Ihlas Haber Ajansı tarafından
08 Aralık, 2023 00:48 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

İşçi servisi alev topuna döndü

Düzce’de park halindeki işçi servisi alev topuna döndü. Yangın maddi hasar ile atlatıldı.

Olay, Bahçeşehir bölgesi Yeşiltepe Mahallesi 111. Sokak üzerinde meydana geldi. Alınan bilgilere göre, Teknorot fabrikasından çıkan işçileri evlerine dağıttıktan sonra 81 ACE 905 plakalı otobüsü park edip eve giden sürücü Mehmet T., patlama sesi ile otobüsün yanına gitti. Bir anda alev topuna dönen otobüs için bölgeye Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Alev alev yanan otobüs ekiplerin çalışması ile kısa süre içerisinde söndürüldü. Yangın sonrasında bölgeye gelen Yeşiltepe Mahallesi Muhtarı İsmail Akmanoğlu, “Şoför arkadaşımız işçileri dağıtmasının ardından evine gelip otobüsü park ediyor. Daha sonra araçtan patlama sesini duyuyor ve aracın ön kısmının yandığını fark ediyor. Hemen ihbar veriyorlar. Arkaya doğru arabayı sarıyor yangın. Allah’tan kimseye bir şey olmadı. İtfaiye geldi söndürdü ama araç kullanılamaz hale geldi” ifadelerini kullandı.

Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

blank
blank
Tugay Kaban tarafından
07 Ocak, 2025 10:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Romanlar Ayırır

× Hıristiyan takvimine göre 11. Yüzyılda Avrupa’da en önemli sanat olarak gramerin yerine mantığı geçirdiler, bu değişim, bilimin edebiyat karşısında kazanacağı zaferin mütevazı bir girizgâhıydı. Peki o tarihten sonra insan aklının nasıl zımparalandığını görebiliyor muyuz? Bunu bize gösteren romanlardır.

× Hızlandıkça Azalıyorum romanının yazarı, kendisiyle röportaj yapan Bülent Ayyıldız’ın “Neden roman yazdınız?” sualine cevap verirken şöyle bir cümle kullanıyor, “Roman yazmak istememin nedeni, kendimi insan gibi hissetmememdi.” Yakın zamanda tercümesini bitirdiğim Napolyon Savaşları isimli eserde, Napolyon’un bir sözü iktibas ediliyor, “Dünyayı değiştirmek için çağrıldım!” Napolyon, Saint Helena adasında son yıllarını geçirirken, artık “tarih” denilen şeyi elinin tersiyle bir kenara itmişti ve yapması gereken tek şey olarak (kelimelerle olmasa da) tarihten daha ayırıcı bir eser vermek için çabalamaya başlamıştı: Geride bir hayat bırakmak. Bir roman misali, kendi hayatını sundu Napolyon.

× Tarih, ölülerin dirilişidir. Tarih ayırmaz! Neyi? Her şey zıddıyla kâimdir. O zaman tarih ile alâkalı bir mevzuu çözmek istiyorsak ‘roman’a bakmamız îcabediyor. Romanın tarihini yazmaya çalışanlara bakın mesela, ne gülünç hâllere düşüyorlar. Roman, dirilerin dirilişidir. Roman ayırır. Neyi? Yaşamak düşüncesini ve ölmek düşüncesini. Hem de hayat denilen musalla taşının üzerinde.

× Bugün, dünü bile yazamıyoruz. Tarih, bizi geleceğe zorla sürüklüyor! Roman, önce bugüne sarılıyor. Tarih merkezsizdir ve merkez değildir. Merkez olan ayırır. Bugünün içinde olan. Yani roman.

× Bütün doğumlar ve ölümler romanın mevzuudur. Tarihin mevzuu ise ancak doğum yahut ölüm günleridir. Siperde ölen asker romanın çerçevesindedir, tarihin çerçevesinde ise askerî konvoylar, okul anmaları ve resmî tatiller vardır.

× Yaşamak düşüncesini, ölmek düşüncesinden ayırmak ölümü unutturmak, ölmek düşüncesini de yaşamak düşüncesinden ayırmak yaşamayı unutturmak demek değildir. Her kalp iki eşit parçaya bölünmüş olarak atmaya başlar diye söylenir. Bunu görüp okuyamayacağız fakat romanları?

× #alikoçistifa

Tugay Kaban

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.