blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Ekim, 2024 12:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Atakum Mesleki ve Teknik Lisesi, 17 ülkenin katıldığı yarışmada 2. oldu

Samsun Atakum Mesleki ve Teknik Lisesi, 17 ülkenin katıldığı “16. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Uluslararası Robot Yarışması”nda RC sabit kanat İHA kategorisinde ikinci oldu.
Millî Eğitim Bakanlığı’nca 16.’sı düzenlenen Uluslararası MEB Robot Yarışması tamamlandı. Yarışmaya 17 ülkeden bin 3 kurum ve toplamda 6 bin 691 yarışmacı katıldı. Samsun’dan katılan liseler arasında en büyük başarıyı Atakum Mesleki ve Teknik Lisesi elde etti. Okulun öğretmenlerinden Mustafa Koçak, Mustafa Katırcıoğlu, Emrah Yüksel, öğrencilerden Muhammet Kaan Uzun ve Berkay Arslan’dan oluşan ’Ata Wings’ takımı 4 ay boyunca okulun atölyesinde çalışarak insansız hava aracı(İHA) geliştirdi. Geliştirilen bu araç Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda Türkiye ikincisi olma başarısını gösterdi.
"Ülkemizin teknoloji hamlesine ileri seviye katma değer üretiyoruz"
Okul Müdürü Mustafa Şahin, “Lise olarak bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 16.’sı düzenlenen robot yarışmasına 5 kategoride 9 öğrencimiz ve 6 öğretmenimizle katıldık. İHA kategorisinde Sabit Kanat alanında ikincilik elde ederek önemli bir başarıya imza attık. Samsun’umuzu temsil etmede, ülkemizi temsil etmede hem de okulumuzun marka değerini yüceltmede önemli bir görevdi bizim için. Bu anlamda Atakum Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, ülkemizin teknoloji hamlesine ileri seviye katma değer üreterek, teknoloji geliştirmede lise seviyesinde katkı verdiğimizi düşüyorum. Öğretmenlerimiz bu anlamda öğrencilerimize rol model olmada, vizyon katmada önemli başarılara imza atıyorlar” dedi.
Lisenin Elektrik Öğretmeni Mustafa Katırcıoğlu, “Bu yarışmaya katılmaya karar verdikten sonra uçağımızın yapım aşamalarında yaklaşık 3-4 ay çalıştık. Test uçuşlarını yaptık ve yarışmaya katılarak 2. olduk. Elektronik aksam haricindeki bütün aksamları kendimiz tasarladık. Öğrencilerimizle beraber çalışarak kendimiz ürettik ve uçar hale getirdik. Her sene değişik öğrencilerimizi bu çalışmalara katıyoruz. Yeni öğrencilerimizle beraber yarışmalara hazırlanıyoruz” diye konuştu.
Lisenin Elektrik Elektronik Bölümü Alan Şefi Mustafa Koçak, “Öğretmen arkadaşlarımız ile beraber bu başarıyla imza attık. Onların özverili çalışması, idaremizin desteği, bize olan güveni bu başarıyı getirdi. Okulumuz imkanları bu anlamda çok geniştir. Bize desteği de tamdır. Bu bir geçmişin yatırımıdır aslında. Uzun süredir biz TEKNOFEST, TÜBİTAK ve robot yarışmalarına katılıyoruz. Bunlar üst üste konulmuş şeylerdir” şeklinde konuştu.
Lisenin Elektronik Öğretmeni Emrah Yüksel ise, "Bu tür yarışmaların özellikle imkanı olmayan öğrenciler için katkısı çok fazladır. Bu tür yarışmalara öğrencilerin başka türlü katılma imkanları yoktur. Orada diğer okullarla birlikte oluyorlar. Sosyalleşiyorlar. Diğer robotların teknolojilerine bakıyorlar" ifadelerini kullandı.
Bu başarının yanı sıra lise, yine Uluslararası Robot Yarışması’nda ileri seviye labirent, sualtı robotu gibi 4 farklı alanda sıralamalara girerek başarı etti.
TEKNOFEST’TE finale kaldılar
Okulun Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri Sibel Bahçıvan, Musa Taş, Hüseyin Özer ve Bilişim Bölümü öğrencilerden oluşan takım ise TEKNOFEST’te ’blok zincir teknolojileri’ kategorisinde sahte ürün kontrolü üzerine geliştirdikleri proje ile finale kaldı.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.