Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Şubat, 2024 12:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Amasra’yı karıştıran ihbar mektubunu yazan tespit edildi

Bartın’ın Amasra ilçesinde savcılığa posta yolu ile gönderilen ve Amasra Belediyesi’nin mazot yolsuzluğu yaptığı ileri sürülen isimsiz mektubu yazanın kimliği tespit edildi.
Bartın’ın Amasra ilçesinde savcılığa 23 Ocak tarihinde belediyeye ait itfaiye müdürlüğü ve garaj amirliği içerisinde bulunan benzin deposundan sivil araçlara mazot verilmek suretiyle yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla isimsiz ihbar mektubu ulaşmış, mektubun zarfında yer alan isim ve adres ise yapılan incelemelerde sahte çıkmıştı. İhbar mektubunda, "11.01.2024 Perşembe günü saat 11.25’te Amasra Belediyesine ait garaj amirliği ve itfaiye amirliğinin ortak kullandığı garaj alanında özel şahısların araçlarına mazot doldurduğunu gördüm. Belediye imkânlarının şahsi menfaatler için kullanıldığını, devletin halk için yapması gereken yatırımların ve milletin vergilerinin bu şekilde çalındığına şahit oldum. Buradan alınan mazotlar resmi araçlara konuldu diye kayıtlar tutulduğunu, ayrıca daha öncesinde de belediyenin anlaşmalı benzin istasyonundan sivil şahısların yakıt doldurduğunu da gördüm. Bu olayın rutin olarak geçmişte de yapıldığı tarafıma anlatıldı. Resmi evrak olan defter kayıtları ile güvenlik kamera kayıtları incelendiğinde durumun daha da net anlaşılacağı kanaatindeyim" ifadeleri yer almıştı.
Olayla ilgili ortaya çıkan güvenlik kameralarında ise Amasra Belediyesi’nin anlaşmalı avukatı Berkay Dal, belediyeye ait itfaiye müdürlüğü ve garaj amirliği içerisinde bulunan benzin deposundan aracına yakıt alırken görüntüleri yer almıştı. Avukat Berkay Dal, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada Amasra Belediyesi’nin taraf olduğu ve hem Zonguldak hem de Bartın’da birer gün arayla görülen duruşmalara katıldığını ve davalara gitmek amacıyla 20 litre akaryakıt aldığını söyleyerek, kendisini savunmuştu. Dal, kendisinin duruşmalar için görev yazısı ve duruşma tutanaklarının da bulunduğunu ifade ederek, kamu menfaatine yapılan iş nedeniyle yakıt aldığını kaydetmişti.
Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır ise mazot yolsuzluğu iddiası ile ilgili tüm kayıt ve verileri savcılıkla paylaştıklarını belirterek, seçim öncesinde bir komplonun içerisine çekilmek istendiğini iddia etmişti. Başkan Çakır, iddia edildiği gibi bir yolsuzluk varsa ortaya çıkarılması, yoksa da isimsiz mektup, sahte adres ve doğru olmayan beyanlarda bulunanların tespit edilmesi için suç duyurusunda bulunduklarını ifade etmişti.

Mektubu yazan bulundu
Gelişmelerin ardından Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından detaylı bir inceleme başlatıldı. Amasra İlçe Emniyet Müdürlüğü ile organize yürütülen çalışmalar sonucunda mektubu yazan kişinin kimliği tespit edildi. Amasra Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, mektubu yazan kişinin ilçedeki bir inşaat firmasında çalışan S.G. olduğu belirtildi. Açıklamada, "Birtakım kişi veya kişilerce gündeme getirilen belediyemiz personeline kamu hizmeti için yakıt verilmesi konusunda halkımızı yanıltmaya ve belediyemizi karalamaya yönelik yalan ve iftira sürecinin takipçisi oluyor, şeffaf belediyecilik ilkesi gereği bu konuyla alakalı son gelişmeleri sizinle paylaşıyoruz. Konuya dair Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında belediyemize yönelik iftira içeren ithamlarla dolu sahte mektubu düzenleyen, Amasra’da bir inşaat firmasının ofisinde çalışan S.G. isimli şahıs tespit edilerek yakalanmıştır. Bu organize kötülüğün diğer faillerinin de bir an önce yakalanarak yargı önünde hesap vermeleri en büyük temennimizdir. Bahse konu karalama kampanyası ve arkasındaki kirli ellerin tespit edilerek yargı önüne çıkarılması için Belediye Başkanlığımızca gerekli tüm hukuki süreç titizlikle takip edilecektir. Konunun üzerine sürat ve kararlılıkla giden Amasra İlçe Emniyet Müdürlüğü ile Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı’na teşekkür ediyoruz. Amasra Belediye Başkanlığı olarak bağımsız Türk yargısına güveniyor, çamur at izi kalsın siyasetiyle en güçlü şekilde mücadele edeceğimizi bildiriyoruz" denildi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
09 Mayıs, 2025 14:58 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Tezgâhın Ötesinde, Çeliğin Gerçek Ağırlığı

