Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Beşiktaş, Türkiye Kupası’nı 11. kez kazanmak istiyor

Spor Yayın: 22.05.2024 11:36
Beşiktaş, Türkiye Kupası’nı 11. kez kazanmak istiyor

Ziraat Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor ile karşılaşacak olan Beşiktaş, kupayı 11. kez müzesine götürmek istiyor. Siyah-beyazlılar, kupayı kazanırsa aynı zamanda önümüzdeki sezon Avrupa kupalarında mücadele etmeyi de garantileyecek.

Ziraat Türkiye Kupası finalinde Beşiktaş ile Trabzonspor yarın saat 20.45’te Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda karşı karşıya gelecek. Süper Lig’de kötü bir sezon geçiren ve son haftaya 56 puanla 5. sırada giren siyah-beyazlılar, hem taraftarına kupa hediye etmek hem de gelecek sezon Avrupa’da yer almayı garantilemek istiyor.

Hedef kupada 11. kez mutlu son

Beşiktaş, bugüne kadar kupada 16 kez final oynadı. 1974-1975, 1988-1989, 1989-1990, 1993-1994, 1997-1998, 2005-2006, 2006-2007, 2008-2009, 2010-2011 ve 2020-2021 sezonlarında kupayı müzesine götürmeyi başaran Kartal, 1965-1966, 1976-1977, 1983-1984, 1992-1993, 1998-1999 ve 2001-2002 sezonundaki finalleri ise kaybetti.

Kupada 11. randevu

Beşiktaş ile Trabzonspor, Türkiye Kupası’nda bugüne kadar 11 kez rakip oldu. Bu maçlardan 5 defa siyah-beyazlılar, 4 kez ise bordo-mavililer galibiyetle ayrıldı. Taraflar 2 mücadelede de berabere kaldı. Aynı zamanda iki takım arasında şimdiye kadar 4 kez final oynadı. 1974-1975 sezonundaki finalde 1-0 ve 2-0’lık skorlarla kazanan Beşiktaş olurken, 1976-1977’de ise 1-0 ve 0-0’lık skorlarla zafere Trabzonspor ulaştı. 1983-1984 sezonunda rakibini 1-0 yenen bordo-mavililer zafere ulaşırken, 1989-1990 da yine aynı skorla bu sefer sevinen siyah-beyazlılardı.

Beşiktaş tam kadro

Beşiktaş’ta final öncesinde eksik futbolcu bulunmuyor. Teknik Sorumlu Serdar Topraktepe, Trabzonspor karşısında tüm futbolcularından en yüksek verimi alarak camiaya kupa sevinci yaşatmak istiyor. Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda doğu ve kuzey tribünde yer alacak siyah-beyazlı taraftarlar tüm biletleri tüketti.(İHA)


Mesajınızı gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kastamonu’da 2 bin 300 yıl öncesine ait seramik parçaları bulundu

Kültür Sanat Yayın: 01.07.2024 16:00
İhlas Haber Ajansı

Kültür ve Turizm Bakanlığının destek ve izniyle Kastamonu Üniversitesi tarafından yürütülen proje çerçevesinde, Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde 2 bin 300 yıl öncesine ait buluntulara ulaşıldı.

Kastamonu Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Arkeoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Hatice Asena Kızılarslanoğlu başkanlığında yürütülen “İnebolu, Bozkurt, Abana (MÖ 1. Binden – MS 10. Yüzyıla) Yüzey Araştırması” projesinin üçüncü sezonu da İnebolu’da devam ediyor. Çalışmalarına 2022 Kasım ayında başlanan ve 5+1 yıllık proje olarak planlanan yüzey araştırması, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile sürdürülüyor. İlk üç sezonunu İnebolu’da yürüten araştırma ekibi, ilçenin tüm köylerini adım adım gezerek, muhtar ve köy sakinleri ile görüşmeler yaptı. Proje çerçevesinde ekip, milattan önce 1. binden – milattan sonra 10. yüzyıla kadar geçen süreç içerisine tarihlenen arkeolojik ve kültürel varlıkların kayıtlarını ve envanterini hazırlamaya başladı. Arkeolojik ve kültürel varlıkların belirlenmesinin yanı sıra İnebolu’da ve dolayısıyla Kastamonu’da turizm açısından var olan gelişmelere katkıda bulunmayı amaçlayan araştırma ekibi, şu ana kadar yapılan araştırmalarda 2 bin 300 yıl öncesine tarihlenebilecek bulgulara rastladı.

