Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Eylül, 2024 12:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Turizmciler son yılların en düşük Eylül ayını yaşıyor

Son yıllarda özellikle Körfez ülkelerinden Doğu Karadeniz Bölgesine yoğun turist akını olurken, bu sezon aynı yoğunluğun pek olmadığı belirtildi.
Trabzon turizm anlamında son yılların en düşük Eylül ayını geçirirken, özellikle Körfez ülkelerinde okulların Ağustos ayı ortalarında açılmasıyla dönüş yolu başlamıştı.
TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Başkanı Volkan Kantarcı, turizm açısından son yılların en düşük Eylül ayını yaşadıklarını ifade ederek, "Ortadoğu pazarına baktığımız zaman yüzde 40-50 oranında Suudi Arabistan’dan gelen turistler var. Onların da okulları erken açıldı 15 Ağustos itibariyle. 18-19 Ağustos öncesi yoğun bir şekilde dönüşleri oldu. Ağustos sonuna doğru diğer ülkelerden de dönüşler arttı. Şuan ciddi anlamda azaldı. Geçtiğimiz yıllara bakacak olursak yüzde 50 daha düşük Eylül ayı geçiriyoruz” dedi.
"Bu sene maalesef o rakamlara ulaşamayacak gibiyiz"
Geçen sene Trabzon’u yerli ve yabancı 1 milyon 300 bin kadar turistin ziyaret ettiğini kaydeden Kantarcı, “Geçtiğimiz yıllarda sürekli rakamsal anlamda artan bir turist sayısı vardı. 2018-2019 üzerine koydu. Daha sonra 2020-2021’de pandemide aralık verdik. 2022-2023 yılı en yüksek rakama ulaştı. Geçen yıl yabancı 700 bin, yerli 600 binin üzerinde toplam bir milyon 300 bin Trabzon’da turist vardı. Bu sene maalesef o rakamlara ulaşamayacak gibiyiz. Gelen turist sayısından ziyade önemli olan kişi başı bırakacakları gelir. Aynı rakamlar aynı sayıda turist gelmiş olsa bile bölge ve ülke ekonomisine katkıları az ise kalabalık turist sayısının pek bir önemi olmuyor. Bu sene neden azalma var. Bunu irdelediğimiz zaman sadece Doğu Karadeniz, Trabzon’da değil ülke genelinde bir azalma var. Bunun ön plana çıkan en önemli nedeni ekonomik sebepler gibi duruyor. Son üç yılda enflasyona bağlı olarak bütün gider kalemlerinin 6-7 kat artması ama dolar Euro’nun aynı oranda artmaması, sadece üç kat kadar artmış olması ve dolar Euro bazında ülkemizin pahalı bir destinasyon haline gelmesi. Ciddi sayıda azalmalar var. Özellikle uçak ve otobüsle bölgemize gelen turist sayısında düşüş görmekteyiz. Bu durum bir taraftan turizmden ekonomiye geçiyor. Sezon ve yılsonu değerlendirmelerinde mutlaka Kültür ve Turizm Bakanımız, Maliye Bakanımızla da bir değerlendirme yapacaktır. Çünkü bir taraftan kuru baskılama, sabitleme tutabilme uğraşı varken bir taraftan hem turizm anlamında en büyük gelir kaleminde azalma söz konusu oluyor. Diğer taraftan da ihracat yapan ve üreten fabrikaların gelirlerinde azalma oluyor” diye konuştu.
Artan fiyat pahalılığı ve hizmet kalitesinin düşüklüğü etkiledi
Azalan turist sayısının, artan fiyat pahalılığı ve hizmet kalitesinin düşüklüğüne bağlayan Kantarcı, “Diğer bir husus bölgede son yıllarda bölgede artan fiyat pahalılığı ve hizmet kalitesinin düşüklüğüyle ilgili. Bununla ilgili olarak ta farklı destinasyonlarda benzer sorunları dönem dönem gördük. Bölgemiz yükselmekte olan artan talebi karşılamak için turizm paydaşlarının her sene artmış olduğu bir destinasyon. Özellikle Trabzon’da otel sayıları seyahat acentesi, taşıma firmalarının sayıları pandemi sonrasında inanılmaz arttı ikiye katladı desek yalan olmaz. Bunu zaten araç sayısında ve seyahat acentelerimizin üye sayısında görebiliyoruz. Konaklama tesisleri inanılmaz arttı. Bununla ilgili kanunlar çıktı ancak bu kanunların denetimle beraber sahada yapılması tam sistemin oturması en az 5-6 ay daha sürecek. 2025 sezonuna ancak konaklama tesisleriyle ilgili uygulamalar oturmuş olacak. Bu artan yoğunluğa bağlı olarak kalifiye eleman anlamında bazı sıkıntılar var” dedi.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.