Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Sivil Toplum Kuruluşları Merkezi Açıldı

Gündem Yayın: 08.10.2015 15:20
Yazar:
Sivil Toplum Kuruluşları Merkezi Açıldı

Daha önce Karabük Gazeteciler Cemiyeti tarafından talip olunan ancak Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin bin bir bahane üreterek vermediği PTT caddesindeki eski öğretmen evi; Karabük Merkez Mahalle Muhtarları Derneği, Türk Diyanet Vakıf-Sen, Türk Ocakları Karabük Şubesi ve Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı’na (TÜRKAV) verilerek, Sivil Toplum Kuruluşları Merkezi olarak hizmete açıldı. Burasının tam da seçimler öncesi MHP’ye yakın STK’lar ile Merkez Mahalle Muhtarları Derneğine tahsis edilmesi oldukça manidar bulundu.
Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili açılışta yaptığı konuşmada, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük milletvekili adayı Mehmet Ali Şahin’in kendisine yönelik yapmış olduğu açıklamalara cevap verdi. Başkan Vergili, TOKİ aracılığı ile emeklilere yapılacak olan konutlar konusunda kendilerinden hiçbir destek istenmediğini söyledi.
ÇİVİ ÇAKMAYI USTALIK OLARAK GÖRÜYOLAR
TÜRKSOY Fotoğraf Sanatçıları Safranbolu Maratonunu Tamamladı
Vergili; “Biz siyasette çivi çakmak dediğimizde siyasette bazıları aklına ustalık getiriyor. Bina yapmayı, yol yapmayı, kanal açmayı aklına getiriyor. Siyasette çivi çakmak bu değil. Çivi çakmak Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü’nün Karabük Demir Çelik Fabrikalarını kurarak, insanlara iş vererek yaptığı hadisedir. Bir şehir yaratmak ve bu şehirde binlerce kişinin ekmek yemesine vesile olmaktır. Karabük’e çivi çakmak şuydu, 13 yıldan beri iktidar olan parti Karabük’e teşvik vermesi idi. Teşvik kapması alınmayarak binlerce tekstil işçisi işsiz kaldı. Birçok tekstil fabrikası fabrikalarını söküp teşvikli bölgeye gitti. Teşvik olmaması nedeniyle en az 5 bin tekstil işçisi işsiz kaldı. Geldiler Karabük teşviğe girdi dediler fakat Karabük teşviğe girmedi, biraz daha badirenin içerisine girdi. Sağlanan teşvik Karabük’e hiçbir iş yapmama kapasitesini sağladı. Ben Türkiye’nin ikinci adamı olacağım, Ak Parti siyasetinin ikinci adamı olacağım, Karabük’ü teşvik kapsamına sokamayacağım. Bir Karabük’te dört yıl daha hiçbir şey yapılmadan gençlerimiz düşünülmeden, memurumuz düşünülmeden, işçimiz düşünülmeden Karabük bir dört yıl daha yaşayacak. Mehmet Ali Şahin bey’in arkasında ki aday başarılı imiş. Mehmet Ali Şahin beyin arkasında ki hiçbir milletvekili başarılı olamaz. Karabük milletvekili olan Osman Kahveci bey, Orman Genel Müdürü iken o kadar başarılı iken, milletvekilliğinde ben gözümle gördüm, kulalığımla duydum “Yaz Osman oldu” Mehmet Ali Şahin Beyin yanında. Şöyle bir değerlendiriyoruz teşviğe girememiş ve bir teşvikten yararlanamamış, Karabük’le ilgili işçiye bir şey verememişsiniz, memura bir şey verememişsiniz. İlçelere hiçbir şey verememişsiniz, söylenen fikirlerin hepsine de karşı çıkılmış ve destek görmemiş” dedi.
TSO EŞRAFI TOPARLAYIP MEMLEKETİ YÖNETMESİ GEREKİR