Nekropol bulundu

Bulgular arasında yer alan mezarlar, manastır ve kilise yapılarının yanı sıra tarihi dönem hakkında pek çok ipucunu barındıran kırık çanak çömlek parçaları ile mimari blokların varlığı, İnebolu ilçesinin Antik çağdaki ekonomik gücü, üretim ve ticaret potansiyeli hakkında da fikir veriyor. İnebolu’daki çalışmaların tamamlanmasının ardından ekip, yaptıkları araştırmalar neticesinde buldukları tüm bulguları yayınlanacak bir kitap ile sunmayı hedefliyor. Ayrıca proje kapsamında yapılan arkeolojik çalışmalarda tespit edilen nekropol (arkeolojik şehirlerde mezar), ekip tarafından yapılan başvuru neticesinde Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildi.

Çalışmalarla ilgili bilgi veren Kastamonu Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Arkeoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi H. Asena Kızılarslanoğlu, bölgenin yerleşim tarihi dikkate alındığında bu tarihin daha erkene çekilme ihtimalinin olduğunu da belirtti.

“İnebolu, Bozkurt, Abana ve dolayısıyla Kastamonu’nun tarihi süreci hakkında veri elde etmeyi amaçlıyoruz”

Üç yıldır İnebolu’da yüzey araştırmasına devam ettiklerini söyleyen Kızılarslanoğlu, “Yüzey araştırmasına öncelikle denize kıyısı olan İnebolu, Bozkurt ve Abana’dan başladık. Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ve yerel yönetimlerin de desteğiyle İnebolu, Bozkurt ve Abana ilçelerinde gerçekleştirilen çalışmalar, arkeolojik ve kültürel varlıkların belirlenmesi, kayıt altına alınması, bir anlamda envanterinin yapılması. Eski dönemlerde yaşamış olan insanlara ait kalıntıları ve izleri belirleyip kayıt altına almak istiyoruz. Sonra da yaptığımız bu çalışmalar neticesinde bölgenin turizmine de katkı sağlamayı hedefliyoruz. Amacımız belli noktalar, gezi rotaları ya da destinasyon noktalarını belirlemek, İnebolu’nun, doğal olarak Kastamonu’nun tarih süreci hakkında bir veri elde etmek. Küçük bir ekip ile bütün köyleri adım adım gezerek muhtarlarla, o bölgedeki yaşlı insanlarla görüşmeler yaparak o köylerde herhangi bir kültür varlığı, arkeolojik varlık var mı? şeklinde sorular ile ön bilgi ediniyoruz. Adım adım yürüyerek, gerektiğinde ormanın içerisine girerek bu zorlu coğrafyada, biraz da zor şartlarda yüzey araştırmasını devam ettiriyoruz” dedi.

“Elimizde günümüzden 2 bin 300 yıl öncesine ait seramik verimiz var”

Önemli veriler elde ettiklerini ve İnebolu’nun ilçe merkezinde devşirme bazı mimari taş bloklarla karşılaştıklarını söyleyen Kızılarslanoğlu, “Bizler bu buluntulara mimari parçalar diyoruz ve ihtimal yapılar hakkında bize fikir veriyor. Şu anda Helenistik döneme kadar, yani aşağı yukarı günümüzden 2 bin 300 yıl öncesine ait bir seramik verimiz var. Bunlara kırık çanak çömlek parçaları da diyebiliriz. Bunun dışında Roma dönemini işaret eden bazı mimari bloklar, parçalar bulduk. Bunun dışında yine mezar, nekropol bulduk. Bu alanın tescili de yapıldı. Bu bölgede ileriki zamanlarda, Kastamonu Arkeoloji Müzesi ile birlikte kurtarma kazısı ve çevre düzenlemesi yapmak istiyoruz. Bütün yerel halkın bildiği Geriş Tepesindeki manastır, yine tarihi dönemlere ait olan bazı yapı gurupları, bunların hepsinin envanter kaydını oluşturuyoruz. Daha sonrasında tüm bu verileri bir kitaba dönüştürmek istiyoruz. Amacımız İnebolu’nun, Kastamonu’nun kültürel tarihini ortaya çıkarmak ve bulunan tüm bulgularla ve buluntularla bu kültürel tarihi belgelemek. Çalışmalarımıza 2+1 yıl daha devam etme planımız var. Önümüzdeki sezon Bozkurt ve Abana’da da çalışmalarımız olacak. Bu sezon İnebolu’daki çalışmalarımızı tamamlamayı planlıyoruz” diye konuştu.

