Başkan Köse: “Turizm Sektöründe Kalifiye Eleman Sıkıntısı Yaşanıyor”
Sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim, çevre, kentleşme, ulaşım, turizm, spor ve tarım alanlarında kalkınması adına vizyon belirlemek için Karabük Ticaret ve Sanayi Odası tarafından "Karabük Kent Vizyonu 2037" Çalıştayı düzenlendi.
Yıl Kültür Merkezinde düzenlenen çalıştayda konuşan Belediye Başkanı Elif Köse, Turizm sektöründe yaşanan kalifiye eleman sıkıntısına dikkat çekerek,
‘’Üniversitemiz aracılığı ile kısa süreli eğitimlerle nitelikli eleman probleminin önüne geçilebilecek akademiler kurulmalı. Geniş bir perspektiften bakacak olursak da iklim krizi ile mücadele edebilmek için tarımın desteklenmesi ve bölgenin ihtiyacı olan gıdanın bu bölgede maksimum seviyede üretilmesi gerekir’’ dedi.
Karabük 100. Yıl Kültür Merkezinde düzenlenen "Karabük Kent Vizyonu 2037" Çalıştayı’na Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse, Eflani Belediye Başkanı Hüsnü Akın, Cumhuriyet Başsavcısı Koray Kesgin, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, İl Jandarma Komutanı İsmail Gökçek, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse, , İl Genel Meclis Başkanı Ahmet Sözen, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Fatih Çapraz, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, dernek, oda, STK Başkanları ile davetliler katıldı.
3 Nisan 1937’den 2037 yılına kadar geçen 100 yıllık süreç ve yüzüncü yılında beklenen Karabük konulu toplantıda protokol üyeleri bilim, sanat, eğitim, çevre, kentleşme, dijital dünya, ulaşım gibi konularda düşünce ve önerilerini aktardı.
Programda konuşan Safranbolu Belediye Başkanı Mimar Elif Köse; "Karabük Ticaret ve Sanayi Odası’na bu çalıştay için teşekkür ederim. Aslında hepimiz Karabük’ün sorunlarını biliyoruz. En büyük sorunlardan bir tanesi de kalifiye eleman problemi… Turizm ilçesi Safranbolu'muzda da nitelikli personelle ilgili ciddi sıkıntı var. Nitelikli personel istediğimizde bulamıyoruz ama işsizlik sayısına bakıldığında da ciddi oranda işsizimiz var. Bunun bir an önce giderilmesi için de kısa sürede eğitim veren akademilerin kurulması gerektiğini düşünüyorum. İklim krizi ve özellikle bizleri bekleyen gıda krizi ile mücadele etmek adına her kentin kendi dinamiklerini maksimum seviyede kullanması gerekir. Safranın en kalitelisinin yetiştiği Safranbolu’da toprağın verimsiz olmasından bahsedemeyeceğimiz gibi ilimizde de tarımın desteklenmesi ve boş arazilerin bir an önce işlenerek bölgenin ihtiyacı olan gıdanın bu bölgede maksimum seviyede üretilmesi gerekir. Bu aynı zamanda karbon ayak izine de engel olmaya olanak sağlayacaktır" dedi.
Türk siyasetinin son döneminde, muhalefet ne kadar iktidara uzak ise; Hükümet de son dönemdeki dış politika ve ekonomik krizler nedeniyle halkın desteğinden uzaklaşmaya devam ediyor… Cumhuriyetin ikinci yüzyılını, her alanda Türkiye yılı ilan eden iktidar, Türkiye Yüzyılı, Emekli Yüzyılı, Çalışan Yüzyılı, Milli Eğitim Yüzyılı, Sanayi yüzyılı, Kadınlar yüzyılı ilan ederek yeni sayfa açmakta… Ancak, yüzyıl ilan edilen alanlarda maalesef halkın beklentisi henüz karşılanmış değil… Ekonomik kararların temelini oluşturan rakamsal değerlendirmeler, gerçekten uzak olunca, halkın beklentileri karşılanmaktan oldukça uzak kalmakta… Uluslararası ekonomik veriler, özellikle ABD-FED kararları, dünya ekonomisinin yönünü belirlerken, diğer ülkeler de bu kararlar çerçevesinde ekonomilerini yürütmekte… Ancak Türkiye’de bu kararlara odaklanırken, ekonominin göstergesi olarak açıklanan rakamların, piyasa rakamlarından oldukça düşük olması, halkın temel ihtiyaçlarına ulaşmasını engellemekte… Halen, halkın temel ihtiyaçlara ulaşmasını engelleyen günlük fiyat artışlarına çözüm bulamayan ekonomi yönetimi, enflasyon artışlarına da çözüm bulmuş değil… Fiyat artışlarının temel nedeni olan enflasyonun, rakamsal olarak düşürülmesi, piyasanın ateşini düşürmeye yetmiyor… Asgari ücret ve dolayısıyla çalışan ve emekli aylık artışlarının temel göstergesi kabul edilen enflasyonun düşük gösterilmesi, aynı zamanda çalışan ve emekli aylıklarının da düşü gösterilmesini sağlamakta… Her iktidarın, çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz ve ezdirmiyoruz söylemleri sadece rakamsal olarak gerçekleşmekte… Gerçekte ise her dönem çalışan ve emekliler enflasyona ezdirilmekte ve bu gidişle ezdirilmeye devam edeceği görülmekte… Geçmiş yıllarda iktidarın kendi uyguladığı ekonomik politikada, özellikle seçim dönemlerinde, enflasyon göz ardı edilerek, çalışan ve emekli aylıklarındaki artışlar oldukça yüksek seyretmişti… Maaş artışlarında ki dengesiz artış enflasyonu körüklerken, ülkeyi kasıp kavuran ekonomik krizin temel nedeni oldu… Depremler ve Suriye savaşı ülke ekonomisinin krizine kriz eklerken, ekonominin çıkmaza girmesini sağladı… Ekonominin yeni yönetimi, iktidarın uyguladığı ekonomik politikalara son vererek, uluslararası kabul görmüş ekonomik program uygulamaya sokuldu… Uluslararası fonların desteği karşılığı alınan ekonomik destek, ekonomik krizi çözmekten uzak kaldı… Krizin mimarı ekonomik yönetimin aldığı kararları değiştiren yeni ekonomi yönetimi, her alanda uyguladığı vergilerle, çalışan emekli ve halkın temel ihtiyaçlara ulaşmasını engelledi ve engellemeye devam ediyor… Halkın sorunlarını görmezden gelen iktidar, uyguladığı ekonomik politikalar gereği temel ihtiyaçlara ve vergilere yaptığı zamlarla, halkın desteğinden uzaklaşmaya başladı… Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…