Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2024 20:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 5dk
Yorum Sayısı: 0

141 kilo kokain yakalanan geminin tutuklu 10 mürettebatı hakim karşısında

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde geçen yıl Kolombiya’dan kömür getiren ve polis ekiplerince yapılan operasyonda 141,5 kilogram kokain ele geçirilen geminin tutuklu 10 mürettebatı hakim karşısına çıktı. Sanıklar, kokainden haberlerinin olmadığını söyleyerek beraatlerini istedi. Mahkeme heyeti ise tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Karadeniz Ereğli Limanı’nda geçen yıl 6 Ekim günü yaşanan olayda, limana gelen Panama bandıralı ’Phoenican’ isimli gemide uyuşturucu taşındığı ihbarıyla polis ekipleri operasyon başlattı.
Kolombiya’dan gelen kömür yüklü kuru yük gemisine, Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen operasyonda; İzmit ilçesinden sevk edilen dalgıç polisler de katılarak deniz altından arama yaptı.
Aramalarda ve ambardaki kömürlerin Ereğli’deki limana vinçlerle tahliyesi sırasında paketler halinde hazırlanmış; piyasa değeri yaklaşık 135 milyon lira olan 141,5 kilogram kokain ele geçirildi. Gemideki 10 kişilik mürettebat gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen ve aralarında Hırvatistan, Filipin, Rusya uyrukluların da bulunduğu 10 mürettebat tutuklandı.
Karadeniz Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığında hazırlanan iddianamede haklarında “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etmek” suçlamasıyla yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezası talep edilen 10 tutuklu sanık, Karadeniz Ereğli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.

Mahkemede sanıklar tercüman aracılığıyla savunmalarını yaptı
Duruşmada savunma yapan geminin kaptanı M.D., Kolombiya’ya ulaşmadan önce mürettebatın tamamıyla toplantı yaptığını, güvenlik açısından deniz tarafında çift gözlem istediğini anlattı. Geminin Türkiye’ye gideceğini kısa süre içerisinde öğrendiğini anlatan M.D., “Özellikle deniz tarafında çift gözlem istedim. Bütün mürettebat yeni, herkes yeni geldi. Şirketten özel güvenlik istedim. Eğer gelseydi uyuşturucu olmazdı. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Geminin 2. Kaptanı A.A. ise gemiye yük almadan önce ambarda temizlik yapıldığını aktardı. A.A., ambarların kuru ve güvenli olduğunun kontrolünü yaptığını ifade ederek, “Kolombiya’da da bu kontrolü yapıp ambarların temiz olduğu bilgisini kaptana ulaştırmıştım. Sonrasında bu konuya ilişkin formları doldurdum. Gemiye kömür yüklemenin bittiği bilgisi bana diğer görevlilerce bildirildi. Ben de kapakların kapatılması talimatını verdim. Kolombiya’da uyuşturucu madde araması yükleme bittikten sonra yapılır. Kömür yüklemesi yapıldıktan sonra Kolombiya’da görevli ekipler ve sahil güvenlik arama yaptı. Liman görevlileri Karadeniz Ereğli’ye gelmeden önce yük taşımaya uygun olup olmama noktasında kontrollerini yapmışlardır. Kömür yükleme işi 6 gün kadar sürdü. Yükleme ise Kolombiya liman işçileri tarafından yapıldı. Bizim gemi çalışanları olarak yüke dokunmamız yasaktır. Bu kişiler gemiye geldiklerinde herhangi bir çanta ile girmeleri mümkün değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.
Geminin denizde olduğu sırada yağlama ve temizlik işlerini yapan V.F.O. ise yükleme yapıldığı sırada başkaca bir görevinin olmadığını söyledi. V.F.O., “Gemide bulunan uyuşturucu ile ilgili bir bilgim yoktur. Bu suçta hiçbir şey yapmadım ve acısını çekiyorum. 8 ay boyunca ne sebeple cezaevinde tutulduğumu bilmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.
“Uyuşturucunun gemiye kömür yükleyen kişilerce konulduğunu düşünüyorum”
Gemide ikinci kaptanın emri altında görev yaptığını anlatan C.K. ise “Geminin girişinde gözetmenlik görevi verildi. Gece ve gündüz 4 saatte bir gözetleme yapıyorduk. Dört saatlik gözetmenlik süremde şüpheli bir şey görmedim. Yükleme yapıldıktan sonra ambar kapakları kapatıldı. Ereğli’ye gelene kadar ambar kapakları asla açılmadı. Uyuşturucunun gemiye kömür yükleyen kişilerce konulduğunu düşünüyorum. Uyuşturucuya ilişkin bilgim yoktur” dedi.

