Akademisyen ve Öğrencilere Teşekkür Belgesi verildi
blank
Ramazan Öztürk tarafından
03 Haziran, 2024 13:03 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Akademisyen ve Öğrencilere Teşekkür Belgesi verildi

Türkiye’nin milli sosyal bilimler hamlesi vizyonu doğrultusunda 2-3 Mart 2024’te Karabük Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye’nin ilk ulusal ve uluslararası Sosyal Bilimler Festivali Sosyalfest’te jüri üyeliği yapan, atölye çalışmalarını gerçekleştiren ve ülke temsilciliği görevini yürüten 101 akademisyen ve öğrenciye, TÜBİTAK 2209 A-B projeleriyle başarı gösteren 119 akademisyen ve öğrenciye teşekkür belgesi verildi.

Karabük Üniversitesi Hamit Çepni Konferans Salonunda yapılan programda konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, son derece anlamlı ve güzel bir buluşmada bir arada olduklarını belirterek, “Hem TÜBİTAK projeleri alanında emek vermiş öğrencilerimiz, hocalarımız var burada. Bu bizim için son derece kıymetli bir başarı. Hem de Sosyalfest konusunda destek olan öğrencilerimiz buradalar. Bunlar bizim için son derece kıymetli. Her ikisi de birbiri açısından önemli alanlar. Hem TÜBİTAK bizim için son derece önemli bir çalışma hem de Sosyalfest Türkiye’de hatta belki de dünyada ilk defa yapmış olduğumuz bir çalışma olması açısından son derece önemli bir festival ve aynı zamanda yarışma olmuş oldu. Bunlarla neyi amaçlıyoruz? İlk başta ifade etmiş olduğumuz ‘Bilim Merkezli Öğrenci Dostu Üniversite’ vizyonumuzu bu süreçte geliştirmek, altını doldurmak ve dünyaya örnek olacak bir üniversite modeli ortaya çıkartmak istiyoruz” dedi. blank "TÜBİTAK PROJELERİ ÖNEMLİ" Rektör Kırışık, TÜBİTAK projelerinin önemine işaret ederek, “Artık burada her bir alt konumda bulunan bir üst konuma çıkmaya çalışmalı. Kendi kendine işleyen, yükselen, gelişen, yaygınlaşan mekanizma oluşturmalı. Bunu yaparsak biz bir diğer projemize ya da diğer projelerimize geçebiliriz. Sosyalfest ile başarmış olduğumuz tablo, ortaya çıkarmış olduğumuz tablonun bütün Türkiye çapında dünyadaki etkilerini bilmiyoruz. Ama bütün Türkiye çapında Karabük Üniversitesini bir marka değer haline getiren orijinal, yenilikçi, hiç kimsenin yapmadığı bir çalışmayı yapan üniversite konumuna yükselmemize sebep oldu” dedi. Sosyal başarının önemine değinerek sosyal transkript uygulaması hakkında bilgi veren Rektör Kırışık, “Bir fakültede okudunuz, bir bölümü bitirdiniz, diploma aldınız, diplomada bir notunuz yazıyor. Bu not akademik başarınızı gösteriyor. Fakat sosyal başarımızı göstermiyor. Sosyal başarı, akademik başarıdan farklı bir şey. Biliyorsunuz toplum içerisinde yaşıyoruz. Toplumsal ilişkileri sağlıklı ve sağlam bir şekilde kurma, sürdürme, geliştirme çok önemli. Şimdi size bir işe gireceğinizde bakan kimse, ‘Evet akademik başarısı çok iyi. Okul birincisi olmuş. Sosyal başarısı acaba nasıl? Uyumlu mu, uyumsuz mu? Bir takım yönetebilir mi? Yeni bir proje ortaya koyabilir mi? Yeni fikirler değiştirebilir mi? Yenilikçi yaklaşımları uyumlu mu? Dünya çok yoğun bir değişim süresinden geçiyor. Geçmişi biliyor ama yarına adapte olma niteliği yüksek mi?’ Buna bakıyor. Eğer bunlar yoksa ya da bunları değerlendireceği bir önünde ölçüt yoksa, o zaman sorularla bunları test etmeye çalışıyor. İşte biz bu problemi üniversitemiz öğrencilerimiz açısından ortadan kaldıralım diye, ‘sosyal transkript’ şeklinde bir uygulama geliştiriyoruz. Öğrencilerimizin sosyal becerilerinin de ne durumda olduğunu gösterecek bir sosyal transkript hazırlayacağız. Böylelikle öğrencilerimizin katıldıkları etkinlikler, yaptıkları etkinlikler, bu etkinliklerdeki rolleri, başarıları, bunların sayısı, bu sayı içerisindeki kendilerinin konfigürasyonu, hangi rolleri üstlendikleri gibi bir sosyal transkript ekleyerek diplomalarının, akademik başarılarının yanına ‘Ben bu kadar sosyal becerileri yüksek bir insanım. Beni buradan ölçebilirsin. Bana soru sormana gerek yok. Üniversite hayatım boyunca bunları yaptım’ denildiğinde o zaman daha yüksek pozisyonlara gelme, daha yüksek hukuki konumlara atanma olasılığı yükselecek” diye konuştu. "KARABÜK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BECELERİ YÜKSEK BİR ÜNİVERSİTE" Karabük Üniversitesinin bütünüyle sosyal becerileri yüksek bir üniversite olduğu söyleyen Rektör Kırışık, “Üniversitemizden son derece olumlu, pozitif dönütler alıyoruz. Bir çalışmaya başladığımızda hem akademik personelimiz, hem idari personelimiz, hem öğrencilerimiz gerçekten olumlu tepkiler gösteriyorlar. Oldukça sosyal becerileri yüksek bir üniversiteyiz. Birlikte iş yapma, uyumlu çalışma yetenekleri oldukça iyi bir üniversiteyiz. Dolayısıyla bundan dolayı hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Çok büyük bir başarıyla çok zorlu görevleri tamamladığınızı görüyorum. Bu gelecek açısından bize de size de çok büyük umutlar vermesi gereken bir başarı. İnşallah bu başarımızı daha da artırarak artan bir ivmeyle sürdürmek, geliştirmek istiyoruz” dedi. Yapılan konuşmanın ardından Rektör Kırışık, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Elif Çepni ve Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş tarafından Türkiye’nin ilk ulusal ve uluslararası Sosyal Bilimler Festivali Sosyalfest’in gerçekleşmesine katkı sunan 101 akademisyen ve öğrenci ile TÜBİTAK projeleriyle başarı gösteren 119 akademisyen ve öğrenciye teşekkür belgesi verildi.  
BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.