Bolu’nun tabiat mükemmeli Abant Gölü Ulusal Parkı’nda tatilciler şambrelle kayarak eğlendi.
Kent merkezine 40 kilometre uzaklıkta bulunan Bolu’nun tabiat mükemmeli yerlerinden biri olan Abant Gölü Ulusal Parkı, Ramazan ayında da ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Ulusal parkta kar kalınlığı yer yer 10 santimetre olduğu gözlemlendi. Ulusal Park’ın yakınlarındaki bulunan Örencik Yaylası’nda köylüler tarafından yaklaşık 200 metre uzunluğunda kayak pisti oluşturdu. Tatilcilerin de ilgi odağı olan pistte, aileler şambrellerle kayarak eğlendi. Düşe kalka kayan vatandaşlar hoş imgeler oluşturdu. Cümbüşleri anlar yaşayan tatilciler aileleriyle birlikte kardan adam yapıp, kar topu oynamayı da ihmal etmedi.
Abant’a ailesiyle birlikte gelen Orhan Çavdar, kızıyla bir arada şambrelle kayarak eğlendi. Çavdar, "Buraya Bolu’dan geldim. Kızımla birlikte Ramazan olmasına karşın gelebildik çok şükür. Orucumuzu da tutuyoruz, kızımızı da gezdirdik. Kar azalmış lakin Abant hoş. Hoş kayıyoruz" dedi.
Ayrıca, Abant Gölü’nün hoş görünümü dron ile havadan da görüntülendi.
Tüm ülkeler ekonomilerinin büyümesini ister. Fakat bazı durumlarda büyüme halkı yoksullaştırır? Bu durum, büyüme dengeli ve sağlıklı olmadığında ortaya çıkar. Tüm sektörlerde birbirine paralel, istikrarlı ve uyumlu büyüme sağlanamazsa; gelir dağılımında adaletsizlik büyür, halkın büyümeden aldığı pay düşer. Sadece belli bir kesim zenginleşir, büyür. Peki ekonomik büyüme nasıl olurda yoksullaştırabilir? Jagdish Bahagwati’ nin 1958 yılında ortaya koymuş olduğu yoksullaştıran büyüme teorisi bunu şöyle açıklıyor; Bhagwati'nin yoksullaştıran büyüme yaklaşımına göre, özellikle düşük gelirli ülkelerde dış ticaretteki artış, öncelikle ekonomik büyümeye, daha sonra dış ticaret dengesinin bozulmasına ve son aşamada da dış ticaret dengesindeki büyük çaplı bozulmaya bağlı olarak ekonomik büyümenin olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır.
Türkiye'nin son 20 yılda ortalama büyüme oranı %5,4 Ortalama büyüme oranı en yüksek olan sektör ise, %6,6 ile inşaat sektörü. Son 20 yılın en yüksek büyüme oranları 2003-2007 arasında %7,3 ile gerçekleşti.
2024 yılı büyüme rakamları açıklandı. Türkiye ekonomisi, 2024'ün ilk çeyreğinde yüzde 5,3, ikinci çeyreğinde yüzde 2,4 ve üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 büyüme kaydetmişti.Son çeyrekte de yüzde 3 büyüme kaydedildi. 4 çeyreğinde ortalamasını aldığımızda 2024 yılında 3.2 büyüme kaybetmişiz. Görüldüğü gibi büyüme devam ediyor. Fakat halk giderek daha da yoksullaşıyor. Ekonomik büyüme bir ülkenin belirli bir dönem içinde üretim kapasitesinin artması anlamına gelir. Büyüme genellikle gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) veya gayri safi milli hasıla (GSMH) gibi ekonomik göstergelerle ölçülür. Ekonomik büyümenin bir ifadesi ülkenin milli gelirindeki artışa karşılık gelir. Eee, o halde milli gelirlerdeki artış vatandaşın cebine neden eşit şekilde yansımıyor.?
Ülke daha fazla üretip daha fazla ihraç eder hale gelmiş ama dış ticaret hadleri bozulduğu için daha az tüketebilir olmuşuz. Bir başka ifadeyle, ülke büyümüş ama refahı azalmış. Bhagwati buna yoksullaştıran büyüme diyor. Türkiye işte bunu yaşıyor.
Bir önceki yazımda gelir dağılımındaki adaletsizliği rakamlar vererek anlatmaya çalışmıştım. Ülke nüfusunun çok büyük bir kesimi (51 milyon 600 bin kişi) açlık sınırının altında ücretlerle yaşam mücadelesi veriyor demiştim. Halkın refahını artırmayan, tabana yansımayan büyüme sağlıklı büyüme midir? Bana göre, bunun hormonlu büyümeden hiç bir farkı yoktur.