“Güvenlik zafiyeti nedeniyle uyuşturucu maddenin gemiye yerleştirildiği kanaatindeyim”
Geminin üçüncü kaptanı P.G. de geminin içinde iki Kolombiyalı görevlinin olduğunu hatırlatarak, “Kolombiya limanında ambarların denetimi vardı. Liman görevlisi denetmen giriş yaptı yükleme için. Bu şu demek. Bunlar tamamen açık ve boştu. Bu denetmenler gerekli dokümanları aldı. Yükleme operasyonu günde 24 saat devam etti. Bütün bu işler Kolombiyalılar tarafından yapıldı. İki vinç kullanıyorlardı. İki yada üç gözetmen liman tarafından görevlendirilmiş üç kişi gözlem yapıyordu. Bizim gemimiz tamamen güvensizdi. Yirmi tane giriş var. Kapılar tamamen güvensiz. Açmak için metal halkalar var. Bütün bunların kapalı olması gerekirdi. Hiçbiri kapalı değildi. Güvenlik kameraları her şey kaptan tarafından emrediliyordu. Şirketten güvenlik zafiyeti sebebiyle kaptana istekte bulunuldu ancak yerine getirilmedi. Güvenlik zafiyeti nedeniyle uyuşturucu maddenin gemiye yerleştirildiği kanaatindeyim. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum” dedi.
Gemide ekipmanları ve can kurtaranları kontrol etme görevi bulunan 31 yaşındaki dördüncü kaptan A.A. da 180 metre uzunluğundaki gemide ondan fazla asma kilitsiz giriş, 20’den fazla ambara girişin bulunduğunu anlattı.
Kolombiya’daki yükleme sırasında saat 17.00 ila 19.00 arasında liman işçilerinin gemiye geldiğini ve en az üç ambarda sürekli olarak kömür yüklemesi olduğunu anlatan A.A., “Kargo operasyonlarında güvenlik ekipmanları yoktu. Denizcilik kanuna göre görevler belirlenmiştir. Ama bu gemide bu görevler kesin bir şekilde ayrılmamıştı. Güvenlik ile yükleme arasındaki görevler net değildi. Gemideki görevli sayısı her gemi için farklı. Bu yüzden her şirket yönetmelik yayınlamalıdır. İşleri, yetkiyi, sorumluluğu ayırması gerekiyor. Geminin genel güvenliği, seyir. Yük Gemiye katıldığımdan beri ikinci kaptanın işlerine karışmadım. Gözetmenliğim sırasında bir tek usta denizcim vardı. Bu her zaman girişte yer alıyordu. Bana yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Bulunan uyuşturucuyla ilgili bir bilgim yok. Sadece ailem için çalışıp onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorum. 12 yıldır denizdeyim. 4. Kaptan olmak sekiz yılımı aldı. Ailemi böyle geçindirebilirim” şeklinde konuştu.

“Bütün uyuşturuculara karşıyım”
Geminin başmühendisi L.P. ise makine bölümünden sorumlu olduğunu ve makinelerin teknik bölümleriyle ilgilendiğini anlattı. Kendisine yöneltilen suçlamaların temeli olmadığını, 30 yıldır bu işi yaptığını söyledi.
Uyuşturucuya karşı olduğunu söyleyen L.P., “Bana yöneltilen suçlamaların temeli yok. Dürüst ve deneyimli bir mühendisim. İşlerimi görevim çerçevesinde yapıyorum. 30 yıldır bu işi yapıyorum. Bütün aşamaları geçtim. 13 yıldır başmühendisim. Hayatım boyunca hiç uyuşturucu almadım. Kullanmadım. Bütün uyuşturuculara karşıyım. Türk hükumetini savunuyorum uyuşturucuya karşı savaşta. Ama bütün bunlar kanunlara uygun yapılmalı. Bütün suçlamalar kanıta dayalı olmalı. Bu olaydan önce Kolombiya’da hiç bulunmadım. Kaptan Kolombiya’da bu olayların olduğunu biliyordu. Maalesef gerekli önlemleri almadı. Görevinde ihmali var. O da bu olaya neden oldu. Üçüncü kaptanın bahsettiği gibi Kolombiyalıların gemide kalmasına izin verdi. Kalabiliyorlar da gemide, özgürce gezebiliyordular. Rahatça gemideydiler. Çok garip. Bu iki kişi her yere rahatça girip çıkabiliyordu. Hiç kimse onları kontrol etmediği için her yere rahatça girebilirler böyle bir fikrim var. Kolombiya’daki limandayken gemiyi koruma işi yapılmadı. Güvenlik toplantısı yapılmadı. Gözetim de sıradandı. Kaptanın yeterli önlemi almadığını düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Tutuklu 10 sanığın savunmalarının ardından taraf avukatlarınca mahkeme heyetine sunulan flaş bellekteki görüntülerde söz konusu kömürün dışarıdan vinç ile yüklendiği izletildi. Bahse konu vinçlerde kömür taşınırken yasaklı maddenin de ambara taşınabileceği öne sürüldü.
Sanık avukatları, sanıkların hangi suçu işlediklerinin tam olarak belirlenmediği, uyuşturucu maddenin ithaline ilişkin uygulama alanının bulunmadığını, uyuşturucunun tonlarca kömür arasından ele geçirildiğine dikkat çekti. Avukatlar; savunmalarında, yapılan tüm araştırmalara rağmen uyuşturucu maddeyi kömürlerin arasına bırakan failin tespit edilemediğini; parmak izi incelemesinin ise sanıklar aleyhine sonuç doğurmadığını söyledi.
Cumhuriyet Savcısı duruşmada, sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.
Mahkeme heyeti; savunmaların ardından tanıkları dinledi. Duruşma; dinlenmeyen tanığın dinlenmesi ve dosyadaki eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 18 Temmuz tarihine ertelendi.
Duruşmayı Hırvatistan’ın Ankara Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic’in yanı sıra diğer ülkelerin konsolosluk görevlileri de yakından takip etti.

