Karabük Postası tarafından
12 Ağustos, 2015 10:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Çankırılı Şehit Polis Son Yolculuğuna Uğurlandı

ÇANKIRI Şırnak'ın Silopi ilçesindeki hain saldırıda şehit olan özel harekat polisi Mustafa Yahya Mertcan’ın cenazesi, Çankırı'da 25 yıl önce şehit olan dayısı Yahya Coşkuner'in mezarının yanında gözyaşları arasında toprağa verildi. Şehit polis memurunun cenazesi ilk olarak Eldivan ilçesindeki dedesi Ali Yavuz Coşkuner'in evine getirildi. Cenazenin gelişi ile birlikte annesi, kızkardeşi ve yakınlarının feryatlarıyla vatandaşlar gözyaşlarına boğuldu. Helallik almak için anne ocağına götürülen şehit polis memurunun cenazesi aile yakınlarına gösterildi. Bu sırada anne Hatice Coşkuner ve kız kardeşi Şule fenalık geçirirken Mertcan’ın meslektaşları özel harekat polisleri de gözyaşlarına boğuldu. Hep birlikte helallik verilmesinin ardından şehit polisin cenazesi resmi törenin yapılacağı İlçe Emniyet Müdürlüğü önüne getirildi. Buradaki törende konuşan İl Emniyet Müdürü Cengiz Öztürk, “Ülkenin bölünmez bütünlüğü için binlerce şehit verdik. Yahya da yeminine sadık kaldı ve bu uğurda şehit oldu. Hepimiz şehit olmaya hazırız. Şehidimizin kanı yerde kalmayacak” dedi. Çankırı Valisi Vahdettin Özcan da, M. Yahya Mertcan'ın, 25 yıl önce şehit olan Dayısı Murat Yahya Coşkuner'le aynı kaderi paylaştığını hatırlatarak, "Bu vatan için şehit olanları asla ve asla unutmayacağız. Çankırı 160 şehit, 39 gazi verdi. Vatanın bölünmez bütünlüğü için tüm güvenlik güçlerimiz terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürecektir" diye konuştu. Eldivan'daki cenaze törenine AK Parti Çankırı Milletvekilleri Muhammed Emin Akbaşoğlu ile Hüseyin Filiz, Çankırı Belediye Başkanı İrfan Dinç, İçişleri Bakanlığı'nın üst düzey yöneticileri, özel harekatçılar ve binlerce Çankırılı katıldı. "BU VATANDA SİZE YER YOK" 25 yıl önce Van'da PKK'nın düzenlediği hain saldırıda şehit edilen oğlu Jandarma Astsubay çavuş Yahya Coşkuner'i teröre şehit veren Ali Yavuz Coşkuner bu kez de torunun M. Yahya Mertcan'ı teröre şehit verdi. Şehit polisin dedesi Ali Yavuz Coşkuner de, "25 yıl önce oğlum Yahya Coşkuner'i şehit verdim. Bugün torunum Yahya'yı. Bu teröristler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacak. Bütün malımı mülkümü bu uğurda feda etmeye hazırım. Beni de askere alın ben de şehit olmak istiyorum. Teröristler şunu bilsinler ki bu vatanda size yer yok. Allah Türk milletini ebedi payidar etsin" şeklinde konuştu. Şehit dedesinin konuşması tekbir sesleri ve terörü lanetleyen sloganlarla kesildi. "MURADIMA SELAM SÖYLE" İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki tören alanında tabuta sarılan anneannesi Alime Coşkuner, "Yahyam dayın Muradıma selam söyle" diyerek gözyaşı döktü. Anne Hatice ve kız kardeşi Şule de tabuta sarılarak ağladılar. Şehidin özel harekatçı arkadaşları da gözyaşlarını tutamadı.Törenin ardından şehidin cenazesi 25 yıl önce şehit olan dayısı Yahya Coşkuner'in mezarının yanında gözyaşları arasında toprağa verildi.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.