Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Atanamayan Öğretmenler’den Eğitim-Sen’e Ziyaret

Gündem Yayın: 13.11.2014 15:29
Yazar:
Atanamayan Öğretmenler’den Eğitim-Sen’e Ziyaret

16 Kasım’da atanamayan Öğretmenler Şubat Ataması için Ankara’da buluşacak. Karabük’ten de bu buluşmaya katılım olacak, 16 Kasım Pazar günü sabah 07.00’da Balık Pazarından otobüs kalkacak.

MEB’in 42 bin norm fazlası öğretmeni, alan değişikliği yolu ile uzmanı olmadıkları branş öğretmenliklerine geçirmesinin ardından branş öğretmenleri, 11 Eylül’de yaşanan kontenjan faciasını bir türlü atlatamadı. Yüksek puanlarla uzmanı oldukları branşa ataması yapılmayan  öğretmenler mağduriyetlerini duyurmak ve hakkını aramak için 16 Kasım’da Ankara’da toplanacak.

Bu kapsamda Karabük ve ilçelerindeki atanamayan öğretmenler 16 Kasım 2014 Pazar günü sabah 07.00’da Ankara’ya hareket edecekler. Ankara’ya hareket öncesi Eğitim Sendikalarını ziyaret eden atanamayan öğretmenler, dün Karabük Eğitim-Sen şubesine bir ziyaret gerçekleştirdiler. Kendilerine destek olunmasını isteyen genç eğitimciler, yaşadıklarını Eğitim-Sen Karabük Şube Başkanı Cevat Soylu ve yöneticilerle paylaştılar.

Ziyarette kısa bir konuşma yapan Eğitim-Sen Karabük Şube Başkanı Cevat Soylu, “ Milli Eğitim sistemindeki uygulamalar tüm kesimleri mağdur etmeye devam ediyor. Bu mağduriyete bir son vermek lazım. Biz bu ülkenin geleceği olan genç eğitimcilerimize her türlü desteği dün olduğu gibi bugünde vermeye devam edeceğiz. Eğitim düzenli bir şekilde ilerleyebilmesi ve öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin mağdur edilmemesi çarpık düzene bir son verilmelidir. Alan değişikliğine acilen son verilmelidir. Kadrolu öğretmenlerin yapmış oldukları alan değişikliği birçok branş öğretmeninin mağdur olmasına neden olmaktadır. Bu plansızlığın faturası yıllardır atama bekleyen ve nice çilelerle üç ayrı sınava girip alan sınavı ile de başarısını kanıtlamış, evine ekmek götürme kaygısı taşıyan branş öğretmenlerine kesilmemelidir.Milli Eğitim bakanlığı siyasi kadrolaşma bırakıp asıl işi olan eğitim planlama ve koordinasyon işine dönmelidir. Bugün Türkiye’de birçok ülkenin nüfusundan fazla atanamayan öğretmen var. Türkiye’de 320 bin atama bekleyen öğretmen var” dedi

Birçok Sivil Toplum Kuruluşunu ve Siyasi Partileri ziyaret ettiklerini ve gerekli desteği alamadıklarını dile getiren genç eğitimciler tüm atanamayan öğretmenleri Ankara’ya çağırdılar ve “ 16 Kasım Pazar günü Ankara’da Maliye Bakanlığı, Milli eğitim Bakanlığı ve Güven Parkta sesimizi duyurmaya çalışacağız. 16 Kasım Pazar Sabahı Karabük eski Balık Pazarından sabah 07.00’da Ankara’ya hareket edeceğiz” dediler.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“…CEK” LERE, “…CAK” LARA KARNIMIZ TOK. İCRAAT GÖRELİM ARTIK!

Manşet Yayın: 28.04.2024 15:24
“…CEK” LERE, “…CAK” LARA KARNIMIZ TOK. İCRAAT GÖRELİM ARTIK!

Mücadele edile CEK, Göz açtırılmaya CAK, Fırsat verilmeye CEK, Kapatıla CAK, Ceza kesile CEK….
Vatandaşının hakkını korumak, hırsızla, arsızla, fırsatçıyla mücadele etmek devletin asli görevlerinden değil mi?

Bu düpedüz; soygun, gasp, arsızlık, hırsızlık, şerefsizlik, ahlaksızlık, utanmazlık, gözü dönmüşlük.. hatta vatan hainliği.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eşi benzeri görülmemiş biçimde gıda terörü ile karşı karşıyayız. Bu artık bir milli güvenlik sorunu haline geldi.
Kimdir bunlar? Gıda kartelleri mi? Aracılar mı? Tefeciler mi? Fırsatçılar mı? Bunlara neden bir dur diyen yok! Özellikle mi sessiz kalınıyor? “Serbest piyasa diyerek seyirci mi kalacağız? Meydanı bunlara mı bırakacağız? Elimizi kolumuzu bağlayan ne? Bu işin sonu nereye varacak?

Et 600 TL oldu. Almanya’da 11.58 Euro bizim paramızla 405 TL. Bizim emeklimiz 10 bin TL. olan maaşının tamamı ile Türkiye’de 16.5 kg et alabilirken, Almanya’nın emeklisi70 bin TL (2 bin Euro) maaşıyla173 kg et alabiliyor. Yani danayı bütünüyle alıyor. Eti ithal ediyoruz. Kilo gramını kaç TL den ithal ediyoruz? İç piyasaya kaç TL den veriyoruz? Bilen var mı?
Antep fıstığını bizden alıyorlar.
Biz 1kg fıstığı 900 liraya yerken onlar 525 liraya (11.98€) yiyor.
Dünyanın en büyük fındık üreticisi Türkiye. Biz fındığın kiloğramına 740 lira verirken Almanlar bizden aldığı fındığı 400 liraya (11.45€) satıyor.
Kuru kayısıyı da bizden alıyorlar.
Bizde 600 lira, onlarda 420 lira (11.99€) İşin ilginci alım güçleri bizden neredeyse 10 kat daha fazla.
Bu rezilliği ne ile izah edebilirsiniz? Bunu açıklayabilecek bir yetkili yada sorumlu var mı ?
Marketlerde hergün etiketler yenileniyor. Birileri piyasaları belirliyor. Maliyeti 5 kuruş olan ürünler bile 10 katına hatta 100 katına satılıyor. Düşük maliyetli, küçük kalemlerde vurgun çok daha büyük. 5 TL ile gidin markete, bakın bakalım alabilecek bir şey bulabilecek misiniz ?
Hadi, “üretmeden çılgınca tüketen bir toplum haline geldik. İşte o yüzden bunlar” diyelim. Ama öyle değil! Tamam, yeteri kadar üretmemenin bedelini çok ağır ödüyoruz zaten. Fakat bu bambaşka bir şey. Yukarıda Almanya örneğini verdim. Adamlar bizim ürettiğimiz bir ürünü neredeyse bizim yarı fiyatımıza alıyor.

“…Cek”lere, “…Cak”lara karnımız tok! Eeee, hadi icraat görelim artık.

İlyas Erbay