Karabük Postası tarafından
05 Temmuz, 2023 10:34 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Teknolojinin yol açtığı boyun ağrısına dikkat

KONYA (İHA) - Beyin, Sinir ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Timur Yıldırım, son zamanlarda yaşanan boyun ağrılarının genellikle teknoloji kaynaklı olduğunu belirterek, akıllı telefon ve diğer elde taşınan cihazların yaygın kullanılması ve masaüstü bilgisayarlar veya dizüstü bilgisayar kullanırken uzun süreli oturmanın da yanlış duruş ve boyun ağrısına neden olduğunu söyledi. Bugünün dijital çağında teknoloji, hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldi. İnsanlar akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar ve sanal gerçeklik gözlükleri gibi çeşitli cihazlarla sürekli etkileşim halinde. Ancak teknolojinin sunduğu bu kolaylık ve bağlantı, bir dezavantaja sahip. Medicana Sağlık Grubu Beyin, Sinir ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Timur Yıldırım, teknolojinin yol açtığı bu dezavantajları değerlendirdi. Son zamanlarda yaşanan boyun ağrılarının, genellikle teknoloji kaynaklı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Timur Yıldırım, ''Akıllı telefonlar ve diğer elde taşınan cihazların yaygın kullanımıyla, insanlar gün boyunca ekranlara bakarak saatler geçiriyorlar; bu da "Metin Boyun" olarak adlandırılan bir pozisyon oluşturuyor. Bu doğal olmayan pozisyon, boyunda fazla gerilemeye neden olarak kas dengesizlikleri ve gerginliğe yol açmaktadır. Ayrıca, masaüstü bilgisayarlar veya dizüstü bilgisayarlar kullanırken uzun süreli oturma da yanlış duruş ve boyun ağrısına neden olabilir'' dedi. "Teknoloji kaynaklı boyun ağrısının sebepleri arasında birçok faktör etkili" Doç. Dr. Timur Yıldırım, teknoloji kaynaklı boyun ağrısının çeşitli belirtilerle kendini gösterdiğini belirterek sebeplerini şu şekilde sıraladı: "Boyun ve Omuz Ağrısı: Boyun ve omuz bölgelerinde sürekli rahatsızlık, hassasiyet veya sertlik. Baş Ağrıları: Boyundaki kas gerginliği ve zorlanmadan kaynaklanan gerilim baş ağrıları veya migrenin tetiklenmesi. Hareket Aralığının Azalması: Ağrı veya sertlik hissetmeden boyunun yanlara veya öne arkaya dönme veya eğme zorluğu. Kas Zayıflığı: Uzun süreli hareketsizlik veya yanlış duruş nedeniyle boyundaki zayıflamış kaslar." Doç. Dr. Timur Yıldırım, teknoloji kaynaklı boyun ağrısının sebepleri arasında birçok faktörün etkili olduğunu belirterek, kötü duruş, tekrarlayan hareketler, ekran konumu ve hareketsiz yaşam tarzının belirleyici olduğunu kaydetti. "İyi duruşu koruyun" Doç. Dr. Yıldırım, boyun ağrısını önleyici önlemleri ise şu şekilde sıraladı: "İyi Duruşu Koruyun: Dik oturun, omuzlarınızı rahatlatın ve cihazlarınızın göz seviyenizde olduğundan emin olun, böylece boynun üzerindeki gerilimi azaltın. Düzenli Ara Vermek: Cihaz kullanım rutininize düzenli aralar ekleyerek gerinip hareket edin, böylece boyun kasları rahatlayabilir ve toparlanabilir. Ergonomik Düzenlemeler: Boyuna baskıyı azaltmak için ayarlanabilir sandalyeler, masa ve bilgisayar monitörleri gibi ergonomik ekipmanları tercih edin ve doğal bir duruşu koruyun. Egzersiz ve Germe: Düzenli fiziksel aktiviteye katılın ve boyun germe egzersizleri yaparak destekleyici kasları güçlendirin ve esnekliği artırın. Bilinçli Cihaz Kullanımı: Duruş ve kullanım alışkanlıklarınızın farkında olun, uzun süre tek bir pozisyonda vakit geçirmekten kaçının ve elektronik cihazları kullanırken başınızı doğal bir pozisyonda tutun. Fizik Tedavi ve Masaj: Sürekli veya şiddetli boyun ağrısı yaşıyorsanız, uzmana başvurun. Fizik tedavi, masaj terapisi ve manuel terapi gibi düzenlemeler rahatlama sağlayabilir ve iyileşmeyi teşvik edebilir."

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.