AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Hülya Uluçay 25 kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslar arası mücadele günü nedeniyle İl binasında basın toplantısı düzenledi. Başkan Uluçay, basın toplantısında şu açıklamayı yapıt: “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, bu konudaki kararlılığımızı vurgulamak için buradayız. Kadın ve çocuk mezarlığına dönen Gazze’deki acıların gölgesinde bu açıklamamızı yapıyoruz. Ateşkesin kalıcı olmasını diliyoruz. Dün Bosna’da bugün Gazze’de olduğu gibi çatışma bölgelerinde kadınlara uygulanan insanlık dışı fiziksel ve cinsel saldırılar vetoplu şiddetin, aynı zamanda savaş suçu olduğunu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Maalesef şiddetin en ağırı Gazze’de yaşanıyor. Bütün dünyanın gözleri önünde her saat 6 çocuk, 4 kadın öldürüldü. Burada ölen sadece masum kadın ve çocuklar değil vicdanlarımızdır.
AK Parti olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede 21 yıldır kararlı bir duruş sergiliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da sık sık vurguladığı gibi “kadına şiddetin, insanlığa ihanet olduğu” düşüncesiyle birçok adım attık. Kadının eğitim hakkı başta olmak üzere, fırsat eşitliği, iş gücü piyasasına ve karar alma mekanizmalarına katılımıhükümetlerimizin öncelikli politika alanlarındandır.
Şiddet sadece ülkemizin değil maalesef tüm dünyanın sorunudur, tüm dünya gibi bizim de canımızı yakan kadına yönelik şiddetle mücadele etmekte kararlıyız. Şunu apaçık söylüyoruz ki bu konuda asla toleransımız yok.
AK Parti olarak Anayasa’dan TCK’ya, İş Kanunu’ndan sosyal politika uygulamalarına kadar yüzlerce düzenleme ve kanunu hayata geçirdik. Şiddetle mücadeledeki kararlılığımızı 2002 yılında,daha ilk seçim beyannamemizde, ifade ettik.
2003 yılında aile mahkemelerini biz kurduk.
2004 yılında Anayasa’da “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.” maddesini biz getirdik.
2005 yılında Türk Ceza Kanunu’yla, töre ve namus nedeniyle işlenen cinayetleri ağırlaştırılmış suç kapsamına aldık.
TCK‘dekadına şiddet ve cinsel suç tanımını ilk defa biz yaptık.
2010 yılında kadın erkek fırsat eşitliğini daha da güçlendirerek pozitif ayrımcılık ilkesini Anayasa’da düzenledik.
2012’de ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun ulusal mevzuatımızdaki en önemli dayanak oldu.
2021 yılında nikâhlı eşe karşı işlenen suçu, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişlettik.
AK Parti olarak TCK’de 2022 yılında yapılan son düzenlemelerle erkeğin kadına yönelik işlediği suçlarda ‘iyi hâl uygulamasını’ kaldırdık ve kadına şiddeti ‘katalog suç’ kapsamına aldık. Artık takım elbise giyen, kravat takanlar takdir indirimi gerekçesinden faydalanamamaktadır. Fiziksel veya iletişim araçlarıyla yapılan ısrarlı takip eylemleri suç kapsamına alınmıştır.
Yine talep etmeleri hâlinde şiddet mağduru kadınlara baro tarafından ücretsiz avukat hizmeti sağlayarak her koşulda yanlarında olduğumuzu hissetmelerini sağlıyoruz.
2013 yılında kurulan şiddet izleme merkezleri ŞÖNİM’leriyaygınlaştırarak 81 ilde 1 milyonun üzerindeki kişiye ulaştık.
Kadınların maruz kaldığı şiddet ve taciz eylemlerini önlemek üzere kolluk kuvvetlerine tek tuşla ulaşabildikleri kadın acil destek mobil uygulaması KADES’i hayata geçirdik.
Şiddet gören kadınların etkin şekilde korunması için elektronik kelepçe uygulamasını yine biz başlattık.
2011 yılında ise iş yerinde psikolojik tacizin önlenmesi mobbing genelgesini düzenledik ve mobbingi suç kapsamına aldık.
