Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Eylül, 2024 16:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’ün Eski Müftüsü Görevine Başladı

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle Karabük İl Müftüsü iken Edirne İl Müftüsü olarak atanan Ercan Aksu görevine başladı. Edirne İl Müftüsü olarak atanan Ercan Aksu görevine başladı. Edirne Müftülük binasında yapılan program, Kırklareli İl Müftüsü Yusuf Eviş'in katılımıyla dua edilerek başladı. Ercan Aksu kimdir? Aslen Ordulu olup, 1970 yılında Sakarya ili Karasu ilçesi Taşlıgeçit köyünde doğdu. İlkokulu aynı köyde okuduktan sonra İstanbul Yeşil Camii Kur'an Kursu'nda hafızlığını ve 1989 yılında Sakarya İmam-Hatip Lisesini bitirdi. Mezun olduktan sonra Sakarya Merkez'de kısa bir süre müezzin-kayyım olarak çalıştı. 1989 yılında El-Ezher Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne başladı ve bu okuldan da 1993 yılında mezun oldu. 1994 yılında Sakarya-Karasu'da imam-hatip olarak göreve başladı. Aynı yıl Aralık ayında askere gitti. İzmit-Gölcük'te kısa dönem olarak askerliğini tamamlayıp 1996 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı İstanbul Haseki Eğitim Merkezinde ihtisasa başladı. 1998 yılında kursu başarı ile tamamlayarak Bursa-Karacabey İlçe Müftülüğüne vaiz olarak atandı. 1998 yılında görevde yükselme sınavına girerek müftülük müktesebini aldı. Ardından; Burdur ili Altınyayla ilçesine müftü olarak naklen atandı. Burada 4 yıl süre görev yaptıktan sonra Almanya'ya din görevlisi olarak gitti. 2007 yılında buradaki görevini tamamlayarak yurda döndü. Temmuz ayında Artvin İl Müftü Yardımcısı olarak göreve başladı. İstanbul Ümraniye İlçe Müftülükleri görevinde bulunduktan sonra Gümüşhane, Aydın İl Müftüsü olarak görev yaptı. Evli ve 3 çocuk babası olup, iyi derecede Arapça ve orta derecede Almanca bilmektedir.
blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.