Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Eylül, 2024 04:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Artvin’de yaşanan olayın geçmişinin 3 yıl önceye dayandığı ortaya çıktı

Artvin’in Borçka ilçesinde 1 kişinin hayatını kaybettiği, 2 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan mesire alanı projesiyle ilgili gerginliğin 3 yıl önceye dayandığı ortaya çıktı.
Artvin’in Borçka ilçesi Cankurtaran mevkiinde, Orman Bölge Müdürlüğü tarafından ’yap işlet devret’ modeliyle ihalesi yapılan alanda, düzenleme yapmaya çalışan müteahhit firmanın yetkilileri ile köylüler arasında önceki gün çıkan silahlı kavgada 1 kişi hayatını kaybetmiş, 2 kişi de yaralanmıştı. Olayla ilgili 1 kişi ise tutuklanmıştı.
Yaşanan olayın geçmişinin 3 yıl önceye dayandığı ortaya çıktı. Orman İşletmeleri tarafından 3 yıl önce taş ocağı işletmesi yapılması için İçkale firmasına ihale edilmişti. Köylülerin direnişiyle işletme yapılması engellenmiş, geçen yıl aynı bölge, Yapı-Soy Beton firmasına “Konaklamalı Mesire Alanı Projesi” kapsamında ihale edildi. Köylüler, kendi yaşam alanları olduğu iddiasıyla, turizm adı altında bölgede sonradan maden çıkarılacağı gerekçesiyle projeye karşı çıktı.
3 yıl önceye dayanan olaylarla ilgili bölgede geçtiğimiz günlerde basın açıklaması ve doğa yürüyüşü düzenlenmişti.
Köyde kurulan Çifteköprü Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak, Cankurtaran’da yapılmak istenen konaklamalı mesire alanı projesine neden karşı olduklarına dair vatandaşlar geçtiğimiz günlerde bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Ardından ikinci toplantıyı Cankurtaran bölgesinde bulunan mesire alanında yapan köylüler, son olarak da birkaç gün sonra doğa yürüyüşü düzenlemişti.
Öte yandan, yaşanan olayların ardından ihaleyi alan firma ise projeden çekildiğini açıkladı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“03.09.2024 tarihinde Cankurtaran mevkiinde yaşanan acı olay bizi ve tüm Artvin halkını derinden üzmüştür. Bir insan hayatının her şeyden kıymetli olduğunu, bir insanın öldürülmesinin kabul edilemezliğini ifade ediyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşımızın sevenlerine ve kederli ailesine başsağlığı, bu müessif olayda yaralanan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz. Hiçbir maddi faaliyetin insan hayatından değerli olmadığına olan inancımız devam etmektedir. Yaşananlar nihayetinde, projeden çekiliyoruz.”

Konaklamalı Mesire Alanı Projesi
Söz konusu firmanın yapacağı Borçka Cankurtaran Konaklamalı Orman Parkı-Mesire Alanı Projesi; 17,27 hektar alanda kır lokantası, kır evleri, yöresel ürün satış yeri, çocuk oyun alanı, amfi tiyatro, büfe, kameriyeler, macera parkı, seyir terası, yürüyüş yolları, spor tesisleri, çadır kamp alanı ve karavan alanını kapsıyordu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
09 Mayıs, 2025 14:58 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Tezgâhın Ötesinde, Çeliğin Gerçek Ağırlığı

Bazı sayılar vardır ki, bir muhasebe kaleminden çok daha fazlasını anlatır. Ve bazı suskunluklar vardır ki, içlerinde haykıran hakikatin yankısı dolaşır.

. Ne hazindir ki, KARDEMİR gibi bu memleketin alın teriyle, çelik gibi iradesiyle yoğrulmuş bir değerin üstünde bugünlerde kimilerinin başka hesaplar yaptığı, karanlık gölgelerin kol gezdiği görülüyor.

Şirketin bilançolarına eğilen, kalem oynatıp rakam yuvarlayan, masa başında kıvrak zekâsını sanal bir itibar mücadelesine yatıranlar… Oysa gerçek, parantez içinde duran bir zarardan çok daha derindir. 3 milyar 31 milyon liralık zarar sanki bir eksikmiş gibi, üzerine 969 milyon da onlar ekleyip “4 milyar” deyiverenler… Siz hiç hesap yaparken vicdanı da dahil ettiniz mi?

Bir de çıkarıp eski defterleri, 10 dolara satılan kütüğü bugünle kıyaslayanlar var. Koca bir endüstri devriminin, yeşil çelik hedefinin, karbon nötr üretiminin, iklim yükümlülüklerinin, döngüsel ekonominin dönüştürdüğü bu sektörü hâlâ eski fiyatlar üzerinden değerlendirenler… Ne diyelim, zamana takılıp kalanlara çare yok.

Ama bir çare var; gerçeği söylemek. Prof. Dr. İsmail Demir’in kelimelerinde, sadece bir şirket yöneticisinin değil; bir yükün, bir vizyonun ve bir memleket meselesinin sorumluluğunu taşıyan bir yüreğin sesi var. “Bu şirket ne birilerinin arka bahçesi ne de yöneticileri birilerinin emir eridir,” diyor. Çünkü bu çelik gömleğin içine kimlerin girmeye çalıştığını, kimlerin “arka kapıdan” gelecek devşirmek istediğini artık herkes görüyor.

Demir’in söyledikleri çok açık ve samimi duygular üzerine kurulu. KARDEMİR’in çıkış yolu, rakam oyunlarıyla değil; yeşil dönüşümle, temiz enerjiyle, bilimle, teknolojiyle, katma değeri yüksek üretimle mümkün olacak. Dünya, üretimi yeniden tanımlarken, bu toprakların çeliği hâlâ eski mantıkla tartılamaz. O terazi artık başka kalibrede çalışıyor.

Karabük halkına verdiği mesaj da inceliklerle dolu. “Biz Türkiye’nin şirketiyiz ama Karabük’ün omuzlarında yükseliyoruz.” Ne zarif bir sadakat, ne açık bir bağlılık… Yardım politikalarında, istihdam kararlarında Karabük’ü önceleyen bir anlayış, yalnızca kurumsal bir tavır değil; aynı zamanda vefa ile şekillenmiş bir gönül dili.

Ve çalışanlara dair söyledikleri… “En büyük gücümüz onlar,” diyor. Bir yönetici düşünün ki, zararın konuşulduğu masada emeği unutmuyor. Onlara söz veriyor, toplu sözleşmede destek oluyor. Çünkü biliyor ki bu şirketi ancak emekle, inatla, sabırla ayağa kaldıracak olan yine o insanlar.

Bugün KARDEMİR üzerinden siyaset devşirmeye çalışanlar, kendi küçük hesaplarını memleketin büyük meselelerinin önüne koyanlar bilsin ki, bu çelik öyle kolay bükülmez. Bu irade, birkaç spekülatörün yaz-boz tahtası değildir.

Belki birileri için KARDEMİR sadece bir şirket, bir tablo, bir grafik… Ama bu topraklar için o, istihdamın adı, çelik bilekli insanların emeğinin ve alın terinin simgesi, yani Karabük’ün kalbidir.

Ve unutulmamalıdır: Bu kalp, yalanla değil, yalnızca zırhı çelikten yapılmış insanların hakikat arayışları ile atar.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.