Karabük Postası tarafından
04 Eylül, 2021 11:26 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Bakanlıktan 81 İle Okul Güvenliği ile ilgili Genelge

İçişleri Bakanlığı okul kolluk görevlisi, güvenli eğitim koordinasyon görevlisi ile okul giriş çıkışlarında görev alacak devriye ekiplerinin görev ve sorumluluklarını belirleyen talimatı valiliklere gönderdi.

İçişleri Bakanlığı 2021-2022 yılı eğitim öğretim döneminde öğrencilerin güvenli şekilde okullara gidip gelmesini sağlamak üzere güvenlik önlemlerini sıkılaştırdı. Emniyet ve jandarma birimlerince okul ve çevrelerinde yoğun güvenlik önlemleri alınacak. Pazartesi başlayacak olan yüz yüze eğitim öncesi İçişleri Bakanlığı okul ve çevrelerinde güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardı. Yeni eğitim öğretim döneminde bin 54 okul kolluk görevlisi, 22 bin 772 güvenli eğitim koordinasyon görevlisi, 6 bin 523 devriye ekibinde toplam 19 bin 569 kolluk personeli ile 10 bin özel güvenlik görevlisi okulların güvenliğinden sorumlu olacak. OKULLARDA, SABİT OLARAK KOLLUK GÖREVLİLERİ BULUNACAK Kolluk birimlerince yapılan değerlendirmeler neticesinde öncelik kategorisinde olduğu belirlenen okullarda sabit olarak “okul kolluk görevlisi”, okul yönetimi ile sürekli iletişim halinde bulunacak “güvenli eğitim koordinasyon görevlisi”, okulların giriş ve çıkış saatleri öncesi okul çevresinde ve öğrencilerin yoğun olarak bulunduğu yerlerde görünür/hakim noktalarda görev yapacak “devriye/ekip personeli” ile özel güvenlik görevlileri görev yapacak. Yeni dönemde okullarda bin 54 okul kolluk görevlisi, 22 bin 772 güvenli eğitim koordinasyon görevlisi, 6 bin 523 devriye ekibinde toplam 19 bin 569 kolluk personeli görevli olacak. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından Toplum Yararına Program dahilinde 10 bin özel güvenlik görevlisi de okulların güvenliğini sağlayacak. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığı okul kolluk görevlisi, güvenli eğitim koordinasyon görevlisi ile okul giriş çıkışlarında görev alacak devriye ekiplerinin görev ve sorumluluklarını belirleyen talimatı valiliklere gönderdi. Mesai saatlerinde görev yerlerini terk etmeyecekler Eğitim süresi boyunca görev yapacak olan okul kolluk görevlileri, görevli oldukları okullarda öğrenci giriş saatinden yarım saat önce hazır bulunacak. Mesai saatlerinde görev yerlerini asla terk etmeyecek. Okul idaresi ile sürekli irtibat ve iletişim halinde olacak. Okul giriş-çıkış saatleri başta olmak üzere asayiş ve trafik yönünden gerekli tedbirleri alacak. Okulda uyuşturucu, uyarıcı madde satışı ve kullanımını engelleyecek. Okul önleri ve yakın çevresinde, suç işlemede kullanılabilecek kesici, delici, patlayıcı vb. diğer unsurları satan, taşıyan ve bulunduran kişiler hakkında işlem yapacak. Okulların giriş çıkış saatlerinde görev alan devriye ekipler, okul önünde ve çevresinde okulla alakası olmayan ya da şüpheli görülen şahıslarla ilgili kontrolleri yapacak. Gerekli durumlarda adli ve idari işlemler uygulayarak okul çevresinden bu şahısları uzaklaştırılacak. Okul çevrelerinde güvenli eğitim ortamını bozan, seyyar satıcılar ile usule aykırı yiyecek içecek satanların men edilmesi için belediye zabıtası ile irtibat ve koordinasyon sağlayacak. Okul çevresinde öğrencilere sigara ve alkollü içki satan işyerleri hakkında işlem yapacak. Trafik Şube Müdürlüğü ekipleri ile koordineli çalışarak okul servis araçlarının denetimini yapacak. SÜREKLİ İRTİBAT HALİNDE OLUNACAK Güvenli eğitim koordinasyon görevlisi ise sorumlu oldukları okulların idarecileri, görevli rehber öğretmen ve okul aile birliğinde bulunan velilerle sürekli görüşerek bilgi alışverişinde bulunacak. OKUL GÜVENLİK KAMERALARININ KGYS'YE ENTEGRASYONU TAMAMLANACAK Öncelik dereceli okullar başta olmak üzere okullarda kurulan güvenlik kameralarının çalışabilirliği kontrol edilecek ve 'Kent Güvenlik Yönetim Sistemi'ne (KGYS) entegrasyonu tamamlanacak. Güvenlik kamera sistemi kurulan okulların çevre güvenliğinin etkin bir şekilde sağlanabilmesi ve olayların kayıt altına alınması amacıyla görüntüler öncelikle okul yönetimleri tarafından izlenecek. Metruk binalar yıkılacak, internet kafe ve oyun salonlarının denetimine ağırlık verilecek Okul çevrelerinde metruk statüsünde olduğu tespit edilen binalara ilişkin alınacak tedbirlerin gözden geçirilecek ve işlemleri tamamlanan metruk binaların biran evvel yıkılması sağlanacak. Okul çevrelerinde bulunan internet cafe/oyun salonları vb. yerlerin düzenli olarak denetlenecek.İnternet toplu kullanım sağlayıcıları ile ilgili olarak 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik ile belirlenen yükümlülükler ile bu işyerlerinde uyulması gereken kurallara uyulup uyulmadığı kontrol edilecek. Okul çevrelerinde ve öğrencilerin bulunduğu yerlerde uyuşturucu/uyarıcı maddelerle mücadele konusu başta olmak üzere açık sigara satışının önlenmesi de dahil her türlü önleyici tedbir alınacak. YÜZDE 20 AZALMA SAĞLANDI Okul ve çevresinin daha güvenli hale getirilmesi için Milli Eğitim, İçişleri ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarınca 2018 yılında itibaren uygulanmaya başlayan “Okul ve Çevresinin Daha Güvenli Hale Getirilmesine Yönelik İş Birliği Protokolü” ile birlikte okul ve çevrelerinde meydana gelen olaylarda yüzde 20 oranında azalma sağlandı.  
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
29 Temmuz, 2025 14:09 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

