Karabük Postası tarafından
10 Ekim, 2023 16:16 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

UEFA’dan Türkiye için EURO 2032 kararı!

2032 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2032), Türkiye ve İtalya’nın ev sahipliğinde düzenlenecek.

UEFA, EURO 2032’nin Türkiye ve İtalya ortaklığında düzenleneceğini duyurdu. UEFA’nın, İsviçre’nin Nyon kentindeki merkezinde gerçekleştirilen UEFA Yönetim Kurulu toplantısının ardından yapılan törende UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, EURO 2032’nin Türkiye – İtalya ev sahipliğine verildiğini bildirdi.

Açıklamanın ardından Ceferin, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ve İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Gabriele Gravina’nın yanı sıra iki ülkenin heyetleriyle basın mensuplarına poz verdi.

Ayrıca törende EURO 2028’in Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti ortaklığında yapılacağı da ilan edildi.

TFF’den konuya ilişkin yapılan açıklamada ise, “Akdeniz kültürünü paylaşan iki ülkeye, EURO 2032’ye ev sahipliği yapma onurunu verdiği için UEFA’ya şükranlarımızı sunuyoruz. İtalya Futbol Federasyonu (FIGC) ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), yeni dostluk köprüleri kurup futbol mirasına kalıcı bir katkı bırakarak bugüne kadar düzenlenen en iyi Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapmak için güçlerini birleştirdi. Önümüzdeki yıllarda İtalya ve Türkiye, ‘Play as One’ mottomuzda da belirttiğimiz gibi, büyük bir tutku ve bağlılıkla çalışarak 2032 yılına kadar taraftarlara en üst düzey Avrupa Şampiyonası deneyimini sunmak için yoğun bir iş birliği içinde olacaktır” denildi.  (İHA)

blank
blank
Mustafa AKAY tarafından
10 Ocak, 2025 13:17 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BU SESE KULAK TIKANAMAZ

MUSTAFA AKAY

Acılım saçılım masallarının ikinci perdesi sahneye konulurken, hoşnutsuzlukları da beraberinde getiriyor. Yeni paradigmanın ne olduğu anlaşılmadan insanların kafasına sokulmaya çalışırken, bir yandan da gizli gizli yeni anayasa çalışmalarının taşları döşeniyor.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, ulus devlet ve üniter yapı anlayışlarının kırılması, Misak-i Milli sınırlarının değiştirilmesi yönünde gizli kapaklı yapılan çalışmalarla, laikliğin altının oyulması çabaları görülüyor.
Toplum ise bu gidişat karşısında tepki vermede ağır davranıyor.
İnsanımız, sabırlı ve kaderci oluşu nedeniyle, tepki vermede gecikebiliyor. Bir özelliği de, başkalarının yapmasını isteyen bir niteliğe sahip. Ancak, sabrı taştığında da önünde durulamaz duruma gelebiliyor.
Aynen Mehmet Akif’in dizelerinde olduğu gibi, zamanı gelince kükremesini de biliyor. Ne diyor Mehmet Akif, unutulmaz dizelerinde ?
“Kükremiş sel gibiyim,/bendimi çiğner,/aşarım /Yırtarım dağları /enginlere sığmam, taşarım.”
Son yaşanan olaylar, suyun kaynamasını da hızlandırıyor. “Eziyorum, silkeliyorum, yoksulluğa itiyorum, yine de sesi çıkmıyor” sanan bir anlayış, Türk Toplumunun suskunluğundan yararlanırcasına meydanı boş bulmuş at gibi koşturuyor.
Yıllarca süren savaşlar sonrasında kan akıtılarak kurtarılmış bu vatanın değerlerini hiçe sayan anlayış, bu suskunluğun ne anlama geldiğini de bilemiyor. Ben yaptım havasında kuruluş felsefesine ters işler yaparak dengeleri bozuyor.
Oysa, kükremiş bir sel hazır bekliyor.
“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen genç teğmenlere yapmadık eziyetleri bırakmayanlar , 50 bin kişinin ölümünden sorumlu bir cani ile pazarlığa oturuyor.
Bunları de pervasızca yapıyor. Nasıl olsa ses çıkmıyor. Muhalefetin sesini dinleyen olmaz düşüncesiyle pişkin pişkin sırıtarak yapıyorlar bunları.
Oysa, farkında değiller. Dereler birleşe birleşe büyük bir sele hazırlanıyor. Hani bendini çiğneyecek, enginlere sığmayacak ve taşarak önüne geleni süpürecek bir selin gelişini göremiyorlar.
Nitekim, selin başlangıcı yurdun dört bir yanındaki Şehit ve Gazi Yakınları Aileleri, Muharip Gaziler derneklerinin sokağa inmeleriyle başlamış durumda. Her ne kadar satılmış ve yandaş medya tarafından verilmese de, şehit ve gazi yakınlarını eylemleriyle seslerini duyuruyorlar.
Karabük’ten tutun, Afyon’a, Iğdır’a, İzmir’e, İstanbul’la, Malatya’ya tepkiler ve protestolar ortaya konuluyor.
Yanı, dereler suyu biriktirip, ırmağa akıtıyor.
Kükremeye hazırlanıyor bu işin bir tarafında olanlar.
Bu sese kulak tıkanamaz. Tıkanan kulaklar, küremeyle birlikte açılır. Zaman varken, bu ses dinlenilmeli ve iyi değerlendirilmelidir. Taştığı zaman, yaratacağı tahribatı onarmak çok kolay olmayacaktır.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.