Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Kardemir yerli ve milli tren tekerini rayında gözünü ihracata dikti

Kardemir Yayın: 16.11.2021 09:46
Yazar:
Kardemir yerli ve milli tren tekerini rayında gözünü ihracata dikti

Türkiye’nin ilk ağır sanayi fabrikası olan Kardemir, yerli ve milli olarak ürettiği tren tekerinde ihracata odaklandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Fabrikalar kuran fabrika” olarak anılan Kardemir’in tren tekeri üretim tesisini ziyaret etti. Türk sanayisinin öncüsü kabul edilen Kardemir’de incelemelerde bulunan Bakan Varank, “İnşaat demirinin tonu 700 dolarken buradaki tren tekerleri işlenip üretildikten sonra tonu bin 800 dolarlara kadar çıkabiliyor. Türkiye’de katma değerli üretimi desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Varank, Kardemir’de üretilen tren tekerlerinin ilk kez ihraç edildiğine işaret ederek “İstanbul’daki vatandaşlarımız, bu yerli ve milli tekerlerle çalışan Marmaray’da seyahat ediyorlar. Gerekli sertifikasyonları peyderpey almasıyla birlikte ciddi bir ihracat yapacak” diye konuştu.
Bakan Varank’a ziyaretinde Karabük Valisi Fuat Gürel, Karabük milletvekilleri Cumhur Ünal ile Niyazi Güneş, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, AK Parti Karabük İl Başkanı İsmail Altınöz, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Mescier, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Fatih Turan, KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanvekili Erdal Erdem, KARDEMİR Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Ali Oflaz, KARDEMİR Genel Müdürü Necdet Utkanlar eşlik etti.

Ziyaretin ardından bir açıklama yapan Bakan Varank, şunları kaydetti:Karabük programımız çerçevesinde KARDEMİR’i ziyaret ediyoruz. KARDEMİR, Türkiye’de demir çelik endüstrisinin başladığı, medarıiftiharımız olan bir şirketimiz. KARDEMİR ziyaretimiz çerçevesinde de uzun yıllardır konuşulan ve artık nihayete eren bu devasa tren tekeri üretim tesisini ziyaret ettik, imalat hakkında bilgi aldık.Türkiye’de katma değerli üretimle kalkınmanın her zaman destekçisi bir hükümet olarak hareket ediyoruz. Tren tekerleri, normal demir çelik üretimini katma değerli hale getiren bir proses. Türkiye’nin senede 40 bin tren tekeri ithalatı var. Burada gördüğümüz tesis, 200 bin adetlere kadar çok farklı kategorilerde tren tekeri üretebilen bir tesis.
Farklı tekerler üretiliyor. Raylı ulaşım sistemleri, dünyada standartların çok yoğun bir şekilde uygulandığı bir sektör. Bu tesiste üretilen tren tekerleri de çok farklı vagonlarda, raylı sistemlerde kullanılabiliyor. Çok farklı modeller burada üretilebiliyor. Yük vagonu tekerlerinden Marmaray’da kullanılabilen tekerlere kadar bu tesiste üretim yapma kabiliyeti var.
Ciddi ihracat yapacak: Yaklaşık 170-180 milyon dolarlık bir yatırımla bu tesis hayata geçirildi. Burada Türkiye’nin ihtiyacını karşılamanın yanında inşallah önümüzdeki dönemde bu tekerlerin gerekli sertifikasyonları peyderpey almasıyla birlikte ciddi bir ihracat yapılacak. Peki buradaki katma değer nedir diye sorarsak normal şartlarda bir inşaat demirinin tonu 700 dolarken buradaki tren tekerleri işlenip üretildikten sonra tonu bin 800 dolarlara kadar çıkabiliyor. Aradaki katma değer de ülkemizde kalmış oluyor.
Üretimle kalkınma: Yüksek teknoloji diyebileceğimiz dünyada, Avrupa’da birkaç ülkenin başarabildiği bir işi Türkiye’de Karabük’te başarıyor olmamız, bizim emekçilerimizin, mühendislerimizin bu tekerleri üretiyor olması memnuniyet verici. Türkiye’de katma değerli üretimi desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye’nin neresinde olursa olsun, yerli ya da yabancı yatırımcıları destekleyerek ülkemizi üretimle kalkındırmanın derdinde olmaya devam edeceğiz.
Burada gördüğünüz tekerlerin bir kısmı halihazırda Türkiye’de kullanılmaya devam ediyor. İhracat da ilk defa gerçekleştirildi. Avrupa’ya buradaki tren tekerleri ihraç edilebiliyor. İstanbul’daki vatandaşlarımız, bu yerli ve milli tekerlerle çalışan Marmaray’da seyahat ediyorlar. Buranın en önemli kabiliyetlerinden bir tanesi kendilerine teslim edilen her türlü modeli kendi kalıplarıyla geliştirip bunları üretebilmeleri. Türkiye’de hangi sınıfta bir teker ihtiyacı varsa bundan sonra Karabük’te bunu karşılayabileceğiz ve bunun ihracatını yapabileceğiz.Türkiye’de ilk olduğu gibi Avrupa’da da birkaç ülkeden bir tanesiyiz. Uzun yıllardır aslında konuşulan bir konudan bahsediyoruz. 5-6 yıl önce bu işin yatırımı başladı. 2018 yılında ilk üretimlerden sonra gerekli sertifikasyonların alınmasıyla birlikte bu tekerler de hem Türkiye’de hem yurt dışında kullanılabiliyor.”