AK Parti olarak inanıyoruz ki eğitim,kadın-erkek eşitliği konusundaşiddetin önlenmesi için atılan en temel adımdır. Bu düşünceylekadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal dayanışmanın gücü önemlidir. Bugüne kadar olduğu gibi sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak kapsamlı çözümler üretmeye devam edeceğiz..
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle şiddetin sadece ev, sokak ve işyerleri ile sınırlı olmadığını vurgulamak istiyoruz. Çatışmalarda zorla silahlandırma, çatışmaya zorlama, tecavüz ve intihar görünümlü infazlar da kadına yönelik şiddetin en ağır biçimidir. YPG-PKK gibi terör örgütlerinin uluslararası raporlara giren kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetini, infazınıbir kez daha kınıyoruz.
AK Parti Kadın Kolları olarak kadına yönelik her türlü şiddeti reddediyoruz. Tek bir kadının dahi şiddet görmesine tahammülümüz yok. Ev içinde, çatışmalarda, terör faaliyetlerinde ve her türlü zeminde şiddet uygulayana, şiddete taraf olana, şiddet üzerinden siyaset yapana, şiddeti araçsallaştıran, olumlayan zihniyete karşı kadın erkek omuz omuza mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi (Mehmet Aşar)
Haber Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız!
Doğu Karadeniz Bölgesinde genelde Nisan ayında başlayan kene hadiseleri bu sene havaların geç ısınmasıyla birlikte birinci olay Mayıs ayının birinci günlerinde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne geldi.
Ülkemizde 2002 yılından beri görülmeye başlayan kene olayları yüzünden her yıl hayatını kaybedenler olurken, bu sene birinci kene vakası KTÜ Farabi Hastanesi çocuk servisinde tedavi altına alındı.
Kene hadiselerine karşı vatandaşlara önerilerde bulunan KTÜ Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, "2002 yılından beri yaz mevsimi gelmesiyle birlikte ülkemizde görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hadiseleri, gelmeye başlayacak diye düşünürken hastanemizin çocuk servisine birinci hadise geldi. Bu durum her sene Nisan-Mayıs aylarında olurken bu sene birinci hadisemiz Mayıs ayında geldi. Kırım Kongo Kanamalı Ateşinin görüldüğü vilayetlerde daha erkenden tespit edilen hafif hadiseler vardır, biraz daha ağırlaşınca bize geliyor. Gümüşhane, Tokat, Sivas taraflarında tekrar hadiseler ortaya çıkacaktır. Halkımız buna nazaran tedbirler alması kenenin olabileceği çimenli bölgelerde çorabını pantolonunun üzerine çekmesi meskenine geldiği vakit da tüm bedenini kene açısından denetim etmesi kıymetlidir. Şu an havalar tam sıcak olmamasına karşın bilhassa Haziran-Temmuz ayına gerçek kayacak diye düşünüyoruz. Her yıl bize gelen üçüncü basamak hastaneye gelen KKKA kriterlerine nazaran baktığımız vakit 20-30 hadisemiz oluyor. Genelde Mayıs ayında 5-10 tane olurdu geri kalanlar Haziran’da olurdu. Artık de Haziran-Temmuz aylarına gerçek kayacaktır ancak birinci olayımız geldi. İnsanlarımız önlemlerini alsınlar. KKKA hadiseleri bizde genelde Ağustos ayında 15’inden sonra bitiyor lakin yeniden de hava sıcaklığıyla ilişkilidir" dedi.
Kurban Bayramı periyodunda hayvan transferiyle birlikte kene transferi de olacağına dikkat çeken Yılmaz, "Kurban Bayramı devrine çok dikkat etmek gerekiyor. Hayvan transferleriyle birlikte kene transferleri de olabilir. İnsanlarımız Kurban devrine daha çok dikkat etmelidir. Keneler sonuçta kan emecek bir canlı arar. Kan emecek canlılarda en çok hayvanlardır. Rahatlıkla üzerine konabilir hatta hayatı boyunca orada devam edebilir. Transferiyle birlikte öbür bölgelere masraf hayvandan düştüğü vakit ya da hayvanı keserken orada keneyle temas etme durumu kelam konusu olabilir. O nedenle dikkatli olmak gerekir" diye konuştu.