blank
Berkay Doğan tarafından
09 Nisan, 2025 17:17 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

Türkiye Sözleşmesi İmzalandı

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) ile Özçelik-İş Sendikası arasında yürütülen 17. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde taraflar, anlaşmayı şirketin Genel Müdürlük binasında düzenlenen törenle resmiyete döktü.

Özçelik-İş Sendikası ile KARDEMİR arasında sona eren 17. Dönem Toplu İş Sözleşmesi imzaları Şirketin Genel Müdürlük salonunda düzenlenen törenle atıldı. İmza töreninde konuşan KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, sürecin zorlu geçtiğini ancak her iki tarafın da elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını belirtti. Demir, "Sektörün durumu malum, Karabük ağır sanayinin kalbi. KARDEMİR, Türkiye’nin ilk ağır sanayi tesislerinden biri. Burası bir işçi şehri ve eğer Kardemir daha güçlü bir şekilde yarınlara yürüyecekse, bunun lokomotifi çalışanlarımızdır" dedi.
Çalışan memnuniyetinin şirket başarısı için vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Demir yaptığı konuşmada, "Çalışanının memnun olmadığı, işvereniyle el ele, omuz omuza, kol kola olmadığı bir Kardemir'in bir yere gidebileceğine inanmıyoruz. Hiç bir zaman için işçinin kesesinden, cebinden keserek tasarruf edilebileceğine, şirketin kalkınabileceğine inanmış bir kültürümüz yok bizim inancımız şudur Şeyh Edebali'nin söylediği "İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın" düsturunu benzeri burada da çalışanını yaşat ki, çalışanını memnun et ki ondan memnun olman için onu memnun etmen lazım. İnşallah bu adımımızın sonrasında ve şuna yürekten inanıyorum sayın başkan ve sendika yöneticilerimiz, çalışanlarla, temsilcilerimizle mutabakat içindeyiz bundan sonra atacağımız her adımda ileriye doğru tesisimizin iyileştirilmesi, fabrikamızın iyileştirilmesi, veriminin artırılması, düzenlenmesi, Kardemir'in daha karlı, daha verimli, daha atak yarınlara doğru çok daha güvenli adımlarla yürüyen bir şirket olmasının temelini İnşallah attık diyoruz bu temelde çalışan arkadaşlarımızın var güçleriyle şirketi daha ileriye taşımak, daha karlı hale getirmek için elinden gelen her türlü fedakarlığı beraberce yapacağına inancımız tamdır. Bu anlayış içinde toplu iş sözleşmesinin hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu bağlam içinde bütün kem gözlere, kem sözlere, dışarıdan gazel okuyanlara inat bizler bu adımın ülkemiz için, Kardemir için, Karabük için ne kadar hayırlı olduğunu el ele ispat edeceğiz bu azim ve kararlılık içindeyiz, bu adımı atarken de yöneticilerimiz ve bizler yapabileceğimiz maksimum, azami fedakarlığı yapmakla ilgili her türlü tedbiri, çalışmayı yaptık ve burada da içimiz ferah, çünkü biz çalışanımızın memnun olduğunu düşündüğümüz bizimde içimizi ferahlatan bir sözleşme yaptığımıza inanıyoruz. İnşallah hayırlara vesile olur, emeği tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi.
DEĞİRMENCİ: “KARDEMİR VE EMEKÇİSİ BİR BÜTÜNDÜR, AYRI DÜŞÜNEMEYİZ”
Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci da yaptığı konuşmada, Özçelik-İş Sendikası, Kardemir ve emekçilerinin bir bütün ve bir aile olduğunu belirterek, "Bu anlayışla toplu sözleşme masasına oturduk, bu anlayışla müzakerelerimizi yapıp el sıkışarak ayrıldık. 40 yıla yakın sendikacılık hayatımın en kolay toplu iş sözleşmesini imzalama şerefini, onurunu bana ve yönetimime yaşatan Yönetim Kurulu Başkanıma ve Yardımcılarına, Yönetim Kurulu üyelerine teşekkür ederim.
