blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Ağustos, 2024 16:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Bir zamanlar balık tutuluyordu, şimdi zehir

Bolu’da Büyüksu Deresi’ni kasten kirlettiği için son haftalarda milyonlarca lira ceza kesilen Beypiliç, Erpiliç ve Akpiliç firmalarına karşı vatandaşlar ve siyasiler tepki gösterdi. Beypiliç firmasının yakınında bulunan Akçakavak köyünde onlarca vatandaş, muhtarlar ve siyasiler eylem yaptı.
Son günlerde Bolu’nun gündeminden düşmeyen Beypiliç, Erpiliç ve Akpiliç firmalarına Büyüksu Deresi’ni kasten kirletmek milyonlarca lira ceza kesildi. Çevre katili söz konusu firmalara Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan denetimler sıkılaştırıldı. Kesimhane bölümlerinde bulunan gizli menfezlerden atık sularını Büyüksu Deresi’ne deşarj eden firmalara karşı, çevredeki köylüler ayaklandı. Beypiliç firmasının yakınında bulunan Akçakavak köyünde onlarca vatandaş, muhtarlar ve siyasiler eylem yaptı.
Yapılan eyleme MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül, MHP Bolu İl Başkanı Ayhan Çelikkol, MHP İlçe Başkanı Selami Taşdöven ve AK Parti Merkez İlçe Başkanı Cihan Yavuz katıldı. Cumhur İttifakı olarak vatandaşların yanında olduklarını belirten Milletvekili İsmail Akgül, gerekli çalışmaların yapılacağını dile getirdi. Vatandaşlar ise Büyüksu Deresi’nden geçen suyla tarım yaptıklarını ve mahsullerinin yandığını ifade etti.

"Büyüksu Deresi’nin hiçbir şekilde siyasi konu olmasını istemiyoruz"
Köyünün içerisinden Büyüksu Deresi geçen Çatakören köyü Muhtarı Selim Arslan, "Büyüksu Deresi’nin kirli olmasını biz kabul etmiyoruz. Büyüksu Deresi’nin bu kadar kirli olmasına sebep olanlara hiçbir şekilde hakkımızı helal etmiyoruz. İleride yaşanabilecek insan ve hayvan zehirlenmelerine karşı yetkililerimizi şimdiden uyarıyoruz. Bolu’nun bütün siyasilerinden bu konu hakkında destek bekliyoruz. Büyüksu Deresi’nin hiçbir şekilde siyasi konu olmasını istemiyoruz" dedi.

"Şuan bu suda bırakın canlı yaşamasını, serinlemek için suya giren mandalar bile girmiyor"
Yazıören köyü Muhtarı Abdullah Özkan, "Biz bu su temiz olduğunda 15 yaşlarımızdaydık. Yukarıdan baktığımızda aşağıdaki balıkları görüyorduk. Bizden önceki nesil bu suda yüzmeyi öğrendi. Bizde tam yüzmeyi öğrenecekken Büyüksu Deresi pis akmaya başladı. Gençliğimizde burada balık tutuyorduk ama şuan tutamıyoruz. Şuan bu suda bırakın canlı yaşamasını, serinlemek için suya giren mandalar bile girmiyor. Bu suyla mecbur sulama yapıyoruz. Ama yapılan sulama neticesinde mahsullerimiz yanıyor. Örnek verecek olursak Bahçeköy köyü muhtarı burada. Onun patates tarlası var Büyüksu Deresi’nin kenarında. İlk sulamasında tarlasında ekili olan patates yandı" diye konuştu.

"Bu suyun kendi renginde aktığını hiç görmüyorum"
Büyüksu Deresi’ne yakın bir konumda evi bulunan vatandaş, "Bu suya en yakın olan benim. Suyun kendi renginde aktığını hiç görmüyorum. Arıtmaya kadar bu su temiz geliyor, arıtmadan sonra pislik akıyor" dedi.