“SEBEB OLANLAR KEBEB OLSUN !”

Başlıktaki bu söz Yörük Ramazan Kıvrak'ın bedduası. "Orman yangınlarına bilerek, kasten SEBEB olanlar KEBEB olsun" diyor.
Orman yangınları son yıllarda neden bu kadar artış gösterdi?
Yüzyıllardır yanmayan ormanlarımız şimdi neden yanıyor?
Yangına neden olan şartlar mı değişti? Hayır!
Köyler boşaldıktan sonra, orman yangınlarında ciddi bir artış gözlemlendi.
Köylü ormanında sahip çıkıyordu. Yaşamını idame ettirmek için ORMANA ihtiyacı olduğunun farkındaydı.
Orman köylülerine "ihtiyaç" adı altında, belli dönemlerde orman işletmeleri tarafından bir hak tanınırdı. Köylü kışlık yakacak ihtiyacını ormandan sağlardı. Daha önceden belirlenen alanlardaki kuruyan ağaçları ve kuru dalları köylülerin almasına izin verilirdi. Köylüler ormanların gönüllü bekçileriydi.
Köylülerin keçi sürüleri; ormanlardaki yangının yayılmasına neden olan, ağaçların alt dallarını temizlerdi. Keçiler, ayaklarıyla, örtü yangınına neden olan yerlerdeki çam iğnelerini de temizlerdi.