Geçmişte de kamil bey döneminde de kıdem zammı adı altında yeni bir maddeyi bize hediye ettiği gün yaptığımız mitingde Kamil Baba diye bağıran Kardemir işçisinin neler söyleyeceğini merak ediyorum. Biz Kardemirsiz, Kardemir de bizsiz olamaz, Karabük bizsiz, biz Karabüksüz olamayız, biz burada bir aileyiz, burada doğdur, Türkiye'de büyüdük. Büyümemizin ana faktörü Kardemir ve Kardemir emekçileridir. Dolayısıyla biz Kardemir'e gözümüz gibi bakan bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Geçmiş dönemde yaptığımız toplu sözleşmelerde işçi arkadaşlarımızdan, üyelerimden isteğimiz vardı bu ücret artışını verimlilikle, üretim artışıyla telafi etme sözünü almıştım ve bu toplu sözleşmenin Kardemir'e maliyetinin olduğunun farkındayız bunu gidermek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Allah Kardemir'e zeval vermesin. Ola ki başına bir iş gelir, bir sıkıntıya düşerse ben ve üyelerim burada ücretsiz çalışmaya hazırız. Bunu da laf olsun diye söylemiyorum. Geçmişte yaptığımız fedakarlığı herkes bilir başımız derde düştüğü zaman da bir ailenin evladı gibi ferdi gibi üzerimize düşen fedakarlığı yapmak için canla başla yönetimin yanında oluruz. ben bu fedakarlıkları için Yönetiminden Genel Müdürüne katkılarından dolayı her birine üyelerim adına, sendikam adına Karabüklüler adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu toplu sözleşmede yaptığınız fedakarlıkta gözünüz arkada kalmasın. Belki 2024 yılında çeşitli sebeplerle zarar etmiş olabilirsiniz ama 2025 yılında iç ve dış pazarda üretebileceğiniz siparişlerin daha fazlasını üretmek için çalışma arkadaşlarım ve üyelerim emrinizde olmaya devam edeceğiz ve utandıracağımız öyle çok kişi var ki söylenen sözleri yerin yedi kat dibine sokacak öyle bir heyecanımız var ki İnşallah sizlere mahcup olmayacağız. Toplu sözleşmemiş hayırlara vesile olsun, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum"
dedi.
Yapılan konuşmaların ardından 17. Dönem toplu sözleşmesi imza altına alındı.
İmza töreni sonrası Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, Genel Merkez Yöneticileri, Şube Yöneticileri, Baştemsilcilikte işçilerle bir araya geldi. Genel Başkan Yunus Değirmenci ve Yöneticileri burada işçiler tarafından sevgi gösterileriyle karşılandı.
Özçelik-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Kenan Yılmaz yaptığı konuşmada, toplu sözleşmenin imzalanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek, işçilere yapılan toplu sözleşmenin analarının ak sütü gibi helal olması temennisinde bulundu. karabük şubesi olarak aldıkları kararı da açıklayan Yılmaz, "Bugün itibariyle yiğidin hakkını veriyoruz. tarihi bir toplu sözleşmeye imza atan Genel Başkanımı için ismi Merkez Baştemsilcilik olan temsilciliğimiz ismini bugün itibariyle Yunus Değirmenci Baştemsilciliği olarak değiştiriyoruz hayırlı olsun" dedi.
Genel Başkan Yunus Değirmenci de yaptığı konuşmada, toplu sözleşme süreci ile ilgili konuşarak, işçilere kendilerine gösterdikleri yakın ilgiden dolayı teşekkür etti.

VİDEO İÇİN TIKLAYIN - 1

VİDEO İÇİN TIKLAYIN - 2

blank

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu web sitesinde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezler kullanılmaktadır. Detaylar için Gizlilik Politikamızı inceleyebilirsiniz.