"Özel sektörün yaptığı bir üçkağıtçılık var burada"
Ekiplerin dereyi pisleten fabrikalara karşı yoğun denetim yaptığını ifade eden MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül, "Burada, özel sektörümüzün yaptığı üçkağıtçılık var. Bunlar öyle bir sistem yapmış ki, gece saatlerinde kimsenin ruhu duymadan arıtmaya girmeden pisliğini suya salıyor. Bu yıl hiç olmadığı kadar bir denetleme başladı. Eğer ekiplerin geleceğinden haberdar olurlarsa da ekiplerin tespit edemeyeceği sistem yapmışlar. Ama şuan da tüm yetkililer yaptığı denetimlerde bunları gördü. Tespit edildi. Her akşam, her gün belirli belirsiz saatlerde denetlemeye gidiyor ekipler. Bunlar kendi arıtmasını da yapacak. Mecbur yapacaklar. İkincisi de Bolu olarak Belediye’nin arıtma kapasitesini büyütmemiz lazım. Gerekirse ikinci arıtma yapılması lazım ki biz buradan sağlıklı bir şekilde faydalanalım" dedi.
Vatandaşlarla sohbet eden siyasiler, Bolu Belediyesi’nin bünyesinde bulunan arıtma tesisinin kapasitesinin artırılması için çalışma yürüteceklerini de dile getirdi.

MAĞDURİYET GALİBİYET GETİRİR
blank
Mustafa AKAY tarafından
22 Aralık, 2024 14:31 tarihinde yayınlandı
A+ A-

MAĞDURİYET GALİBİYET GETİRİR

Son günlerin sihirli sözcüğü " silkelemek".
Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın CHP'li belediyeleri silkeleme talimatı var, Çalışma Bakanı’na. Baş yüce emir verir de yerine getirilmez mi? Yani, emir demiri kesmez mi?
İsterseniz, "silkeleme" ne anlama geliyor ve neler silkeleniyor, ona bir bakalım.
Silkeleme, öz Türkçe bir sözcük. "Sarsmak, üstündeki şeyleri düşürmek" anlamına geliyor sözcük anlamıyla. Ancak, bir de mecazi tanımı var. "Dövmek, etkilemek" anlamını içeriyor.
Tayyip Erdoğan ve bakanı sözcüğü bu anlamıyla kullanıyorlar.
Peki, yaşamımızda önemli bir yeri olan, bu sözcük en çok nasıl kullanılıyor. Bir sıralayalım. Türk Halkı neleri silkeliyor?
Önce halı silkeliyoruz. Daha çok silkelediğimiz şey var. Örneğin, yaka silkelemek, çarşaf silkelemek, ceviz silkelemek, dut silkelemek, elma silkelemek, sofra bezi silkelemek ve çamaşır silkelemek gibi.
Belediyeler nasıl silkelenir? Pardon belediyeler silkelenmez, dövülür.
Belediyeler nasıl dövülür?
SSK ve maliyeye olan borçlarını tahsil etmek için hesaplarına el konularak, açtıkları kreşleri kapatmaya zorlanarak, bazı yetkileri ellerinden alınarak. Şimdi yapılmak istenen kabaca bunlar ve benzerleri.
Geçmişten gelen birikmiş borçları bu dönemde tahsil etmeye kalkmak, belediyelerin hizmet akışını önlemeye yöneliktir. Çünkü CHP'li belediyeler harika işler yapmaktadırlar.
Depreme, afete en önce koşanlardır. Sınırları içindeki yoksula ulaşan ve onlara çare olmaya çalışanlardır. Sosyal belediyeciliğin yanında, çok güzel yatırımlar yapanlardır.
Bu faaliyetler, halkın gözünde kabul gören ve benimsenen çalışmalardır. Bunlar oya tahvil olacak sonuçlar doğuracaktır. O nedenle, engellenmeleri gerekir. Her türlü zorluk CHP'li belediyelere karşı çıkarılır. Halkın hizmet almasının önü birkaç oy uğruna kesilir.
Sonuçta ise bir mağduriyet ortaya çıkar. Ellerinden hakları alınan mağdur insanlardır. Bu ise, bireyleri başkalarının zararına uğrattığı konumuna getirir. Psikolojik yanları da vardır.
Geçmişte, mağduriyet yaşadığını ileri sürerek, iş başına gelenlerin bunu anlayamamaları akıl tutulması bir olaydır. Çünkü Türk Halkı vicdanlıdır ve mağdurun yanında yer alır.
Hükümetin yaptığı tam anlamıyla, bir mağduriyet yaratmaktır. Mağduriyete uğrayanlar, tek taraflı da değildir. Bu mağduriyette halk da mağdur olmaktadır. Çünkü alacağı hizmet kesintiye uğramaktadır.
Bu mağduriyetin mağlubiyet getiren bir sonuç doğurur.
Yani, mağdur edilenlerin galibiyetiyle sonuçlanır masal.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.