Ticaret ve Sanayi Odasının eşrafı toparlayıp memleketi yönetmesi gerekirken Ak Parti’nin siyaset merkezi olduğunu söyleyen Başkan Vergili; “Ticaret ve Sanayi Odaları Ak Parti’nin siyaset merkezi. Ticaret Odası başkanları eşrafı toparlayıp memleketi yönlendirmesi gerekirken bir bakmışsınız bir tanesi siyasi, bir tanesi geliyor ilçe başkanı, bir tanesi geliyor meclis başkanı, il başkanı. Böyle bir siyasi ortamda ahlaki kural şudur, öncelikle Ak Parti İl Başkanı Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığından istifa etmeli Karabük’ün selameti için. Partinin isteklerini değil milletin isteklerini meclise taşımalıdır. Bu durum ahlak dışı bir olaydır, etik bir kural değildir. Sokağa çıkıp da hem il başkanlığı hem de TSO Meclis Başkanlığı sıfatı ile iş yapamaz. Esnafımızı, tüccarımızı baskı altına alamaz. Bunu iyi değerlendirmesi lazım Karabük halkı. Bugüne kadar yani benim Belediye Başkanlığı görevimde Karabük’te bir icraat yaptıklarını göremedim. Ak Partiye üye şartıyla kumanya verdiklerini gördük. İşsize Ak Partiye kayıt şartıyla iş vaadi verildiğini gördük. Bunun dışında da Ak Partinin hiçbir icraatını görmedik. Ben belediyenin içersindeki görevimde hiçbir zaman partizanlık yapmadım. Kapımdan giren hiçbir arkadaşa sen hangi partilisin diye sormadım. Almış olduğum hiçbir işsinin siyasi kimliğini soruşturmadım” dedi.
DAĞ BAŞINDA EMEKLİYE EV OLMAZ
Başkan Vergili; “Popülist siyaset yapıyorlar. Umut tacirliği yapıyorlar en son, icraatları şu emekliyi ev sahibi yapacağız. 13 yıldan bu tarafa iktidardasın emekliyi ev sahibi yapamamışsın, şimdi emekliyi ev sahibi yapmaya çalışıyorsun yap ama düzgün bir şeklide yap. İnsanlara umut vaat etme, 7 bin kişilik müracaat toplama. Ne yapabileceksen bunu söyle. 7 bin tane ev yapmak istiyorsan bize gel, bizde ne gerekiyorsa destek verelim ama de ki her müracaat edene ev sahibi yapacağım diye taahhütte bulunma. Müracaatları topladıktan sonra evi olanlara verilmeyecek gibi laflar etme. Biz diyoruz ki eğer Emekliler Cemiyeti ile böyle bir programa girdi iseniz, olmayacak bir şey bu programı Valilik yürütüyor. Bu programı Valilik yürütmez. Karabük’ün il merkezinde yapılacak bu programı belediye yürütür. Bizde her türlü desteği veririz. Dağ başında ki yere, emekliye ev olmaz. Biz diyoruz ki emekliyi şehir merkezinde ev sahibi yaptırabiliriz. TOKİ bize gelsin, valilikle konuşmasın programı biz yapalım, ama her müracaatı da ev sahibi yapacağız diye çıkıp söz versinler. Bunun üzerinden yorum yapmayacaklar kaç tane müracaat varsa ev sahibi yapacağız diye söz vermeleri lazım. Bizde sonuna kadar yanlarında olalım. Arsa ise, arsa yerse yer bulalım. Para ile satın alınması gerekiyorsa para ile satın alalım ve emeklimizi ev sahibi yapalım. Asgari ücretle geçinen geçlerimizi ev sahibi yapalım. Yalnız emekliyi değil şu anda, binlerce asgari ücretle geçinip evi olmayan anasın babasının yanında kalan gençlerimiz var. Onları da 300 TL taksitle ev sahibi yapalım. Gelin hep beraber Karabük için çalışalım popülist siyaset yapmayalım. Ben dostlarıma şunu söylemek istiyorum, sizde çevrenize bunun yalan siyaset olduğunu anlatın. İnsanları kandırdıklarını anlatın. Umut tacirliği yaptıklarını anlatın. Bize geldikleri günde 7 bin tane emeklimiz ev sahibi olacaktır. Geleceklerini de sanmıyorum. Ben buradan diyorum ki 7 Haziran’da bir milletvekili değişti Karabük’te çok şey değişti. Eğer bu seçimde bir milletvekili değişikliği devam ederse Karabük zaten değişecektir. İki milletvekili değişirse Türkiye siyaseti değişecektir” diye konuştu.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu sütunlar 642 yıllık caminin sigortası

Kültür Sanat Yayın: 03.05.2024 20:24
İhlas Haber Ajansı
Bu sütunlar 642 yıllık caminin sigortası

Bolu’da 1382 yılında yapılan ve 2 yangın, 3 büyük deprem yaşayan Yıldırım Bayezid Camii’nin sigortası olarak adlandırılan denge sütunları ilk günkü gibi çalışıyor.