Bakınız, Yörük Ramazan ne diyor;
"Keçinin ön ayağında ateş yakacak kibrit yoktu. Ağaç kesecek testere yoktu. Taş kıracak kepçe yoktu. Keçinin arka ayağında tarla açacak pulluk yoktu!
Neden dal yiyen keçi'yi değilde, dağ yiyen insanı dağlara , ormanlara soktunuz?
Neden ormanların yüzlerce yıllık gönüllü bekçileri yörükleri ormandan çıkardınız da, ormanları kesen, yakan, yok edenlere ormanları teslim ettiniz.
1924, 1969, 1980, 2018 de adı değişen, YAŞ ağaç için, KURU lan Orman bakanlığından beri; VAR orman miktarını ve YOK orman miktarını, kesilen ağaç sayısını, dikilen ağaç sayısını, verilen maden ruhsatları miktarını, ormanlıktan çıkarılan yer miktarını ve yanan yer miktarını incelemek ve ormanın gerçek sahibi millete duyurmak lazım.
Ormanı korumak için yeniden, ormanın sahipleri; Devlet, Millet işbirliğiyle çalışma başlatılmalı. Tüm partilerin ülke çapında üye vereceği, yerel yönetimlerde de tüm partilerin üye vereceği, ve muhtarlıkların ve azaların, ihtiyar heyetinin üye olarak katılacağı, Ülkede , Şehirde, Köyde; Orman koruma komisyonları kurulmalı. Yetki ve sorumluluk verilmeli.
Türk töresi 22. maddesi Mecbur kalmadıkça ağacı kesmiyeceksin, suyu kirletmeyeceksin der. Dinimiz savaş halinde bile tarım arazilerinin, ağaçların tahrip edilmesine cevaz vermez. Orman yangınlarına bilerek, kasten SEBEB olanlar KEBEB olsun.
Yeni dünya ve ülke düzeninde işimiz; Allaha kaldı. Allah yardımcımız olsun. Atalarımız ORMANA ; KORU-KORULUK derdi, KORU YAMADIK."

Ne yazık ki, son günlerde, ülkemizin farklı bölgelerinden gelen orman yangınları haberleri ile yüreğimiz yanıyor,
Memleketim Karabük ormanları ne yazık ki, ben bu yazıyı yazarken de yanmaya devam ediyor. Kahroluyoruz. Psikolojimiz bozuldu Hayatımıza güzellikler katan, havasını solumaktan, seyretmekten büyük keyif aldığımız, vazgeçilmezimiz, eşsiz varlıklarımız, akciğerlerimiz yangınlar nedeni ile yok olup gidiyor.
Rutin bir şekilde, her yıl yaz ayları geldiğinde mutlaka bu acıyı yaşıyoruz.

Orman yangınlarıı önlemek için önerilerin yer aldığı yazımı hatırlatmakta yarar görüyorum;

Ormanlarımızın yok oluşunu elimiz kolumuz bağlı, içimiz yanarak izleyecek kadar aciz olmadığımızı düşünüyorum.
Teknolojiden, yapay zekadan, İHA larımızdan yararlanarak bu yangınları büyümeden önlemek bizim elimizde.

  • Mesela, kablosuz sensör ağlarını kullanarak yangın algılama sistemleri kurabiliriz. GPS’e bağlı konum bilgisine sahip, birbirleri ile haberleşebilen ve belli bir ortamda yangın çıktığı an ısıyı algılayan sensör verilerinden yangının çıktığını anlamak mümkün. Yangının konum bilgisini ilgili ekiplere bildiren bir sistem tüm ormanlarda uygulanabilir.
  • İHA teknolojisinde dünyanın en iyisi olmakla övünüyoruz.
    Isıya hassas termal, gece görüş sistemine de sahip kameralarla donatılmış İHA larımız ormanlık alanların üzerinde sürekli uçurulabilir. Yangın fark edildiği anda yine bu hava araçlarımız tarafından kimyasal söndürme tozları püskürtülebilir. Bazı ülkelerde 2500-3000 galon su püskürtebilen İHA lar olduğunu biliyoruz. Bizim neden yok?
  • Uydularımızdan da orman yangınlarını anlık belirleme konusunda çok daha verimli yararlanılabilir.
    Bunlar ilk akla gelen ve uygulanması mümkün olan basit yöntemler.
    Teknolojinin nimetlerinden bu alanda yararlanmayıp nerede yararlanacağız?
    Orman yangınları ile mücadelede çok başarılı ülkeler var. Neden örnek almıyoruz?