“İnebolu’da tarihi yapılar ile oda mezarlar bulduk”

İnebolu’da tarihi yapılar ile oda mezarları bulduklarını belirten Kızılarslanoğlu, “İnebolu’da oda mezarlar bulduk. Zaten bu gömü tipi bölgenin coğrafyasına, ölü gömme geleneklerine uygun bir mezar tipi. Mezarlarda da Arkeoloji Müzesi ile birlikte kurtarma kazısı, temizlik çalışması ve çevre düzenlemesi yapmayı planlıyoruz. Tüm bu çalışmalar planlamalar dahilinde ve umarım hayata geçirebiliriz. Tabii ki bulduğumuz tarihi yapıları da ayrıca korumak istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Yaptığımız çalışmalarla İnebolu’nun önemini daha da vurgulamak istiyoruz”

Kastamonu’nun, tarihte çok önemli kentlerden bir tanesi olduğunu söyleyen Kızılarslanoğlu, “Türkiye’nin bilindiği üzere arkeolojik potansiyeli çok fazla, hemen hemen her şehirde tarihi sürece şahitlik eden veriler ve yapılaşmalar var. Biz de ilk olarak Kastamonu’da çalışma başlatmaya karar verirken, özellikle antik dönemde var olan bölgeler arası ticaret açısından aktif olduğunu düşündüğümüz kıyı bölgesindeki ilçeleri seçtik. İnebolu, Bozkurt ve Abana’da yüzey araştırması çalışmasına uygun olan ilçelerimizdi. Diğer ilçelerimizde de ilerleyen süreçte benzer çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz ama yüzey araştırması kapsamında her sezon 10-15 günlük bir süreçte çalışıldığı için bütün ilçeleri bitirebilmemiz söz konusu değil. Bu yüzden ilk etapta İnebolu, Bozkurt ve Abana ile başlamak istedik. Antik dönemde de bu bölgenin önemi ticaret yolları üzerinde olduğu için büyük. Bu yüzden kıyı ilçelerimizin ticaret potansiyelini ve bağlantı kurduğu bölgeleri, yerleşimleri, kentleri ve burada yaşayan toplulukları ortaya çıkarmak istedik. Bölgeye baktığımızda Paflagonya’nın kentlerinden bir tanesidir Kastamonu. Paleolitik dönemden itibaren Kastamonu’da bir yerleşim olduğunu biliyoruz. Henüz Paleolitik dönemi işaret eden bir veriye ulaşamadık. Ama ticaretin aktif olduğu ve kentlerin büyüdüğü Roma dönemine ve öncesine ait verilerimiz var. Yakınımızda, Taşköprü ilçemizde bilindiği üzere Pompeipolis de var. Bu yüzden bölge her dönemde önemli. İnebolu’nun yakın tarihimiz için de önemi herkes tarafından biliniyor. Bizlerde yaptığımız çalışmalarla bütün bu verileri toplayarak ve birleştirerek aslında İnebolu’nun önemini yeniden vurgulamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Araştırma Başkanı Kızılarslanoğlu, projeye izin veren Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne, destek veren Kastamonu Valiliği, Kastamonu Üniversitesi, İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar’a, İnebolu Belediyesi, Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü, İnebolu Orman İşletme Müdürlüğü, Arkeoloji Müzesi ile yerel halka ve köy muhtarlarına teşekkür etti.

Araştırma ekibinde bakanlık yetkili uzmanı olarak Kastamonu Arkeoloji Müzesi Uzmanı İsmail Çoban, Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş ve Arkeolog Berkay Kavak yer alıyor.