TBB Başkanı Feyizoğlu Hafta Sonu Karabük’teydi Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, “İlk turda çatı adayı için yapılan anlaşmalar sanıldığının aksine tabanda partilerin seçmenlerinin kucaklaşmasına her zaman yol açmayabilir. Tam aksine sandıktan soğuma ve sandığa sahip çıkmamak gibi beklenin dışında bir takım sonuçlar verebilir” dedi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Karabük Barosu’nun sosyal tesisinin açılışı öncesi gazetecilerin sorularını cevapladı. Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimi için muhalefetin çatı adayı yönteminin ilk turda doğru bir karar olmadığını söyledi. “Türkiye Barolar Birliği siyasi partiler üzerinde hukukun üstünde siyaset güder” diyen Feyzioğlu, “Kişilerle değil sistemle ilgilenir. Bu çerçevede çatı yöntemi henüz yeni ifade edilmişken, bu yöntemin bilimsel olarak çok doğru olmadığını ortaya koyan bir açıklamamız vardı. Çatı adayının isminden tamamen bağımsız olarak iki turlu seçimlerde çatı arayışına ilk turda girildiğinin örneğinin olmadığını söylemiştim. Örnekleri Türkiye’de ararsanız yanlış olur, çünkü Türkiye ilk defa iki turlu bir devlet başkanı seçimine giriyor. Oysa Fransa’ya baktığınızda çok benzer bir sistem ve yıllardır uygulanıyor. İki turlu seçimlerin ilk turunda Fransız partileri hiçbir şekilde çatı adayına girmiyor. Yapılması gereken her siyasi parti kendi iddialı adayını çıkarır ve bu iddialı adayın özelliği tabanına en yakın tabana sahip olan diğer partiye de sıcak gelmesidir. Dolayısıyla diğer parti seçmeninin ikinci tercihi olur. ‘X’ partisi öyle bir aday gösterir ki, ‘Y’ partisi seçmeninin ikinci tercihi olarak oy verebilir. Bunun yerine ilk turda partilerin bir grubunun çatı adayına girmesi, bu bir grup parti ve diğer parti diye güç algısı oluşturur. Siyasette güç algısının ne kadar önemli olduğu ve ne tarafa kayarsa, ortadaki seçmenin de oraya kaymaya eğilimli olduğu bilinen bir gerçektir. Kaldı ki, ilk turda çatı adayı için yapılan anlaşmalar sanıldığının aksine tabanda partilerin seçmenlerinin kucaklaşmasına her zaman yol açmayabilir. Tam aksine sandıktan soğuma ve sandığa sahip çıkmamak gibi beklenin dışında bir takım sonuçlar verebilir demiştik. Bu gözlemlere dayanan uluslararası uygulamaları takip ederek vardığımız bir sonuçtur. Tarihi uyarımızı yaptık. Bir belediye başkanlığı seçimine girmiyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimine giriyoruz. Seçeceğimiz Cumhurbaşkanı bir beldeyi yönetmeyecek, Türkiye Cumhuriyetini temsil edecek, 76 milyonun Cumhurbaşkanı olacak. Seçim sürecinin maalesef 30 Mart sürecinde yaşadığımız gibi kırıcı geçmesi durumunda Cumhurbaşkanının 76 milyonu kucaklayıcı olma özelliğini zora sokarız. Seçim sürecinin kırıcı değil yapıcı ve seçilen Cumhurbaşkanın herkesi kucaklamasına engel çıkarıcı olmaması lazım” dedi. BALYOZ DAVASI Balyoz davası noktasında hükümet cephesinden farklı açıklamalar geldiğini ve kimin ne dediğini, hangi siyasi maksatla dediğini bilmediğini belirten Feyzioğlu şunları söyledi: “Bireysel yöntemini malum mevcut siyasi iktidar Anayasa Referandumu paketine koymuştu. Bu bireysel başvurunun çalışıyor olmasından dolayı da siyasi iktidarın kendi ile