Bolu’da, Büyük Cami Mahallesi’nde bulunan ve 1382 yılında Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan 642 yıllık tarihi Yıldırım Bayezid Camii, mihrabının her iki yanında bulunan denge sütunlarıyla görenleri hayrete düşürüyor. O yıllarda ahşap olan bu cami 1891 yılında yanmış ve 1899 yılında ise kubbeli olarak yeniden yapılmıştır. 1944 yıllarında hasar görürken orijinali yer yer bozularak onarıldı. Çiftminareli, tek kubbeli olan caminin iç mekanları Türk motifleri ile süslendi. 642 yıldır ayakta kalan Yıldırım Bayezid caminin en büyük özelliği mihrabın her iki tarafında dönen denge sütunları. Sütunlar caminin statik dengesini ve geçirdiği depremlerde herhangi bir hasar alıp almadığını gösteriyor. Yaşanan afet sonrasında eğer sütunlar dönmezse, caminin temelinde veya dengesinde bir bozukluk olduğu anlaşılıyor.

“Şu anda 650 yıllık bir yapının içerisindeyiz”

Her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçiye Bolu’yu tanıtan turist rehberi Levent Kahveci, “Şu anda 650 yıllık bir yapının içerisindeyiz. Yıldırım Bayezid Camii, Bolu’da bilinen ismiyle Büyük Cami’deyiz. Büyük Cami denmesinin sebebini açıklayayım. Osmanlı döneminde hüküm sürülen her yere ‘Cuma Camisi’ yapılırmış. Hanefi mezhebine göre ‘Cuma Camisi’ Cuma namazları en büyük camide ve hep beraber kılınmalıdır. Eğer en büyük cami dolmaz ise diğer camilerde kılınan namazlar geçersizdir. Bu yüzden Cuma namazının sonunda Zuhr-i âhir namazı da kılınır ki Cuma namazı kabul olmazsa o günkü öğle namazının yerine geçsin diye. O dönemde Cuma namazının ana amacı, yöneticiler namazı kıldırır, minbere çıkarak hutbeyi okurlar. Duyurulması gereken ne varsa halka duyururlar” ifadelerini kullandı.

“Buradaki sütunlar eğer hareket edebiliyorlarsa temelleri sağlam demektir”

Caminin çevresine yapılan hamamlar ve dükkanlara da değinen Kahveci, “Bu camiyi Yıldırım Bayezid, şehzadeliği döneminde yaptırmıştır. Bayezid, camiyi yakınında bulunan orta hamamla birlikte yaptırmıştır. Eskiden camiler külliye şeklinde yapılırdı. Yani caminin yanında mutlaka ya hanlar yapılır ya da dükkanlar yapılırdı. Oranın geliriyle cami kendini idame ettirirmiş. Bu cami 2. Abdülhamit döneminde bir tadilat geçirmiştir. Camiye birkaç ekleme de yapılmıştır. Bu caminin en güzel özelliklerinden bir tanesi mihrapta bulunan deprem sütunları. Anadolu’da birkaç camide daha bunların örneğini görmekteyiz. Buradaki sütunlar eğer hareket edebiliyorlarsa temelleri sağlam demektir” diye konuştu.

“Bu sütunlar, aslında camimizin sigortası”

Caminin mihrabında bulunan 2 sütunun, caminin sigortası olduğunu dile getiren Levent Kahveci, “Bu sütunlar, aslında camimizin sigortası olarak da adlandırılabilir. Temelinde herhangi bir kayma veya hasar oluştuğunda bu sütunlar dönmez hale gelir. Sütunlar dönmez hale geldiğinde de mimarlar anlarlar ki caminin temeli bakıma ihtiyacı vardır” dedi.