Karabük Postası tarafından
16 Nisan, 2017 14:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Azdavay’da maden sahaları ağaçlandırılıyor

KASTAMONU ’nun Azdavay ilçesinde Efedağ Mermer tarafından işletilen mermer ocağının rezervi biten bölümlerine fidan dikildi. Kastamonu’nun Azdavay ilçesine bağlı Başören Köyünde Efedağ Mermer tarafından işletilen 94 bin metrekarelik mermer ocağının rezervi biten bölümlerine fidan dikildi. Azdavay Orman İşletme Müdürlüğü ile mermer firmasının birlikte organize ettiği “Ağaçlandırma Bayramı” etkinliğine Azdavay Kaymakamı Abdullah Huzeyfe Çakmak, Azdavay Belediye Başkanı Osman Nuri Civelek, Azdavay Cumhuriyet Savcısı Kadir Bahadır, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Hüseyin Dinçer, Azdavay Garnizon Komutanı Sinan Tanır, firma yetkilileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. “Ağaçlandırma Bayramı” adı altında gerçekleştirilen fidan dikim töreninde konuşan Azdavay Kaymakamı Abdullah Huzeyfe Çakmak, yapılan rehabilitasyon çalışmalarını doğaya vefa borcu olarak gördüğünü kaydetti. Kastamonu Orman Bölge Müdürü Hüseyin Dinçer de, yeraltı kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti. Azdavay Belediye Başkanı Osman Nuri Civelek ise, Efedağ Mermer yetkililerine Azdavay’a yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür etti. Azdavay Orman İşletme Müdürü Ahmet Nezir de, mermer ocağı tarafından Başören Köyünde 94 bin metrekare alanın kullanıldığını belirterek, çalışmalara son verilen tüm alanların ağaçlandırılacağını kaydetti. Efedağ Mermer sahiplerinden Ergün Efendioğlu ise, Türkiye’nin 14 milyar ton mermer rezervi ile mermer rezervi bakımından Dünyanın birinci ülkesi olduğunu ifade ederek, Türkiye’de çıkarılan bu mermerlerin ihraç edildiğini belirtti. Konuşmaların ardından protokol üyeleri ve öğrenciler, rehabilite edilen alana fidan dikti. Temsili fidan dikiminin yapılmasının ardından Azdavay Orman İşletme Müdürlüğü ile İŞKUR Kastamonu İl Müdürlüğü arasında imzalanan protokol kapsamında işe alınan mevsimlik işçiler, rehabilite edilen alanda fidan dikim çalışmalarını sürdürüyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
16 Aralık, 2025 10:18 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

EMEKLİYİ ÖLMEDEN MEZARA KOYDULAR !

Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir. Sosyal devlet; vatandaşların refah durumunu gözeten, halkına asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanır.

Sosyal devlet, anayasamızın 2. ve 60'ıncı maddelerinde de tanımlanmıştır. Sosyal hukuk devleti güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Ülkelerin sosyal devlet olabilmesi için bazı özelliklerinin bulunması gerekir. Sosyal devlette fırsat eşitliği ön plandadır. Ayrıca sosyal devlette halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartları sunulur.

Peki, halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartlarının sağlanması konusunda ne durumdayız? Ücretlere baktığımızda, eşit gelir dağılımından söz edebilir miyiz? Gelir dağılımı adaletsizliğinde dünya sıralamasında liderliğe oynuyoruz!

Çalışanlarla emekliler arasındaki ücret dengesizliği emekliler aleyhine giderek büyüyor. Emekli maaşları TÜRK-İŞ'in her ay açıkladığı açlık sınırı rakamlarının neredeyse yarısına düştü. Önümüzdeki ay 6 aylık enflasyon rakamlarına göre emekli maaşlarına yapılacak olan zam yüzde 11-12 civarında olacak. Bu durumda, en düşük emekli aylığı 19 bin liraya bile ulaşamayacak. Kasım ayı açlık sınırı rakamı 30 bin lira . Aralık ayında ve devam eden aylarda bu rakam daha da artacak. Emekli maaşlarının açlık sınırı rakamlarının yakalaması mümkün görülmüyor. Aynı durum asgari ücret alanlar için de geçerli. Bu rakamlarla kirasını bile ödeyemeyen milyonlarca insan ne yiyecek ne içecek?

blank

Böyle bir adaletsizlik, böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Nerede kaldı sosyal devlet, nerede adalet, hakkaniyet? Emekli de bu ülkenin vatandaşı. Emekliler lütuf beklemiyor. Çalışırken ödedikleri primlerin karşılığını hakkıyla almak istiyorlar.
Sosyal Güvenlik Sistemi çökmüştür. Prim ödeme gün sayısının, ödenen primin rakamsal miktarının hiç bir önemi kalmadı. 3600 gün prim ödeyenle 9000 gün prim ödeyen arasında bir fark kalmadı. Sistem oynana oynana bu duruma geldi.
Hakkaniyet, adalet yerle yeksan oldu.
2016 yılında asgari ücretten % 66 daha fazla maaş alan bir emekli buğün asgari ücretin yüzde 24 altına düştü.
Bu tablo böyle devam ederse, emekli kuru ekmeğe bile muhtaç kalacak.
Tuzu kurular! ükeyi yöneten muhteremler! Hiç mi vicdanınız sızlamıyor.? Nasıl uyku uyuyorsunuz?

Çocuk okutan, kirada oturan emekliler var. Bu insanlar açlık sınırının yarısına düşmüş maaşlarla ayakta kalabilir mi? Yazının başlığı bazılarına abartılı gelmiş olabilir. Fakat acı gerçek budur. EMEKLİ ÖLMEDEN MEZARA KONMUŞTUR!

Tablonun ressamı gelmiş geçmiş tüm hükümetlerdir! Son 23 yılda ise, bu tablo tamamlandı, verniklendi ve çerçevelendi. Oy uğruna izlenen popülist icraatlar, istihdam yaratamayan, üretmek yerine ithal etmeyi öncelikleyen politikalar, israf ve şatafat ülkeyi bu duruma getirmiştir.

Mutlu azınlığa en kalbi duygularımla…

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.