Ozon tedavisinin birçok farklı hastalığın tedavisinde kullanıldığı, özellikle erken tanı dönemindeki diyabet hastalarında erken tedaviyi başlanılması halinde ayaklarını kaybetmedikleri belirtildi.
Ülkemizde 1990’lı yıllardan beri uygulanan ozon tedavisi, doğal bir destek yöntemi olarak kullanılan ve birçok hastalığın tedavisinde etkili olabilen bir yöntem ancak yine çoğu hasta bu tedavi uygulamasından habersiz.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Ozon terapi Ünitesi’nde bir çok hastalığa karşı uygulanan yöntem sayesinde hastalar şifa buluyor.
“Ülkemizde 1990’lı yıllardan beri birçok üniversite ve klinikte uygulanmaktadır”
Konuyla ilgili bilgi veren KTÜ Tıp Fakültesi Dahiliye Tıp Bilimleri Bölümü Genel Dahiliye Bilim Dalı Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükriye Taşçı, ozon tedavisinin ülkemizde 1990’lı yıllardan beri birçok üniversite ve klinikte uygulandığını hatırlattı. Taşcı “Ozonu tanımlamak gerekirse, ozon, doğada bulunan doğal bir gazdır. Medikal ozon ise (O3), medikal dozda ve uygun metod ile hastaya uygulanmasıdır. Bu tedavi yönteminin doğadaki ozonla karıştırılmaması gerekir. Ozonun alternatif bir tedavi metodu olarak, Almanya’da 1900’lerin başından bu yana uygulanmaktadır. Ve birçok Avrupa ülkesinde (örneğin, İtalya, İspanya, Almanya) uzun yıllardır kullanılmaktadır. İtalya’da bilim kürsüsü olan ve etki mekanizması birçok çalışma ile aydınlatılmış bir tedavi metodudur. Ülkemizde ise 1990’lı yıllardan beri birçok üniversite ve klinikte uygulanmaktadır. Ozon tedavisi, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir ve direkt hücre içi antioksidan sistemini aktive eder, özellikle virüs salgını döneminde destek olarak kullanılabilecek en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Ayrıca, hastanın kendi kanı ile yapılan bir koruyucu tedavi metodu olduğu için allerji riski yoktur. Ozon tedavisi, akciğer ve periferik doku oksijenlenmesini artırır ve akciğerde gaz geçirgenliğini iyileştirir. Bu da özellikle akciğer kapasitesi azalmış hastalarda, efor ve akciğer kapasitesinin artmasını sağlar” dedi.
“Ozon tedavisi, hastanın durumuna ve hastalığına göre kişiselleştirilen bir tedavi yöntemidir”
Ozon tedavisinin hastanın durumuna ve hastalığına göre kişiselleştirilen bir tedavi yöntem olduğunu belirten Taşçı, “Hangi hastalıklarda kullanıyoruz? Ozon tedavisi, hastanın durumuna ve hastalığına göre kişiselleştirilen bir tedavi yöntemidir. Tedaviyi yönlendiren hekim, uluslararası ozon komitelerinde belirlenen doz aralıklarına göre tedaviyi uygular. Ozon tedavisi birçok farklı hastalık ve durumun tedavisinde kullanılabilir. Başlıca kullanım alanları şunlardır: Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi. Romatizmal hastalıklar. Damar hastalıkları, Fibromiyalji gibi kas hastalıkları. Diyabet ve diyabete bağlı yaraların tedavisi. Allerji tedavisi. Kronik yorgunluk sendromu. KOAH ve astım. Kronik inflamatuar ve enfeksiyöz hastalıklar (örneğin, kronik sistit). Viral enfeksiyonlar. Huzursuz bacak sendromu, Yara ve yanık tedavisi. Covid sonrası halsizlik, yorgunluk şikayetlerinde” diye konuştu.
Nasıl kullanılır?
Ozon tedavisinin farklı yöntemlerde uygulanabileceğini ifade eden Taşçı, “Ozon tedavisi farklı yöntemlerle uygulanabilir: Cillt üzerine uygulama/ torbalama: Yara, yanık, cilt lezyonları kozmetik amaçlı kullanılır. Majör Ozon terapi: Hastanın kendi kanı kullanılarak, kapalı steril sistem ile yapılan ozon tedavisidir. Başlıca ozon tedavi metodudur. Minör ozon terapi: Kas içi enjeksiyon yöntemidir. Allerjik reaksiyonlar ve bağışıklık sistemini desteklemek için kullanılır. İnsuflasyon: kapalı boşluklarına ozon uygulaması yapılır, örneğin kulak içi ve rektum gibi bölgeler.Direkt kas ve eklem içi uygulaması: Kas ve eklem problemlerini tedavi etmek için kullanılır” şeklinde konuştu.
Diyabetik Yaralarda Uygulama
Diyabetli hastalarda yara oluşumu daha kolay olduğunu kaydeden Taşçı, “Diyabetli hastalarda yara oluşumu daha kolaydır. Bu yaraların iyileşmesi de bir o kadar zordur. Diyabetik yara tedavisinde multidisipliner yaklaşım gerekir. Bu hastalarda yara oluşumuna zemin hazırlayan damar patolojilerinin, enfeksiyonun ve diyabet tedavisinin düzenlenmesi gerekir. Ozon tedavisi, diyabetik ayak tedavisinde etkili bir yöntem olarak kullanılır. Yüzeydeki enfeksiyonun tedavisine ve damarlardaki diyabetik ayak oluşumuna neden olan patolojik mekanizmaların iyileştirilmesine yardımcı olmaktadır” ifadelerini kullandı.
Erken dönemde tedaviye başlanılması önemli
Bu bağlamda hastaların erken dönemlerde tedaviye başlamasının önemine değinen Taşçı, gecikmiş tedavinin süreci uzattığı ve tedavi başarısını azalttığını ifade ederek “Sonuç olarak, ozon tedavisi doğal bir destek yöntemi olarak kullanılan ve birçok hastalığın tedavisinde etkili olabilen bir yöntemdir. Ozon tedavisi, hastaların tedavi sürecini hızlandırabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı direnci artırabilir. Tedavinin nasıl uygulanacağı, hastanın durumuna ve ihtiyacına göre kişiselleştirilir. Bu nedenle tedaviye başlanmadan önce uzman bir hekime danışılarak hastaya göre tedavi planı yapılması ve tedavi takibi önemlidir” dedi.
Önce gelseydim ayak parmağımı kaybetmezdim
Gümüşhane ili Kürtün ilçesinden Farabi Hastanesi’ne tedaviye gelen Halit Bozkurt, diyabet yüzünden ayak parmağını kaybettiğini, ozon tedavisini Farabi Hastanesi’nde öğrendiğini belirterek “Ozon tedaviyi burada öğrendim. Ayak parmağımı diyabetten dolayı kaybetmiştim. Daha önce buraya gelseydim belki de parmağım yerinde duruyor olacaktı. Ozon tedavisinin çok faydasını gördüm şu anda gayet iyiyim. Keşke daha önceden duyup gelseydim o zaman parmağım yerinde duruyor olacaktı. 4- 5 ay birkaç doktora gittim başta mantar olmak üzere farklı şeyler söylediler. Benim gibi olanlara burada ozon tedavisi olmaları tavsiye ederim” diye konuştu.