Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Ekim, 2024 12:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Adına şarkı yazılan Tokat sarması, tatlısıyla da damakları şenlendiriyor

Tokatlı ev hanımı Havva Çiftçier, üzüm yaprağından yaptığı ve erik marmelatıyla sunduğu tatlıyla yaprak sarmasına farklı bir boyut kazandırdı.
Tokatlı Havva Çiftçier, 10 yıl önce katıldığı bir fuarda kentin tescilli ürünü üzüm yaprağından “yaprak tatlısı” yapma fikrini hayata geçirdi. Yaprakları önce suda bekletip tuzunu azaltan Çiftçier, içine kuru erik, hurma, ceviz ve bal ekleyip yumurta beyazıyla karıştırarak macun haline getiriyor. Zeytinyağlı sarma gibi hazırlanan bu tatlı, fuarda büyük ilgi gördü. Ziyaretçiler başta tatlı olduğunu anlamasa da, Çiftçier tatlının Tokat yaprağıyla yapılabileceğini vurguladı. Balla ya da kuşburnu ile tüketilebilen bu tatlı, erik marmelatı ile daha mayhoş bir lezzet kazanıyor.
“Gören yaprak sarma sanıyor, tadan ise tatlı olduğunu anlıyor”
Havva Çiftçier, “10 yıl önce bir fuara gitmiştim. Dedim ki değişik bir şey mi yapsam diye düşünürken yaprak tatlısı aklıma geldi. Nasıl olur acaba diye düşünürken denemek lazım dedim. Yaprakları bir gün önce suya koyuyorum ve tuzu çıkıyor. Tuzsuz yaprak olması lazım. İçine ben kuru eriği doğradım. Hurmayı doğradım. Cevizi koydum. Bal koydum. Dedim ki bir tane de yumurta koysam acaba nasıl olur diye düşündüm. Yumurtanın sarısını alarak akını koydum. Bunları güzelce macun haline getirdim. Zeytinyağlı şeklinde sardım. Fuarda yaprak tatlısı sunumunu yaptım. Yaprak tatlısı diyorum, yok canım yapraktan tatlı mı olur diyorlar. Çok da güzel bir aroması var. Biliyorsunuz Tokat’ımız yaprağıyla meşhurdur. Yaprağın neyi olmaz? Yaprağın her şeyi olur. Bunu zeytinyağlı sanıyorlar. Ben de tatlı olduğunu söylemiyorum. Allah Allah bunun içinde ne var diye soruyorlar. Yani isteyen balla yiyebilir. İsteyen kuşburnuyla yiyebilir. Ben erik marmelatını tercih ettim. Erik marmelatının mayhoş bir tadı var ya o tatlı o mayhoş derken çok güzel bir aroması var” dedi.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.