Bazı sayılar vardır ki, bir muhasebe kaleminden çok daha fazlasını anlatır. Ve bazı suskunluklar vardır ki, içlerinde haykıran hakikatin yankısı dolaşır.

. Ne hazindir ki, KARDEMİR gibi bu memleketin alın teriyle, çelik gibi iradesiyle yoğrulmuş bir değerin üstünde bugünlerde kimilerinin başka hesaplar yaptığı, karanlık gölgelerin kol gezdiği görülüyor.

Şirketin bilançolarına eğilen, kalem oynatıp rakam yuvarlayan, masa başında kıvrak zekâsını sanal bir itibar mücadelesine yatıranlar… Oysa gerçek, parantez içinde duran bir zarardan çok daha derindir. 3 milyar 31 milyon liralık zarar sanki bir eksikmiş gibi, üzerine 969 milyon da onlar ekleyip “4 milyar” deyiverenler… Siz hiç hesap yaparken vicdanı da dahil ettiniz mi?

Bir de çıkarıp eski defterleri, 10 dolara satılan kütüğü bugünle kıyaslayanlar var. Koca bir endüstri devriminin, yeşil çelik hedefinin, karbon nötr üretiminin, iklim yükümlülüklerinin, döngüsel ekonominin dönüştürdüğü bu sektörü hâlâ eski fiyatlar üzerinden değerlendirenler… Ne diyelim, zamana takılıp kalanlara çare yok.

Ama bir çare var; gerçeği söylemek. Prof. Dr. İsmail Demir’in kelimelerinde, sadece bir şirket yöneticisinin değil; bir yükün, bir vizyonun ve bir memleket meselesinin sorumluluğunu taşıyan bir yüreğin sesi var. “Bu şirket ne birilerinin arka bahçesi ne de yöneticileri birilerinin emir eridir,” diyor. Çünkü bu çelik gömleğin içine kimlerin girmeye çalıştığını, kimlerin “arka kapıdan” gelecek devşirmek istediğini artık herkes görüyor.

Demir’in söyledikleri çok açık ve samimi duygular üzerine kurulu. KARDEMİR’in çıkış yolu, rakam oyunlarıyla değil; yeşil dönüşümle, temiz enerjiyle, bilimle, teknolojiyle, katma değeri yüksek üretimle mümkün olacak. Dünya, üretimi yeniden tanımlarken, bu toprakların çeliği hâlâ eski mantıkla tartılamaz. O terazi artık başka kalibrede çalışıyor.

Karabük halkına verdiği mesaj da inceliklerle dolu. “Biz Türkiye’nin şirketiyiz ama Karabük’ün omuzlarında yükseliyoruz.” Ne zarif bir sadakat, ne açık bir bağlılık… Yardım politikalarında, istihdam kararlarında Karabük’ü önceleyen bir anlayış, yalnızca kurumsal bir tavır değil; aynı zamanda vefa ile şekillenmiş bir gönül dili.

Ve çalışanlara dair söyledikleri… “En büyük gücümüz onlar,” diyor. Bir yönetici düşünün ki, zararın konuşulduğu masada emeği unutmuyor. Onlara söz veriyor, toplu sözleşmede destek oluyor. Çünkü biliyor ki bu şirketi ancak emekle, inatla, sabırla ayağa kaldıracak olan yine o insanlar.

Bugün KARDEMİR üzerinden siyaset devşirmeye çalışanlar, kendi küçük hesaplarını memleketin büyük meselelerinin önüne koyanlar bilsin ki, bu çelik öyle kolay bükülmez. Bu irade, birkaç spekülatörün yaz-boz tahtası değildir.

Belki birileri için KARDEMİR sadece bir şirket, bir tablo, bir grafik… Ama bu topraklar için o, istihdamın adı, çelik bilekli insanların emeğinin ve alın terinin simgesi, yani Karabük’ün kalbidir.

Ve unutulmamalıdır: Bu kalp, yalanla değil, yalnızca zırhı çelikten yapılmış insanların hakikat arayışları ile atar.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.