Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Başkan Vidinlioğlu’ndan belediyenin kadın çalışanlarına 8 Mart kutlaması

Kastamonu Yayın: 10.03.2024 00:00
İhlas Haber Ajansı
Başkan Vidinlioğlu’ndan belediyenin kadın çalışanlarına 8 Mart kutlaması

Kastamonu Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu ile Kastamonu Belediyesi’nin kadın çalışanlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.

Belediye Başkanı Op. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla eşi İlknur Vidinlioğlu ile birlikte Kastamonu Belediyesi’nde çalışan kadın personeli ziyaret ederek karanfil verdi ve günlerini kutladı. Kadınların yaptıkları çalışmalarla ülkenin gücüne güç kattığını ifade eden Başkan Vidinlioğlu, Kastamonu’da kadının ayrı bir yerinin olduğunun altını çizdi.

Kadınlarıyla varolmuş bir millet olduğumuzun unutulmaması gerektiğini de ifade eden Başkan Vidinlioğlu, “Kadınlar siyaset, ekonomi, iş hayatı ve pek çok alanda önemli görevler üstlendikleri gibi milletimizi geleceğe taşıyan evlatlarımızı da yetiştirmektedirler. Unutulmamalıdır ki, İstiklal Savaşı’nın Şerife Bacı’sı, Halime Çavuş’u, ilk ayaklanmayı gerçekleştiren kadın heyeti Kastamonulu kadınlardır. Kastamonu insanının vatanını, milletini bu kadar çok sevmesinin nedeni bizleri bu bilinçle yetiştiren, bizlere bu duyguları aktaran analarımız ve atalarımızdır. Bugün Belediye ailemizin bir birinden kıymetli kadın çalışma arkadaşlarımızı ziyaret ederek 8 Mart Dünya Kadınlar Günlerini kutladık. Her meslek grubunda yaptıkları çalışmalarla ülkemizin gücüne güç katan, varlıklarıyla bizleri yücelten, yetiştiren, ailelerimizin temel taşı olan kadınlarımızın daima yanındayız. Nice yiğitler yetiştiren şehit annelerimizin mübarek ellerinden öpüyor, annemiz, eşimiz, kız kardeşimiz, yol arkadaşımız olan asil Türk kadınları başta olmak üzere tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum” dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“…CEK” LERE, “…CAK” LARA KARNIMIZ TOK. İCRAAT GÖRELİM ARTIK!

Manşet Yayın: 28.04.2024 15:24
“…CEK” LERE, “…CAK” LARA KARNIMIZ TOK. İCRAAT GÖRELİM ARTIK!

Mücadele edile CEK, Göz açtırılmaya CAK, Fırsat verilmeye CEK, Kapatıla CAK, Ceza kesile CEK….
Vatandaşının hakkını korumak, hırsızla, arsızla, fırsatçıyla mücadele etmek devletin asli görevlerinden değil mi?

Bu düpedüz; soygun, gasp, arsızlık, hırsızlık, şerefsizlik, ahlaksızlık, utanmazlık, gözü dönmüşlük.. hatta vatan hainliği.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eşi benzeri görülmemiş biçimde gıda terörü ile karşı karşıyayız. Bu artık bir milli güvenlik sorunu haline geldi.
Kimdir bunlar? Gıda kartelleri mi? Aracılar mı? Tefeciler mi? Fırsatçılar mı? Bunlara neden bir dur diyen yok! Özellikle mi sessiz kalınıyor? “Serbest piyasa diyerek seyirci mi kalacağız? Meydanı bunlara mı bırakacağız? Elimizi kolumuzu bağlayan ne? Bu işin sonu nereye varacak?

Et 600 TL oldu. Almanya’da 11.58 Euro bizim paramızla 405 TL. Bizim emeklimiz 10 bin TL. olan maaşının tamamı ile Türkiye’de 16.5 kg et alabilirken, Almanya’nın emeklisi70 bin TL (2 bin Euro) maaşıyla173 kg et alabiliyor. Yani danayı bütünüyle alıyor. Eti ithal ediyoruz. Kilo gramını kaç TL den ithal ediyoruz? İç piyasaya kaç TL den veriyoruz? Bilen var mı?
Antep fıstığını bizden alıyorlar.
Biz 1kg fıstığı 900 liraya yerken onlar 525 liraya (11.98€) yiyor.
Dünyanın en büyük fındık üreticisi Türkiye. Biz fındığın kiloğramına 740 lira verirken Almanlar bizden aldığı fındığı 400 liraya (11.45€) satıyor.
Kuru kayısıyı da bizden alıyorlar.
Bizde 600 lira, onlarda 420 lira (11.99€) İşin ilginci alım güçleri bizden neredeyse 10 kat daha fazla.
Bu rezilliği ne ile izah edebilirsiniz? Bunu açıklayabilecek bir yetkili yada sorumlu var mı ?
Marketlerde hergün etiketler yenileniyor. Birileri piyasaları belirliyor. Maliyeti 5 kuruş olan ürünler bile 10 katına hatta 100 katına satılıyor. Düşük maliyetli, küçük kalemlerde vurgun çok daha büyük. 5 TL ile gidin markete, bakın bakalım alabilecek bir şey bulabilecek misiniz ?
Hadi, “üretmeden çılgınca tüketen bir toplum haline geldik. İşte o yüzden bunlar” diyelim. Ama öyle değil! Tamam, yeteri kadar üretmemenin bedelini çok ağır ödüyoruz zaten. Fakat bu bambaşka bir şey. Yukarıda Almanya örneğini verdim. Adamlar bizim ürettiğimiz bir ürünü neredeyse bizim yarı fiyatımıza alıyor.

“…Cek”lere, “…Cak”lara karnımız tok! Eeee, hadi icraat görelim artık.

İlyas Erbay