Safranbolu ilçesinde bulunan ve proje alanında başarılı işler çıkaran Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri Bartın Üniversitesi (BARÜ) Ar-Ge Proje Pazarı’na katıldı.
Batı Karadeniz bölgesinin en önemli bilim ve teknoloji etkinliklerinden biri olan Bartın Üniversitesi (BARÜ) Ar-Ge Proje Pazarı başladı.
Safranbolu’dan Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden öğretmen ve öğrenciler Bu yıl 5’incisi düzenlenen AR-GE Proje Pazarına ‘Ortopedik Engelliler İçin Denge Kaşığı’ isimli projeleriyle katılım sağladılar.
Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan ve Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun okulun standını ziyaret ederek öğrencilerle sohbet edip proje hakkında bilgi aldılar ve başarılarından dolayı öğrencileri tebrik ettiler.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ise "Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemiz projeler noktasında her geçen gün başarılarına bir yenisini ekliyor. Her platformu ve organizasyonu fırsat bilip projeler geliştirerek ilçemizi başarıyla temsil ediyorlar. Devletimizin ve bakanlığımızın son yıllarda meslek liselerine yaptığı yatırımların ve verdiği önemin karşılığını çok yoğun bir şekilde alıyoruz. Meslek liselerimizin önümüzdeki süreçte daha farklı önemli projeler geliştireceğine inanıyoruz” dedi. (Nurettin Acar)
Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir! Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.
Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor; "İnsan aklı kadar görür. Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir. Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır. İnsan yığınları yalancıya kızmaz. Kendiside yalancıdır da ondan. İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der. "Yığın", "toplum" değildir. Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."
Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir.. Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.
Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.
Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur. Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz. Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!
Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler. Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez! Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!
Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz? Yığın mıyız?