsın, çocuğunun eğitim masraflarını mı karşılasın? Elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemeyen insanlar karanlıkta mı otursun, soğukta mı donsun? Bu mudur sosyal devlet anlayışı?

Bir Avuç Zenginin Cenneti, Milyonların Cehennemi

Gelir dağılımı uçurumu, bu ülkenin utanç kaynağıdır. Lüks araçlar, devasa malikâneler içinde yaşayanlar için %30 zam, bir akşam yemeğinin hesabıdır. Ama asgari ücretle geçinen için bu rakam, bir ay boyunca karnını doyurup doyuramayacağını belirler. Zenginler servetlerine servet katarken, milyonlarca insanın sefalet içinde yaşamasını izlemek hangi vicdana sığar?

Hükümet, büyük sermayeye teşvikler dağıtırken, asgari ücretliye “sabır” öneriyor. Zenginlerin cennetinde sefahat sürerken, halkın cehenneme mahkûm edilmesi hangi adaletin ürünüdür?

30.000 TL İmkânsız mı?

CHP’nin asgari ücretin 30.000 TL olması gerektiği önerisi, haklı bir taleptir. Ama karşı çıkanlar hemen devreye giriyor: "Ekonomi bunu kaldıramaz!" İşçilerin emeğini sömürerek büyüyen bir ekonomi, insanlık onurunu zaten taşımıyordur. Büyük şirketlerin ve zenginlerin vergilerini artırmak yerine, işçinin sırtına daha fazla yük bindiren bir sistem, adaletsizlik ve açgözlülükten başka bir şey değildir.

Artık Yeter!

Bu düzen böyle devam edemez. İnsanlar açlık sınırının altında yaşamaya, çocuklarına bir gelecek sunamamaya, borç batağında nefes alamamaya mecbur bırakılmış durumda. Bu sadece bir ekonomik kriz değil, insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suça ortak olanlar, tarihe halkın emeğini sömürenler olarak geçecektir.

Bu halk köle değildir. İnsanlar, sadaka değil, emeğinin karşılığını ister. Ekmek parası için çırpınırken yaşamaya değil, insanca yaşamaya hakkı vardır. Ve bu hak, söke söke alınacaktır." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
24 Haziran, 2025 12:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Dijital dünyadan çikolata atölyesine

Silikon vadilerine öykünen hayatlar, bu kere Giresun’da çikolata atölyelerinde yine şekilleniyor. Almanya ve İsviçre’de yazılım mühendisliği eğitimi alan 3 genç, kod satırlarını bir kenara bırakıp Giresun’da fındık ve çikolatayı harmanlayarak kendilerine yeni bir gelecek kuruyor. Maksatları artık dijital projeler değil, damaklara dokunan kaliteli çikolatalar üretmek.

Kodları bıraktılar, çikolata kazanını karıştırıyorlar
Yıllarca Almanya ve İsviçre’de yazılım mühendisliği yaptıktan sonra, "Neden kendi hammaddemizi kullanarak kendi markamızı üretmiyoruz?" sorusu ile bugünlere geldiklerini belirten Emre Öztürk, "Almanya’da doğup büyüdük ve üniversitede Muhammed Mısır ve Nurullah Baba ile birlikte Yazılım Mühendisliği okuduk. Uzun yıllar bu alanda çalıştık. Yaz tatillerinde memlekete gelirken valizler dolusu İsviçre çikolatası getirirdik. Fakat o çikolataların hammaddesinin memleketimiz Giresun’un fındığı olduğunu biliyorduk. Sonunda karar verdik. Hammaddesi Türkiye’de bulunan esere katma bedel kazandıracak bir çikolata atölyesi kuracaktık. Bunun için İsviçre’de çikolata fabrikalarını gezdik, eğitimler aldık. Giresun’un fındığıyla birleştirirsek neden dünya markası olmayalım?’ dedik ve ’ChocoMoys’ markası ile yola çıktık" dedi.

"Hayallerimizin peşinden gittik"
Amaçlarının üretim kapasitesini ve istihdamı artırarak bir marka oluşturmak olduğunu belirten Öztürk, "İnsanlar bu değişimi birinci başta tuhaf karşıladı fakat biz hayallerimizin peşinden gittik. Büsbütün yerli ve doğal üretim yapıyoruz. Şu anda 40 tonluk çikolata üretim kapasitesine ulaştık bile. Maksadımız sadece üretmek değil, büyümek, istihdam sağlamak ve Giresun’u çikolata üretiminde kelam sahibi yapmak. Artık dışarıdan çikolata ithal etmeye gerek yok. Gerçek kaliteyi Türkiye’de üretmek mümkün. Bunun için yalnızca yürek ve sabır gerekiyor" diye konuştu.

"Amacımız kâr değil, kalite"
Girişimcilerden Nurullah Baba da, projenin öncelikli emelinin kar değil kalite olduğunu vurgulayarak "Almanya’dan iş disiplini, İsviçre’den kaliteyi aldık, hammaddemiz aslında Türkiye’de. Bu üç ögesi bir ortaya getirdik. Türkiye’de sahiden kaliteli çikolata üreten yerli firma sayısı çok az. Birden fazla çikolatayı Belçika’dan ithal edip burada eriterek üretim yapıyor. Biz ise tümüyle yerli ve ulusal eserlerle üretim yapıyoruz. Aslen Gaziantepliyim ancak artık kendimi yarı Giresunlu hissediyorum. Gaziantep’in plakası 27, Giresun’un 28. Ben de 27,5 diyerek fındık ve fıstığı birleştirdim bu iştirakle üretime başladık. Hedefimiz kısa vakitte büyük paralar kazanacak yatırım olsaydı bunu yazılım şirketi kurarak yapardık. Fakat bizim gayemiz ülkemizin eserine katma paha sağlamaktır" halinde konuştu.

"Yazılım bilgimiz bize avantaj sağlıyor"
Yazılım geçmişlerinin dijital pazarlama süreçlerinde büyük avantaj sağladığını belirten Baba, "E-ticaret altyapısını ve web sitemizi kendi imkânlarımızla kurduk. Toplumsal medya ve dijital pazarlamada yazılım bilgimiz sayesinde süratli yol alacağımıza inanıyoruz" dedi.
Gençlere de tavsiyede bulunan Baba, "Yurt dışına gitme hayali kuran gençler için söyleyebileceğim şey, diğerlerinin ne dediğine fazla takılmayın. Hayallerinizin peşinden gidin. Türkiye üretim açısından çok uygun bir ülke. Hammaddemiz bol, yalnızca yürek etmek gerek. Çalışmanın ve üretmenin olduğu yerde bu ülke fırsatlarla dolu" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin