Ihlas Haber Ajansı tarafından
27 Mayıs, 2024 12:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

‘Anadolu’nun Topkapı sarayı’ ziyaretçilerini unutulmaz bir tarih yolculuğuna çıkartıyor

"Anadolu’nun Topkapı Sarayı" olarak adlandırılan Çorum Müzesi, barındırdığı 15 bin eserle ziyaretçilerini unutulmaz bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Binasıyla da dikkat çeken müze havadan görüntülendi.
8 medeniyete ev sahipliği yapan Çorum Müzesi, ziyaretçilerini yüzyıllar öncesine götürüyor. 1914 yılında hastane olarak inşa edilen ve ardından okul hizmeti veren 110 yıllık bir geçmişe sahip Çorum Müzesi, Türkiye’deki sayılı mimari eserler arasında yer alıyor. Bir zamanlar yakalandıkları hastalıklara şifa arayanların akın ettiği, ardından öğrencilerin gelecek hayallerinin şahidi olan tarihi bina, 2003 yılında müzeye dönüştürüldü. Çorum Türkiye’de arkeoloji alanında da önemli bir yere sahipken Hattuşa Şapinuva, Alacahöyük, Eskiyapar ve Resuloğlu gibi arkeolojik kazı alanlarında bulunan tarihi eserler müzede sergileniyor.

Nadide eserler sergileniyor
Türkiye’nin ilk yatılı müzesi olma özelliğini yanı sıra, ‘korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı’ olarak tescillenen Çorum Müzesi’nde turizm sezonu öncesi vitrinleri yenilendi. Nadide eserlerin sergilendiği müzede yapılan düzenleme ile bazı eserler ilk kez görücüye çıktı. Müzenin 4’üncü katında yer alan ve Klasik, Helenistik, Roma ile Doğu Roma dönemlerine ait altın eserlerin sergilendiği cam vitrinlerde tanzim teşhir çalışmaları çerçevesinde değişikliğe gidildi. Müze deposunda bulunan 115 altın ve yarı değerli taşlardan yapılmış, takı ve süs eserlerinden oluşan eserlerin büyük kısmı müsadere, satın alma ve kurtarma kazıları yoluyla ülkeye kazandırılırken, eserler antik dönemin etkileyici yeni fikirleri ile üretilen zengin maden işçiliğinin değerli örneklerinden oluşuyor.

3 bin 600 yıllık Hitit mührü dikkat çekiyor
Müzedeki nadide eserler arasında krem kutusunda yurt dışına kaçırılmak üzereyken polis ekiplerince ele geçirilen Hitit döneminde kral ile katip arasında yapılan yazışmalarda kullanılan ve dünyada üç tane bulunduğu belirtilen bronz 3 bin 600 yıllık Hitit mührü ile tarlasını süren bir çiftçi tarafından bulunan bronz, nikel, gümüş ve altın gibi değerli madenlerden yapılmış, Hitit takı sanatının önemli bir örneğinin de ortaya çıkmasını sağlayan ve dünyada eşi benzeri olmayan Hitit bileziği bulunuyor.

’Fırtına Tanrısı’na hediye olarak sunulan miğfer, müzede sergilenmeye başladı
Ortaköy ilçesindeki Şapinuva örenyerindeki arkeolojik kazılarda bulunan 3 bin 300 yıllık bronz savaşçı miğferine paha biçilemiyor. 2002 yılında bulunmasının ardından merhum Dr. Mustafa Süel tarafından bilim dünyasına kazandırılan savaşçı miğferinin dünyada eşi benzeri bulunmuyor. Bronz savaş malzemelerinin savaşlarda ganimet olarak alınması ve bronzun tekrar eritilerek yeniden başka üretimlerde kullanılmasından dolayı günümüze çok azı ulaşabilen, ezilmiş ve tahrip olmuş durumdaki miğfer, Hitit İmparatorluğu döneminden günümüze ulaşan tek örnek olması açısından oldukça önem arz ediyor. Mitolojide ’Fırtına Tanrısı’na hediye olarak sunulan miğfer, müzede sergilenmeye başladı.

Altın madalyon dikkat çekiyor
Çorum Müzesi’ndeki nadide eserlerden birisi ise definecilerin kaçak kazıda bulduğu, üzerinde Hazreti İsa’nın necef taşına işlenmiş figürünün bulunduğu altın madalyon. Yurt dışına kaçırılmak üzereyken jandarma ekiplerinin başarılı operasyonla ele geçirilen madalyon yapılan incelemede yaklaşık 1500 yıllık olduğu belirlendi. Müzede özel olarak bir vitrinde sergilenen altın madalyon, ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor.

Tarihi müze dron ile görüntülendi
Ziyaretçilerine uygarlık tarihinde 8 bin yıllık bir yolculuk sunan Çorum Müzesi’nin içerisi dronla görüntülendi. Çorum Müzesi, sadece ev sahipliği eserlerle değil aynı zamanda binasıyla da ziyaretçilerine farklı bir deneyim yaşatıyor. Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenen müze binası, kronolojik olarak hazırlanmış bir akışı takip ediyor. Bu akış Kalkolitik Çağ’a kadar uzanıyor.

“Çorum 8 bin yıllık bir geçmişe tanıklık ediyor”
Çorum Müzesi’nin 1914 yılında hastane olarak hizmet vermeye başladığını belirten Müze Müdürü Metin Çakar, 2003 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen binanın müze olarak hizmet verdiğini hatırlattı. Çorum’un Kalkolitik dönemden bugüne 8 bin yıllık bir geçmişe tanıklık yaptığını belirten Çakar, “Çorum’da yürütülen 5 farklı arkeolojik kazadan çıkan özellikle eski çağ ve Hatti döneminden ve Hititler döneminden kalma pek çok eser Çorum müzesinde ziyaretçileri bekliyor” dedi.

"Yeni eserlerimizi vitrinlere ekledik"
2024 yılı turizm sezonunda ziyaretçilere en güzel hizmeti vermek için hazır olduklarını açıklayan Çakar, “2023-2024 sezonunda 10 vitrinimizde yeni düzenleme yaptık. Yeni eserlerimizi vitrinlere ekledik. Bu kapsamda ziyaretçilerimiz Çorum müzesine geldiklerinde pek çok yeni, güzel arkeolojik eserle karşılaşacaklar. Tüm ziyaretçileri müzemize bekliyoruz" diye konuştu.

Ziyaret edenler hayran kalıyor.
Müzeyi ziyaret eden üniversite öğrencisi Su Mina Susam, müzede güzel eserlerin bulunduğunu belirterek, herkesin gezmesi gereken bir yer olduğunu söyledi. Susam, müzedeki Roma dönemine ait takı ve ziynet eşyalarının sergilendiği bölümü çok beğendiğini dile getirdi. Çorum Müzesi’nin büyük ve güzel bir mekan olduğunu anlatan üniversite öğrencisi Merve Beyza Uçan da, “Arkadaşlarımla merak ediyordum. Gezmeye geldik. Çok sayıda beğendiğim eser oldu. Kılıçların, silahların, zırhların olduğu bölümü beğendim. Müzeleri ziyaret etmeyi seviyorum. Bugüne kadar 10’un üzerinde müze ziyaret ettim. Çorum müzesi ilgimi çeken bir yer oldu. Mutlaka ziyaret edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Çorum’a ilk kez geldiğini anlatan Zekeriya Musaoğlu, “İçerideki eserler teknolojik yönden ilgimi çekti. İnsanlar öyle bir teknoloji kullanmışlar ki hayret edersiniz. Biz yaşadığımız dönemi yeni çağ olarak adlandırıyoruz ancak sergilenen eserler bu çağda yoktur” ifadelerini kullandı.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Mart, 2025 04:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

3 bin 500 yıllık Hitit keteni, kadınlar tarafından tekstil endüstrisine kazandırılıyor

Çorum’daki Şapinuva Antik Kenti’ndeki arkeolojik hafriyatta bulunan yaklaşık 3 bin 500 yıllık keten kumaş modülünden esinlenen bayanlar, Hitit ketenini tekrar üreterek, dokumacılık sanayisine kazandırıyor.
Çorum İş Bayanları Derneği (İŞKAD) tarafından "Eski Dünyanın Yeni Masalı" sloganıyla hayata geçirilen proje çerçevesinde, 3 bin 500 yıllık Hitit keten kumaşı gün yüzüne çıkartılıyor. Çorum’daki hafriyat çalışmalarında gün yüzüne çıkartılan kumaş modülünden esinlenerek hayata geçirilen proje çerçevesinden hazırlanan ve "Hitit keteni" ismi verilen kumaş, dokuma sanayisine kazandırılacak. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından da desteklenen proje ile tarihi kökleri M.Ö. 1400 yılına dayanan Hitit keteninin aslına uygun bir halde tasarlanması, üretilmesi, işlenmesi, markalaşması, atölye/eğitim ortamlarında genç jenerasyonlara aktarılması ve yeni istihdam alanları oluşturulması hedefleniyor.

Proje tanıtım sinemasıyla tanıtıldı
Proje, Çorum Müzesi’nde düzenlenen programda, hazırlanan tanıtım sineması ile tanıtıldı. Programa Çorum Valisi Ali Çalgan ile eşi Halide Çalgan, Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, Belediye Lideri Dr. Halil İbrahim Aşgın, Çorum İş Kadınları Derneği Başkanı Semrin Kaleli, Hitit keten kumaşının bulunduğu, devrin hafriyat lideri Prof. Dr. Aygül Süel ve davetliler katıldı.

"Bunları insanlığa tanıtmamız lazım"
Programda konuşan Vali Ali Çalgan, Çorumlu iş bayanlarının hayata geçirdikleri projeyle, kentin ve ülkenin tanıtımına büyük katkı sağladıklarını vurgulayarak, "Bu tarihi tanıtmak yalnızca Hitit medeniyetine değil, bugün yaşayanlara da borcumuz. Bunları insanlığa tanıtmamız lazım. Bu manada çok değerli bir proje yaptılar. Emeği geçen başta dernek liderimiz olmak üzere Çorumlu iş bayanlarımızı kutluyorum" dedi.
Çorum’un çok kıymetli bir tarihe geçmişe sahip olduğunu tabir eden Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız da, "Hititler’in başşehrinde yaşıyoruz. 7 bin 500 yıllık tarihimiz var. Fakat maalesef bu tarihi anlatamıyoruz. Çorumludan çok Çorum’u savunan Semrin Kaleli ve takımına teşekkür ediyorum. Emekleri geçenlere şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.

"Büyük bir coşku ve aşkla kentimizi tanıtmaya devam"
Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ise 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nü kutlayarak, "Bu stant için derneğimizin tüm üyelerine teşekkür ediyorum. İçişleri Bakanlığımız da bu projeyi destekledi. İçişleri Bakanımız ve Bakanlığımıza da teşekkürlerimizi sunuyorum. Durmak yok, büyük bir coşku ve aşkla kentimizi tanıtmaya devam diyorum formunda konuştu.
Dönemin hafriyat başkanlığını yürüten Dr. Mustafa Süel anısına Prof. Dr. Aygül Süel’e plaket takdim eden Çorum İş Kadınları Derneği Başkanı Semrin Kaleli, "Hititler yaşadığı sürece, anıldığı sürece, yaşayacak. Bu yüzden, Şapinova kentimizin kaşifi Aygül Süel ve Mustafa Süel onun anısına bu sinemamızı adadık" sözlerini kullandı.

"Olağanüstü koşullarda, baht yapıtı havasız kalarak bulunmuş yapıtın bir parçası"
Dönemin hafriyat lideri Prof. Dr. Aygül Süel de emeği geçenlere teşekkür ederek, "Biz Anadolu bayanı olarak çok şanslıyız. Neolotik’ten, doğurganlığı olan bayandan başlayarak biz çok şanslıyız. Bayan her vakit destekçidir. Bu bahis için de çok teşekkür ediyorum. Bu gecenin de benim için başka bir manası var. Hafriyat meşakkatli bir iş. Bu buluntu harikulâde, bugüne gelemeyen organik bir husus. Fevkalâde kurallarda, baht yapıtı havasız kalarak bulunmuş yapıtın bir modülü. Doğal bunun için ben en başta canla başla çalışan hafriyat takımıma teşekkür etmek isterim. Mustafa hocayı ayrıyeten anmak istiyorum onun emeği çok farklıydı" dedi.
Program, hatıra fotoğrafı çekilmesi ile sona erdi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.