Zonguldak’ın Alaplı ilçesi tehlikeli köy yolların genelinde koruyucu çelik bariyer olarak bilinen oto korkuluk çalışmalarına başladı. Keskin viraj, şarampol ve uçurumun bulunduğu yol kenarlarında koruyucu olarak da bilinen çelik bariyerler Aşağıdağ Köyü ile Aydınyayla yolu arasında tamamlandı.
Zonguldak’ın Alaplı Özel İdare Müdürlüğü ekiplerince başlatılan çalışmalarda, öncelikli olarak tehlikeli virajlar ve uçurum kenarları başta olma üzere vatandaşların can güvenliğini sağlamak ve tehlikelere kalkan olmak için yol kenarlarındaki iyileştirmeler çalışmalarında Alaplı’ya bağlı Aşağıdağ Köyü ile Aydınyayla yolunda korkuluk montajı yapımı tamamlanarak buralarda tehlike giderilmiş oldu. Başlatılan çalışmalarda oto korkuluklar, 4 mm kalınlığındaki galvanizli dikmeler 2 metre aralıklarla 1 metre ankraj boyu sağlanacak şekilde zemine ankre edildi. Dikmelere 2.5 mm kalınlığındaki galvanizli raylar monte edildi.
Oto korkuluklar montajının Özel İdare bünyesinde kurulan ekiple gerçekleştirildiğini de dile getiren Alaplı Kaymakamı Selçuk Köksal, "Bu yıl itibariyle isteğe göre parça parça oto korkuluk yapmayı planlıyoruz. Şu ana kadar 500 metre yakın bir oto korkuluk imalatını tamamladık. Belirlemiş olduğumuz tüm güzergahları peyderpey yapacağız" dedi.
Emekli öğretmenin evinden tarih fışkırıyor: II. Mahmut’un masasından Çanakkale kılıcına
Bolu’da yaşayan emekli öğretmen Yılmaz Özarslan, çocukluğundan beri ilgi duyduğu ve yıllar içinde topladığı yüzlerce eski eseri koleksiyona dönüştürdü. Koleksiyonda, II. Mahmut’tan kalan yemek masasından, Çanakkale Savaşı’ndaki kılıçlara kadar birçok tarihi eser bulunuyor.
Bolu’da 1981 yılında emekli olan ve 28 yıl Kızılay Bolu Şube Başkanlığı yapan Yılmaz Özarslan (81), uzun yıllardır ilgi duyduğu antika tutkusunu babasından kalma bir dairede kurduğu özel koleksiyonda yaşatıyor. Çocukluğundan itibaren biriktirdiği eşyalar, dostlarından gelen parçalar ve ailesinden kalma eserlerle zenginleşen koleksiyon içerisinde II. Mahmut’un yemek masasından, Çanakkale’den gelen süngüye kadar pek çok eseri barındırıyor.
"Hobi olarak başladım"
Antikaya olan ilgisinin yavaş yavaş geliştiğini belirten Özarslan, "Elimizdekileri topladım. Bazı şeyleri eş dost getirdi. Dolayısıyla böyle bir hobi olarak bu noktaya geldim. Mesleğimi, sanatımı icra ettiğim ufak tefek imalatlar da yapıyorum. Onun dışında bu antika işleri ile uğraşıyorum. Hatta eskiden kalma paralar da var, babamdan kalma. Öyle de vakit geçiriyorum. Kahvehanelere gitme alışkanlığım olmadığı için burada mutlu oluyorum" dedi.
"II. Mahmut’un bir ilk ıslahat döneminde yemek yediği masayı muhafaza ediyorum"
Koleksiyonun en değerli eserlerinden biri olan II. Mahmut’un ıslahat döneminde kullandığı yemek masası ve sandalyeleri olduğunu söyleyen Özarslan, "II. Mahmut’un bir ilk ıslahat döneminde yemek yediği masayı muhafaza ediyorum. Çatal, bıçak vs. kullanmak üzere ürettiği bir masa ve sandalyeleri. Orman mühendisleri ahşabına baktılar, 200 küsur yıllık imalat olduğunu düşündüler. Daha sonra araştırmaya devam ettim. Bunun 2. Mahmut’a Fransa’dan ıslahat döneminde 1927 yılında hediye ettiklerini öğrendik. Zaten II. Mahmut Avrupa’daki diğer ülkelerin yaşantılarına bakmak suretiyle Osmanlı Devleti’nde de ıslahata gitmiş bir padişah" ifadelerini kullandı.
Çanakkale Savaş’ından kalan kılıç
Özarslan’ın koleksiyonunda ayrıca dedesinin Çanakkale Savaşı’nda eline geçen, 1915 tarihli Avusturalya yapımı bir süngü, yine ona ait kılıçlar, Karadeniz seyahatinde hediye edilen gümüş kabartma vazo, 1978’de kendisine verilen vazo, çini eserler ve Pontus döneminden kaldığı belirtilen şarap şişesi yer alıyor.
Bakır dövme Atatürk portresi
Koleksiyonun diğer önemli parçalarından biri de dedesinden kalan, bakır dövme tekniğiyle yapılmış kabartma Atatürk resmi olduğunu dile getiren Özarslan, "Atatürk resmi de tabii çok eski, tarihini bilemeyeceğim ama dedemden kalma. Çerçevesini yaptırdım. Bakır dövme olarak yapılmış bir resimdir. Çok değerli bir kabartma Atatürk resmidir o da" dedi.