Başkent EDAŞ fırtınaya karşı tüm Batı Karadeniz’de sahada
Başkent EDAŞ, bin 155 saha çalışanı ve 512 araç ile Kastamonu, Zonguldak, Karabük ve Bartın’ın farklı noktalarında, fırtına kaynaklı meydana gelen arızaları gidermek için onarım faaliyetlerine zaman kaybetmeden başladı.
Kastamonu, Zonguldak, Karabük ve Bartın’da kuvvetli fırtınanın elektrik kesintilerine neden olmasıyla, bu illerin elektrik dağıtımından sorumlu Başkent Elektrik Dağıtım AŞ (Başkent EDAŞ) bölgedeki kavşak noktalarda hazır bekleyen saha ekipleriyle, arıza onarım çalışmalarına koyuldu. Başkent EDAŞ, Batı Karadeniz’de geçen hafta Zonguldak’ta etkili olan fırtınanın ardından, yeni bir fırtınaya işaret eden meteoroloji tahminleri uyarınca hazırlıklarını tamamlamıştı.
Kuvvetli fırtınanın Cumartesi gecesinden itibaren tüm bölgede etkili olmasıyla, Başkent EDAŞ’ın teyakkuzdaki bin 155 çalışandan oluşan afet ekibi, önceden intikal ettiği stratejik noktalardan onarım çalışmalarına hızlıca başladı. Başkent EDAŞ ekiplerince yapılan ilk hasar tespitinde fırtınanın ilk etkileri, Kastamonu’daki şebekede görüldü. Batı Karadeniz’deki şebekede oluşan hasarın yüzde 68’i Kastamonu’da gerçekleşirken, yüzde 10’ı ise Zonguldak’ta yaşandı. Kalan arızalar Karabük ve Bartın’da gerçekleşti.
Güçlü koordinasyona devam
Kış öncesi yatırımları, afetle mücadelede tecrübeli yönetimi ve uzman saha ekibi ile geçen hafta Zonguldak’ta gerçekleşen ve çok daha uzun sürede üstesinden gelinebilecek kesintileri en kısa sürede gideren Başkent EDAŞ, bu hafta sonu da Batı Karadeniz’deki müşterilerinin olumsuz hava koşullarından etkilenmemesi için yoğun bir mesai yürütüyor. Başkent EDAŞ, olumsuz hava koşulları ve afetle mücadele kapsamında tüm tedbirleri alırken, kamu kurumları ve paydaşları ile iş birliği içerisinde çalışmaya devam ediyor.
Şirket, illerdeki valilik, belediye, hastane, emniyet ve şehrin su ihtiyacının karşılandığı baraj gibi kritik noktaların enerji ihtiyacında kesintiler olmaması için yoğun çaba gösteriyor. Ayrıca, sahada AFAD, İtfaiye, Karayolları, Orman Genel Müdürlüğü gibi tüm ilgili paydaşlarla da iş birliğini sürdürüyor.
Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,
Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.
Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.
Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…
Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.
Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!
Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…
Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.
Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.
3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.
Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!
Bakın bizim bir Üniversitemiz var.
Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.
Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.
Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.
Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.
Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.
Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.
Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.
Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.
Neden..?
Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.
Peki biz ne yapıyoruz..?
İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!
Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.
Lütfen kendimizi kandırmayalım.
Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,
Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.
Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,
Çok güzel, ama
Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?