gurur duyması lazım. İşine gelen kararları verdiğinde gurur duyacak, işine siyaseten gelmeyen kararları gördüğünde yerecekse keşke bireysel başvuru gibi bir yasal çareyi en üst mahkemeye vermeseydi. Demokrasi, hukuk devleti, işinize gelmeyen kararlarda çıktığında, kararların alınma yöntemi adil yargılama ilkelerine uygunsa buna uymayı gerektirir. Sonucuna bakarak bu karar benim hoşuma gitmedi, bu karar yanlıştır tanımıyorum diyemezsiniz.” “YAVRU MUHALEFET SÖYLEMİ ÇOK YANLIŞ” Muhalefetin demokrasilerin vazgeçilmezi olduğunu da kaydeden Feyzioğlu, “Her devlette iktidar olur ama muhalefetin gerçek anlamda olduğu devletler demokrasidir. Bir muhalefet partisine yavru muhalefet denilmesi muhalefet kavramına yönelik saldırıdır ve bunu fevkalade yanlış buluyorum. İktidarları demokratik rejimlerin iktidarı yapanlar muhalefetlerdir, iktidarlar değildir. Ben kullanılan sıfatlara çok dikkat edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum” diye konuştu. BÖCEK DAVASI Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın böcek davasıyla ilgili gözaltına alınanların serbest kalmasının ardından yaptığı açıklama ile ilgili bir soru üzerine TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, şunları söyledi: “Biz üst noktadan, daha doğrusu kuşbakışı noktadan konuya giriyoruz. Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması ve aynı zamanda yargının hesap verebilir kılınması, demokratik meşrutiyetinin sağlanması gerektiğini söylüyoruz. Türkiye’de bugün yargının içindekilere, ister sokaktaki insana, ister bilim adamına sorun, profesyonel siyasetçilere sormadığınız takdirde size objektif olarak söyleyecekleri; yargının tarafsız ve bağımsızlığında büyük bir sorun olduğunu, demokratik meşrutiyete haiz olmayıp, hesap verebilir kılınmadığıdır. İspatı da şuradadır; yargı maalesef üç kurucu unsurdan avukatları inatla, ısrarla sistem dışında tutma çabasındadır. Çünkü savunmaya tahammülü yoktur. İddianın dışında bir gerçeğin ortaya konmasını bir türlü içine sindirememektir. Hal böyleyken, yargının sistematik olarak Adalet Bakanına ve Adalet Bakanı üzerinden Başbakanın telkinine, talimatını sözlü emirlerine açık olduğunu yasaları incelediğinizde bir vakadır. Böyle bir sistemde Başbakana ve Adalet Bakanına emir, talimat, telkin, tavsiyede bulunma imkanı tanımışken, ülkenin Başbakanının filancanın serbest gezmesini içime sindiremiyorum demesi tutuklama talimatı olarak anlaşılır. Bu bir yurttaşın bana karşı suç işleyen niçin serbest geziyor demesinden farklı olarak tutuklayın talimatıdır. Tutuklamazsanız sorun yaşarsınız diye algılanabilir. Siyasilerin ve özellikle siyasi iktidarın yargıya talimat olarak yorumlanacak her türlü yaklaşımdan özenle kaçınması gerekmektedir.” Metin Feyzioğlu, daha sonra Karabük Vali Yardımcısı Abidin Ünsal, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal ve 23 ilin baro başkanı ile birlikte Karabük Barosu Sosyal Tesisi’nin açılış kurdelesini kesti. Açılış sonrası Feyzioğlu’na Karabük Barosu Başkanı Rıdvan Erdoğan plaket ve Safranbolu evi tablosu hediye ederken, Kardemir Karabükspor Yönetim Kurulu üyesi Hakan Yılmaz ise üzerinde isminin yazdığı Karabükspor forması hediye etti.