Karabük İletişim Derneği Başkanı İlhan Alpboğa, Karabük'teki gazetecilik mesleğine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Birlik Medya’da İsmail Akca’nın konuğu olan Gazeteci İlhan Alpboğa, yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde yazdığı bir yazıya atıfta bulunarak, "Geçenlerde ben de şantajcılar kimse çıksın ortaya diye yazdım. Yani devletin valisine şantaj yapabilecek cesareti bu adamlar nerden alıyor? Merak ediyorum" dedi.
Karabük'teki Gazetecilerin kendisi dahil mal varlığının araştırılması gerektiğini ifade eden başkan Alpboğa açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Köroğlu’nun bir sözü var, delikli demir çıktı mertlik bozuldu, diye. Bu sosyal medya çıktı ve bizim mesleğimizi de ayağa düşürdü. Elinde kaliteli bir telefonu olan, az çok eli kalem tutan sosyal medya gazeteci oldu. Ağacın kurdu özünde… Ne yazık ki, bazen mesleğimi sorduklarında gazeteciyim demiyorum radyocuyum diyorum. Gazetecilik özveri isteyen bir meslektir. Gazetecilik sevilerek, istenilerek yapılan bir meslektir. Gazetecilik, insanların her şeyden doğru haberdar olmasını sağlamanın bir yoludur. Kalemini satarsan, o kalemi başkası tutar, imza senin olur ama metni yazan başkası olur. Geçenlerde ben de şantajcılar kimse çıksın ortaya diye yazdım. Yani devletin valisine şantaj yapabilecek cesareti bu adamlar nerden alıyor? Merak ediyorum. Onlara bu cesareti veren birileri var. Onların arkalarında duran birileri var. Onlara yol veren birileri var. Bir yerden güç alıyorlar. Kendini devletin yerine koyanlar var. Devletten büyük güç yoktur. Ama şuna eminim ki devletin hafızası silinmez. Adaletin kestiği parmak da acımaz. Gazeteci geçinip, şarlatanlık yapanlar zaman içerisinde ayıklanacaktır. Bu memleketin namuslu, düzgün adamlarına, siyasetçilerine, iş adamlarına, bürokratlarına yarın bunlar bana da bir kara çalar diye korkudan bunların arkasında durmaktan vazgeçerlerse bunlar yürüyecek yol bulamazlar. Son 20 yılda gazeteci geçinenlerin mal varlıkları araştırılsın. Nereden buldun yasası var. Devlet baksın kim nerden, nasıl kazanmış? Ben dâhil herkesin mal varlığına bakılsın. Gazete, radyo ve televizyon sahiplerinin devlete mal beyanında bulunma mecburiyeti var. Devlet baksın… Ben Türkiye’nin ilk yerel televizyonlarından bir tanesini kurdum ve televizyon kanalını yaşatabilmek için annemin üç tarlasını sattım. Televizyonu sattığımda aldığım para bir tarla parası değildi. Cenabı Allah beş parmağın beşini bir yaratmamış. Bu adamların arkasından çekilsinler. İsim vermeye gerek yok. Herkes herkesin yedi ceddine kadar biliyor."
ARAÇ BASIN KARTI FOTOKOPİSİ İLE SAHTEKARLIK YAPIYORLAR
Başkan Alpboğa, Basın kartının fotokopisini araç basın kartı gibi kullanarak sahtekârlık yapıldığını belirterek, "Biz susmuyoruz. Konuşuyoruz. Yeri geliyor normal hayatta selam vermediğimiz adamları, başarılı bir iş yapmışsa elbette başarılı diyoruz ve takdir ediyoruz, övüyoruz. Basın kartının fotokopisini araç basın kartı gibi kullanarak sahtekârlık yapıyorsa. Birileri fotokopisini çıkararak, sohbet ettiği adamlara üstünlük olsun diye dağıtıyorsa ciddi bir sorun var demektir.” dedi.
(Ramazan Öztürk)