Orman yangınlarına karşı hepimize düşen görevler var. Teknoloji ile bu yangınların nasıl önüne geçebileceğimizi düşünmeliyiz.

  • Ayrıca, yangın gözetleme kulelerinin sayısı mutlaka artırılmalı.
    *;Yangınların yüzde 95'i insan eliyle çıkartılıyor. Yasalar çok daha caydırıcı ve ormanlarımızı koruyucu olmalı.
  • Ormanlık alanlarda piknik tamamen yasaklanmalı.
  • Ağaçların alt dalları sürekli budanmalı. Yere kadar uzanan bu alt dallar yangının yayılmasına neden oluyor.
  • Yangına sebep olabilecek cam kırıkları, şişeler ve çöpler düzenli aralıklarla temizlenmeli.

Yıllardır bu işi büyük bir özveriyle yapan, Ankarada amatör bir kulüp var. "Macera Spor Macera" Kulübün başkanı Nur Bulut 40 yıllık arkadaşım. On binlerce üyesi olan bu kulüp yaz kış her hafta düzenledikleri doğa yürüyüşlerinde poşetler dolusu çöpü ormanlardan topluyor. Umarım sayıları daha da artar. Yeri gelmişken buradan sevgili Nur'a ve tüm ekibine teşekkür ediyorum, hepsini saygıyla selamlıyorum.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI ODÜLLÜ PROJE YARIŞMASI DÜZENLESİN !

Eminim gençlerimiz müthiş projeler üretecektir. Üniversitelerimizi de işin içine çekmeliyiz. Tüm dünyaya örnek olacak projeler neden Türkiye'den çıkmasın?
Haa, ödül büyük olmalı ki, ortaya büyük projeler çıksın.

Aslında, yangınlar erken tespit edilebilirse, hızlı müdahale ile ortaya çıkabilecek hasar ciddi oranda azaltılabilir. Buna odaklanmalıyız.
Yangınların tespiti ve erken müdahale konusunda, ülkemizde de gençlerin harekete geçtiğini büyük bir memnuniyetle duyuyorum. Son teknoloji yapay zekâ modellerini kullanarak kameralar üzerinden canlı orman yangını tespiti yapan, açık alanda yangın başladığı an alarm veren bir teknoloji üzerinde çalışıyorlar. Bu sayede de orman yangını başladığı anda tespit edip acil çağrı merkezlerini uyararak, yangın büyümeden gerekli aksiyonlar alınabilecek. Bu sistem hali hazırda kurulu olan "yangın gözetleme kulelerini etkili yangın tespit sistemlerine dönüştürmeyi hedefliyor. Bunu YGK’ların üzerine kurulacak kamera sistemleri üzerinde sürekli çalışacak bir yapay zeka sistemiyle gerçekleştiriyorlar. İnsan erişiminin zor ya da mümkün olmadığı dağlık bölgelerde de kameralar ile insansız tespit yapabilen direkler kurularak ya da drone ların desteğiyle erken yangın tespitine katkı vermeyi amaçlıyorlar. Erken yangın tespiti sisteminde, sistem bir yangın teşhisi koyduğu zaman, itfaiye görevlilerine yangın alarmı da anında iletilebiliyor.
Her şeyden önemlisi; Yangın söndürmede kullanılan yeni teknoloji uçak filolarımız olmalı!
Mevcutta olanların yetersiz kaldığını görüyoruz. Gerekirse yüzlerce uçak alalım. Herşeye kaynak var buna mı yok!
Devasa bir uçak filomuz olsaydı birer sortide Karabük'ün yanan ormanları anında söndürüldü.

Yeter ki isteyelim, irade gösterelim, gençlerimizin önünü açalım. Tabii bu işe ciddi kaynak ayırmak gerekiyor.
O'da siyasi iradenin kararı.

Lütfen gereğini yapın, bu acıyı bize yaşatmayın.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.