İhtiyacın 5 katını karşılayabiliyor

KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanvekili Erdem de, “2004 yılında başlayan tren rayı üretimi, sayın cumhurbaşkanımızın vizyonu üzerine başlatılan çalışmalarla 2006 yılında hayata geçirildi. İkinci vizyon olarak da tren tekeri konusunda adımlar atıldı. Şu anda ülkemizin ihtiyacının 5 katı büyüklüğünde bir üretim tesisine sahibiz.” dedi.

İddialı bir kuruluş olacağız

Asıl amaçlarının ihracat olduğunu vurgulayan Erdem, “Avrupa’daki bütün sertifikalarda yol alındı. İhracatımız, bu yıl içinde başlamış bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda Avrupa’da ve dünyada tren tekerleği konusunda iddialı bir kuruluş olacağız. Yerli mühendislerimizin vizyonuyla yol alıyoruz. Hem hükümetimize hem sayın bakanımıza katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karabük’te uygarlığın izleri keşfedilecek

Kültür Sanat Yayın: 08.05.2024 13:31
İhlas Haber Ajansı
Karabük’te uygarlığın izleri keşfedilecek

Batı Karadeniz Bölgesinde Paphlagonia ve Btinya olarak adlandırılan bölgelerdeki kentlerde uygarlığın izlerini keşfetmek “Miras Kentlerden Öğrenmek, Geleceği Tasarlamak” temalı Erasmus+ Blended Intensive Programmes (BIP) kapsamındaki proje Karabük Üniversitesi (KBÜ) ev sahipliğinde başladı.

KBÜ ev sahipliğinde düzenlenen Erasmus+ BIP kapsamındaki projeyle Litvanya, Romanya, Almanya ve Hırvatistan’dan Karabük’e gelen 5 öğretim üyesi ve 15 öğrenci, 6-10 Mayıs 2024 tarihlerinde Eskipazar Hadrianapolis Antik Kenti, UNES Dünya Miras Listesi’nde yer alan Safranbolu Yörük köyü, Amasra Tieos bölgesi ele alınacak.
Erasmus+ BIP projesi ile Anadolu’nun Batı Karadeniz Bölgesinde M.Ö. 1200’lü yıllarda “Paphlagonia” ve “Btinya” olarak adlandırılan bölgelerdeki kentlerde bu uygarlığın izlerini keşfetmek, bu kentlerin kuruluş modellerini incelemek, tespit edilen durumlardan neticelendirmeler yapmak ve bu yerleşim alanlarının mevcut koruma sorunlarını gözlemlemek, öğrencilerin sürdürülebilirliği için hayal kurmalarını sağlamak ve bu hayalleri tasarımlarında kullanmalarını sağlamak amaçlanıyor.
Atölye çalışmaları “Miras Şehirlerinde Sürdürülebilir ve Ekolojik Tasarım”, “Miras Şehirlerinde Erişilebilirlik/Hareketlilik”, “Heritege Şehirlerinde Yenilikçi Tasarım” olmak üzere üç ana tema altında yürütülecek.

AW199398 02 jpg
Erasmus projesi hakkında bilgi veren Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Özköse, “Miras kentlerinden öğrenmek ve bunu sürdürülebilir planlamada kullanmak amacıyla yoğunlaştırılmış bir eğitim programı başlattık. 17 ve 24’ünde toplamda bir hafta yüz yüze ve ardından iki hafta online olarak devam ettik. Miras kentlerini öğrenmek ve sürdürülebilir planlamada kullanmak isteyen Litvanya, Romanya, Almanya ve Hırvatistan’daki üniversitelerden öğretim üyeleri ve öğrenciler katılmaya gönüllü oldu. Proje kapsamında hem alan çalışmaları yürütecek hem de öğrencilerin miras kentlerinden başlayıp Safranbolu olmak üzere arkeolojik alanlar ve kentsel alanlar Amasra, Zonguldak, Hadrianapolis ve Yörük Köyü gibi farklı nitelikteki kültürel miraslardan ne hissettiklerini, ne öğrendiklerini ve hangi sorunları hissettiklerini değerlendirecekler” dedi.

AW199398 03 jpg
Özköse, turizmin getirdiği sorunların ele alınacağını ve bu bölgeler için öneriler ve projelerin sunulacağını dile getirerek, “Yüz yüze eğitim olan workshop ve tartışma ortamlarında katılımcılar, kısa sürede projeler üretecekler. Dört ülkeden gelen öğrenciler, aynı zamanda Karabük Üniversitesi Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi öğrencileriyle ortak grup çalışmaları yapacak ve elde ettikleri fikirleri sunacaklar. Üniversitemiz, uluslararası ilişkiler alanında sağladığı destekle katılımcıları İstanbul’dan alıp buraya getirdi ve konaklamalarını sağladı. Değerli bilim insanları, Üniversitemiz dışından da destek sağlayarak konferanslar verdi. Böylelikle elimizdeki imkanları iyi tanıtarak katılımcıların kafalarında olumlu hatıralar ve fikirler bırakmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.