Karabük Postası tarafından
02 Kasım, 2021 08:20 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Dünyanın en pahalı baharatı Safran geleceğe taşınıyor

UNESCO Dünya Miras listesinde yer alan  Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve coğrafi işareti alınan Safranbolu safranı geleceğe taşınıyor. Kilosu 60 bin liraya satılması dolayısıyla 'dünyanın en pahalı baharatı' olarak anılan Safranbolu safranı, TÜBİTAK 4004 Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları destekleme projeleri kapsamında Safranbolu Şehit Murat Akdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından hazırlanan "Safranda Hayat Var" projesi çalışmaları kapsamında öğrenciler safran tarlasında incelemelerde bulundu. Öğrencilere proje kapsamında safran bitkisinin yetiştirilme süreçleri, ekonomik değeri, sağlık yönünden faydaları gibi bilgiler verildi. Safranbolu İlçe Milli Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, safran bitkisinin, kimya, boya, gıda ve kozmetik sanayisinin yanı sıra farmakolojik etkilerinden dolayı tıp alanında da kullanılan bir bitki olduğunu söyledi. Gümüş, “Proje ile hedef kitledeki bireylerin yaşamakta olduğu Safranbolu’ya ismini veren safran bitkisi ana teması etrafında farklı kurumlar ile işbirliği yapılıp eğitim öğretimin, okul dışı faaliyetler ile çeşitlendirilmesi, safran hakkında derinlemesine bilgi verilirken farklı disiplinler aracılığıyla hedef kitlenin sosyal, iletişim, düşünme, araştırma ve öz yönetim becerilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır" dedi. Gümüş, uygulanan projeyle, bilimsel bilginin toplum ile buluşturulmasını ve yaygınlaştırılmasını, bilginin mümkün olduğunca görselleştirilerek, etkileşimli uygulamalarla anlaşılır bir biçimde kazandırılmasını ve katılımcıların bilimsel olguları fark etmelerini sağlayarak, merak duygularının, araştırma, sorgulama ve öğrenme isteklerinin teşvik edilmesini amaçladığını kaydetti. Projede yürütücü kurumla birlikte 9 farklı kurumla işbirliği yapıldığını aktaran Gümüş, "Kurumlardaki uzman ve eğitmenlerle birlikte öğrencilerin seviyelerine uygun etkinlikler planlanmıştır. Projede gözlem, deneysel çalışmalar, sanat aktiviteleri, ürün oluşturma, atölye çalışmaları ve benzeri etkinlikler ile öğrencilerin eğlenerek, yaparak yaşayarak öğrenmeleri sağlanacaktır. Bilime karşı tutum ve dijital teknolojiye karşı tutum ölçekleri, sergi, web güncesi (blog) yazma gibi ölçme araçları kullanılarak projenin etkililiği değerlendirilecektir. Projede emeği olan tüm yönetici, öğretmen, öğrenci ve destek veren kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
11 Mayıs, 2025 13:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Demirden Kalplere Yazılan Bir Destan: Anneler Günü’ne Dair

Karabük… Adı, demirle özdeş; ruhu, alın teriyle yoğrulmuş bir kentin adıdır. Bu şehirde güneş, fabrika bacalarından sızan dumanlarla selamlar sabahı; çekiç sesleriyle uyanır sokaklar; her demir vuruşunda bir annenin duası işitilir göğe yükselirken. İşte böylesi mukaddes bir toprağın bağrında yeşeren annelik, yalnızca şefkat değil, bir var oluş biçimidir.

Bu mübarek şehirde, sabah ezanıyla birlikte uyanan anneler vardır ki, elleriyle ekmek yoğurur, yüreğiyle sabır… Ocağa düşen kıvılcımı dualarıyla söndürür, evladının nasibini yufka açar gibi incelikle serer önüne. Karabük’ün bütün anneleri, bu toprakların en kadim şiiridir; mısraları alın teriyle, kafiyeleri fedakârlıkla yazılmıştır.

Bugün, bu çelik yürekli kentin her hanesinde, her sokak başında, her fabrika kapısında, bir anne vardır ki, yüreğiyle zamanın ağırlığını taşır. Onlar ki demirin hararetini soğutacak kadar serin, ama evladının ateşine yanacak kadar narindir. Karabük’ün her bir annesi, bu şehrin en sağlam sütunudur; ne fırtına sarsar, ne zaman çürütür.

Ey Karabük’ün eli nasırlı, gönlü ipekten dokunmuş anaları!
Sizler ki, çekiç seslerinin arasında büyütüp evlatlarınızı, kalbinizde ezanla uyanan merhameti hiçbir zaman eksiltmediniz. Her lokmayı bölüp pay ettiniz; her yorgunluğu gülüşle örttünüz. Sizin sabrınız, demir ocaklarından daha sıcaktır; sizin sevdanız, fabrikaların dövdüğü metallerden daha sağlam…

Anneler Günü’nü, Karabük’ün bütün anneleri nezdinde, bir bayramdan öte, bir vefa yemini gibi kutluyoruz. Çünkü sizler sadece evlatlarınızı değil, bu kenti de büyüttünüz. Sizin sessiz dualarınızla ayakta kalıyor bu şehir, sizin alın çizgilerinizde yazıyor tarih.

Bugün gökyüzü biraz daha mavi, bugün duman biraz daha narin yükseliyor semaya… Çünkü bugün, bu şehrin en kıymetli cevherini kutluyoruz: Anneleri…

Ey sabrın adı, sevdanın tarifi olan analar!
Gökyüzünün en yıldızlı gecesi, toprağın en bereketli sabahı sizin adınızla başlar. Ve biz, sizden öğrendiğimiz her güzellikle eğiliyoruz huzurunuza…

Anneler Günü’nüz, demir gibi sağlam, çelik gibi parlak ve yürek kadar derin olsun…

Demirin Gölgesinde Ana Yüreği

Bir ocağın başında ağardı saçı,
Demir erirken yandı içi.
Çelikten değil, sabırdan dokunur
Karabük’te annenin bakış açısı.

Çekiç sesinde sustu nice düş,
Gözyaşı aktı, içine düşmüş.
Bir mendile sarılı sevda kadar temiz,
Ana yüreği… Demirden daha ateşli, sessiz.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.