blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Aralık, 2024 00:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Artvin Atabarı Kayak Merkezi’nde 7. Geleneksel Kar Şenliği coşkuyla kutlandı

7. Klâsik Kar Şenliği, Atabarı Kayak Merkezi’nde yüzlerce üniversite öğrencisinin iştiraki ile yapıldı.
Artvin Çoruh Üniversitesi tarafından organize edilen “7. Klasik Kar Şenliği”, renkli imgelere sahne oldu. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıkta, 2 bin rakımlı Atabarı Kayak Merkezi’nde düzenlenen şenliğe yaklaşık 500 öğrenci ve öğretim vazifelisi katıldı. Tabiatla iç içe, ladin ve köknar ağaçlarıyla çevrili kayak tesislerinde, öğrenciler kar üzerinde horon oynayıp halay çekerek eğlendi.
Şenlikte kar voleybolu, kızakla kayma ve halat çekme üzere etkinlikler düzenlenirken, iştirakçilere hamsi ve çay ikram edildi. Tabiatın kucağında hem eğlenen hem de gerilim atan öğrenciler, bu cins aktifliklerin moral ve motivasyon açısından değerli olduğunu belirtti.
Artvin Çoruh Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Güner, imtihan öncesinde öğrencilerin moral bulması hedefiyle bu aktifliği düzenlediklerini söyledi. Güner, “Yaklaşık 500 öğrencimizle birlikte buradayız. Kayak yapıyorlar, teleferikle dolaşıyorlar, yöresel halaylarla eğleniyorlar. Bu çeşit etkinlikler öğrencilerimiz için büyük bir moral kaynağı” dedi.
Artvin Çoruh Üniversitesi Tabiat Sporları Hocası Fikri Özkan ise bu yıl 7.’si gerçekleştirilen şenliğin ağır bir iştirakle gerçekleştiğini belirterek “Her yıl klasik olarak düzenlediğimiz kar ve hamsi şenliği bu yıl da hayli coşkuluydu. Öğrencilerimiz çok mutlu ve doyasıya eğlendi” tabirlerini kullandı.
Etkinliğin, öğrenciler kadar bölgenin tanıtımına ve turizmine de katkı sağladığına dikkat çeken yetkililer, bu tıp tertiplerin devam edeceğini belirtti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
28 Mayıs, 2025 10:24 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Topla Kendini Karabük

Hayat, Karabük’te başka türlü işler. Burada dört işlem, sadece tahtada değil, yürekte yapılır. Gerçeklerle çarpılırız önce. Fabrika bacalarından çıkan duman gibi yüzümüze vurur hakikat.

Her sabah demirle uyanan bu şehirde, en sert darbe paslı gerçeklerden gelir. Hayallerimizi çelik preslere yatırırlar; eğer sağlam çıkarsan, yaşamaya layıksın demektir.

Sonra ayrılıklarla bölünürüz. Baba başka vardiyada, evlat başka şehirde. Sevda başka mahallede, umut başka ranzada büyür. Karabük’te herkes biraz eksiktir; biraz kardeşsiz, biraz babasız, biraz sevgisiz… Demir gibi sağlam görünenlerin içi, sessiz bir pasla oyulmuştur aslında. İnsan bir gün kendini sorar: “Ne zaman bu kadar eksildim?”

İnsanlıktan çıkarır hayat bizi; çünkü burada bazen hayatta kalmak için duygularını eritir, vicdanını susturursun. Sobaların üzerinde kestane közlerken dahi, içten içe yanarsın. Çünkü Karabük’te büyümek, erken vedalarla olgunlaşmaktır. Kimse çocuk kalamaz bu şehirde; çünkü çocukluk bile çalışmak zorundadır.

Ve sonunda fısıldar hayat kulağına: “Topla kendini.”

Topla kendini Karabük, çünkü bu şehir senden başka kimseye benzemez. Ne Ankara gibi siyasete yaslanır, ne İstanbul gibi kalabalığa kaçar. Sen çelikle örülmüş bir sabır anıtısın. Kırılanları, bölünenleri, yok sayılanları yeniden birleştirmeyi bilirsin. Topla kendini, çünkü içinde hâlâ bir parça Safranbolu sessizliği, bir avuç Eflani göğü, bir yudum Yenice ormanı var.

Hayat dört işlemse, sen beşincisisin Karabük: Dirençtir adın.
Ve biz, seni içimizde taşıyarak yaşadık hayatı.

Bizi sosyal medyadan takip edin