Karabük Postası tarafından
10 Nisan, 2023 12:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Bolu’da 79 yaşındaki ustanın 70 yıllık meslek aşkı

Bolu'da 79 yaşındaki ayakkabı ustası Mehmet Arslan, el emeğiyle yaptığı üretimi 70 yıldır sürdürüyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğine hala ilk günkü özeni gösteren Arslan, adeta yıllara meydan okuyor. Yukarı Çarşı'da ayakkabı üretimi yapan Mehmet Arslan, mesleğine 9 yaşında başladı. 9 yaşındayken babası tarafından bir ayakkabı ustasının yanına çırak olarak verilen Arslan, mesleğinde 70 yılı geride bıraktı. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğini büyük bir sevgiyle sürdüren Arslan, hünerli ellerinden ortaya çıkan ayakkabıları satarak ailesinin geçimini sağlıyor. "9 yaşımdan beri hiç ara vermeden çalışıyorum" 79 yaşındaki ayakkabı ustası Mehmet Arslan, "9 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. 9 yaşında babam beni okula vermedi, bu mesleği verdi. 9 yaşımdan beri hiç ara vermeden çalışıyorum. Ayakkabı imal ediyorum. 79 yaşındayım, 80 yaşıma bir sene kaldı. Eski müşterilerim yıllardır gelir" dedi. "Ben el işi yapıyorum, kendim yapıyorum" Çırak bulamadığından yakınan Mehmet Arslan, "Yeni nesilde çalışan yok. Çocuklarını kimse çırak olarak vermiyor. Benim artık 3-5 günlük ömrüm kaldı. Bu meslek bitiyor. Fabrikalaştı. Ben el işi yapıyorum, kendim yapıyorum. El işinin önemi; fabrikalardan daha iyi yaparak ayakkabı ortaya çıkarır ama ustaları yok artık. Daha sağlam oluyor. Bir arıza olduğunda tekrar tamirini ben yapıyorum. Yaptığım ayakkabıları 2-3 sene giyen arkadaşlar var. Benim müşterilerimden 5 sene giyen arkadaşlar var. Tabanlar sağlam olursa 5 sene, 4 sene giyiyorlar" diye konuştu. "40 seneden beri müşterisiyim" Ayakkabı ustasının 40 yıldır müşterisi olduğunu söyleyen 75 yaşındaki Rüstem Orhan, "Benim aşağı yukarı 40 seneden beri arkadaşımdır. 40 seneden beri müşterisiyim. Ben hazır ayakkabı almam. Almışımdır ama öyle gençliğimi de tek tük var. Bu arkadaşımı tanıdığımdan bu yana hep buraya yaptırırım ayakkabıları. Kaliteli malzeme kullanır, kaliteli işçilik yapar. Yıllardır mağdur olmadım. Ben onun yaptığı ayakkabıyı 5-6 sene giyiyorum. Hatta burada bazı esnaf 'Bizden ayakkabı almıyorsun' gibi şeyler söyleyerek gönül koyuyorlar ama almam arkadaş. Ben kimden memnun kalırsam ondan alırım" şeklinde konuştu. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
14 Ekim, 2025 11:26 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

YILLARDIR AYNI NAKARAT, YETER ARTIK, GEREĞİNİ YAPIN, ELİNİZİ TUTAN MI VAR?

Hazine ve Maliye Bakanımız;

"Önümüzdeki dönemde de vergi adaletini güçlendirmek ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlamak için çalışmalara devam edilecektir”
demiş.
Bu hep söylenir, fakat bir türlü uygulan(a)maz 23 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidar var. Şimdide bu iktidarın Maliye Bakanı aynı nakaratı tekrarlıyor?
Kabak tadı verdi artık!

Gelirde ve paylaşımda adaleti sağlayamadığımız sürece toplumsal barışın sağlanması mümkün değil.
Gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sıradayız. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada yer alıyoruz. Kimin eseri bu tablo?

Zenginle fakirin aynı vergiyi verdiği bir ülkede toplumsal barıştan ve adaletten söz edilebilir mi?
Ülkemizde, gelire göre vergilendirme yerine toplumun tümünün vergilendirilmesi gibi kolay bir yol tercih edilmiş. Vergi sisteminin ağırlık merkezini oluşturan dolaylı vergiler eliyle, başta sabit gelirliler olmak üzere geliri olsun ya da olmasın toplumun tümü vergilendiriliyor. En temel ihtiyaçlar için bile gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme yapılması insani ve adil olmadığı gibi, gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme uygulaması zenginle fakirin aynı vergiyi vermesine neden oluyor.

Varlıklı bir iş adamıyla, geliri olmayan bir vatandaş markette, pazarda aynı KDV’yi ödüyor. Bu mudur adalet?
Dolaylı vergiler nedeniyle vergi yükü dar ve sabit gelirlinin sırtında.

Meslek gruplarının geçen yıl beyan ettikleri şu aylık brüt, ortalama gelirlere bakın. Yazık hepsi de sürünüyor!

  • Aktör, aktris 157 bin 265 TL
  • Müzisyen, ses sanatçısı ve sunucular 136 bin 900 TL
  • Eczacılar 66 bin 236 TL
  • Doktorlar 61 bin 31 TL
  • Kuyumcular 42 bin 360 TL
  • Avukatlar 33 bin 641 TL
  • Taksiciler 12 bin 961 TL
  • Bakkal ve marketler 10 bin 149 TL
  • Emlakçılar 5 bin 226 TL
  • Berberler 3 bin 633 TL

Sordunuz mu bunlara, açlık sınırının 30 bin liralara dayandığı bir ülkede bu gelirlerle nasıl yaşıyorsunuz diye?
Çoğunun günlük kazançları bile bu rakamların çok üzerindedir.
Özel muayenehanesi olan bir profesörün hasta başına aldığı rakamdan haberiniz var mı?
Günde kaç hasta muayene ediyor, biliyor musunuz?

Şu, ikide bir milyarlarca vergi borcunu affettiğiniz müteahhitler konusuna da girip
Okuyucularımın sinirini zıplatmak istemiyorum.

Hadi dediğinizi yapın. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alında alkışlayalım sizi !

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.