Kastamonu’da boşanma etabındaki eşini konutta beylik tabancasıyla vurarak öldüren polis memuru için ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası talep edildi.
Olay, 15 Ekim 2024 tarihinde Saraçlar Mahallesi Ankara Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, Kastamonu Vilayet Emniyet Müdürlüğü’nde vazifeli polis memuru E.T., boşanma evresindeki eşi Burçin Sevgi Telli’yi çıkan tartışma sonrasında beylik tabancasıyla öldürdükten sonra polis takımlarına teslim oldu. Tutuklanan E.T. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "kadına ve üstsoy yahut altsoydan eşe karşı taammüden öldürme" kabahatinden dava açıldı.

Tahrik kararları uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası talep edildi
Dava devam eden duruşmasında Cumhuriyet savcısı, hazırladığı mütalaayı okudu. Mütalaada sanığın hatası ağır tahrik altında işlediğini tez ettiğini tabir edilerek, "Yapılan yargılama evresinde kendisinin de evlilik sürecinde diğer bayanlarla görüştüğünü münasebetiyle sadakatsizliğini kabul ettiği, ayrıyeten bu durumun şahit anlatımları ve ileti içeriklerinden de anlaşıldığı, kendisi sadakatsiz olan birinin karşı tarafın sadakatsiz olduğunu ileri sürerek tahrik kararlarından faydalanamayacağı, sanık hakkında tahrik kararları uygulanmadan üzerine atılı aksiyonuna uyan hususları mucibince ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasıyla cezalandırılmasına ve kararla birlikte sanık hakkındaki tutukluluk kararının devamına karar verilmesi kamu ismine argüman ve talep olunur" sözlerine yer verildi.

"Sanığın mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını talep ediyoruz"
Mütalaa doğrultusunda sanığın cezalandırılmasını talep eden katılan avukatı ise, E.T.’nin telefonunda yapılan incelemede ve kayıtlarda farklı bayanlarla birlikte olduğunu gösteren yazışmaların tespit edildiğini tabir ederek, "Özgür olan iki kişi ortasındaki alaka sadakat ile olur. Şayet siz sadakatli olursanız karşı taraftan da sadakat beklersiniz. Sanık savunmalarında daima öldürdüğü bayanın kendisini aldattığını ve farklı erkeklerle ilgi kurduğunu sav ediyor. Ama telefon kayıtlarında asıl aldatan kişinin sanığın kendisinin olduğunu görüyoruz. Sanık, öldürdüğü bayanı tekraren aldatmış, farklı bayanlarla alakası olmuş, hatta bir bayan ile olan birlikteliğinde de bayanı gebe bırakmış ve bu gayri bir alakadan bayan gebe kaldığı için çocuğu aldırmışlardır. Yani sanık farklı vakitlerde farklı yerlerde bayanlarla bağlar yaşamıştır. Sanık, öldürdüğü bayanı tekraren aldatmış, koca vazifesini yapmamıştır. Ayrıyeten sanık, öldürdüğü bayanın bütün toplumsal medya hesaplarını biliyor. Sanık, öldürdüğü bayanın hesaplarına girerek araştırmalar yapmıştır. Daima öldürdüğü bayana neden bunu beğendin, neden buna yorum yaptın, neden bununla konuştun üzere şiddet uygulamıştır. Sanıkta ilgi artık paranoyak hareketlere dönüşmüş, öldürdüğü bayanın her hareketinden bir mana çıkarmaya başlamıştır. Ayrıyeten sanık, öldürdüğü bayanın bir erkekle ilgi yaşadığını ve bu şahıs ile konuştuğunu söylemiştir. Bu görüşmede kendisine tahrik edici kelamlar kullanıldığını belirtmiştir. Oysa sanık, birinci gün sözünde bundan bahsetmemiş, susma hakkını kullanmıştır. Daha sonra öldürdüğü bayanın bağ yaşadığını tez ettiği erkeğin tabirinin ortaya çıkmasının akabinde kendisince bir söz belirlemiştir. Buna yönelik bir savunma geliştirmiştir. Bu yüzden sanığın argüman ettiği formuyla öldürdüğü bayanın kendisini aldattığı istikametindeki savunmalarını kabul etmiyoruz. Sanık kendisi sadakatsiz bir eş olduğundan dolayı tahrik kararları uygulanmadan mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
Sevgi Burçin Telli’nin annesi Y.E. de mütalaa doğrultusunda sanığın cezalandırılmasını talep etti.
Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanık polis memuru E.T., mütalaaya katılmadığını ve suçlamaları kabul etmediğini söz ederek, "Eşim beni daha öncesinde aldattı. Bunu daha evvelki duruşmada anlattım. Keşke daha evvel affetmeseydim, o gün bitirseydim. Olay buraya kadar gelmezdi. Üzerime iftira atılıyor. Daima hatalı benmişim üzere beni suçladılar" halinde konuştu.
Duruşma, avukatların mütalaa ile ilgili savunma talebinde bulunması münasebetiyle ileri bir tarihe ertelendi. Tutuklu sanık E.T.’nin tutukluluğun devamına karar verildi.