Ihlas Haber Ajansı tarafından
27 Ağustos, 2024 20:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

55 yıldır zamana ayar veriyor

Samsun’da 70 yaşındaki Musa Avcı, 55 yıldır saat tamir ederek zamana ayar veriyor.
Saat tamircisi Musa Avcı, mesleğin son temsilcilerinden. 55 yıldır saat tamir eden usta Musa Avcı, gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle bu yılsonunda mesleğini bırakacağını söyledi. Samsun’daki 4-5 saat tamircisinden biri olan ve aktif en tecrübeli tamirci olarak dikkat çeken Avcı, yakın zamanda bu mesleğin biteceğini, buna üzüldüğünü dile getirdi.

“55-60 yıl önce 130 saat tamircisi vardı şimdi 5”
Zamana ayar veren saat tamircilerinin zamana ayak uyduramadığını ve mesleğin yol olma noktasına geldiğini ifade eden Musa Avcı, “Saatin en büyük düşmanı sudur. Saatlerin arkasında ‘100-200 metreye kadar su geçirmez’ yazsa da su geçirebilir. Saatlere deniz suyu kaçarsa kesinlikle tamir olmaz. Tatlı su kaçmış ise beyni bozulur, çarklarda pas olur, onlar da saatin ömrünü yarıya indirse de tamir edilebilir. 70 yaşındayım, 55 yıldır saat tamir ediyorum. Şu anda saat tamiri usta kalmadı. Son nesil ustalarız. Tüm zanaatlar yapa boza öğreniliyor ama ileride bizim gibi zanaatkarların yetişeceğine inanmıyorum. Gençlik şu anda hevesli değil. Şu anda saat tamircileri de pil değiştiriyor. Bu tamircilik değildir. Mekanik saatten anlayan Samsun’da en fazla 5 kişi var. 1968-1970’lerde sadece Samsun’da 130 saat tamircisi vardı. O dönem dernek kurmak için de valilikten girişimlerde bulunmuştuk. Eski ustalarımız artık rahmetli oldu. Şu anda mekanik saatlerin sök-tak işlemi 200 TL civarında. Saat tamirciliğinin sonunu şöyle görüyorum: İllerde bir mekan tutulur, ‘saat tamiri yapılır’ tabelası asar. Bunları toplayıp Ankara ya da İstanbul’a toptan gönderir. Tamir olduktan sonra gelen saatler burada 200 TL’ye tamir edilecekken bin TL’yi bulur. Sonucu böyle görüyorum. Çünkü sanat bitti, meraklısı yok” dedi.

“Çin saatleri tamir olmuyor, pil takınca çalışmıyorsa çöpe gidiyor”
Özellikle Çin menşeili saatlerin piyasaya girmesi ile saatlerde kalitenin azaldığını ve tamir işlerinin de düştüğünü kaydeden Avcı, “Türkiye, Çin çöplüğü oldu. Yapılmayan, puntolu makineler genellikle bize geliyor. Pil takılıyor, çalışmıyorsa kaldırıp atıyoruz. Bunun yanı sıra bazı saat hastaları kaliteli saatler kullanırlar. Bilinen uluslararası markaların saatlerinin tamirini de her usta yapamaz. Bunları sadece bizim gibi eski zanaatkarlar yapabilir. Onlar da tamir için çok nadir gelirler. Akıllı saatlerin ömrü en fazla 3 yıldır. Belirli süre sonra şarj almadığı ya da tutmadığı için kullanılamayacak. Akıllı saatler işlerimize olumsuz yansımadı. Mekanik hastaları başka saat kullanmadığından işler azalmadı. Samsun’da benim haricimde aynı yaşta 3-4 usta var. Ben bırakıyorum, onların da daha fazla bu mesleği yapacağını zannetmiyorum” diye konuştu.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Mart, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük Üniversitesi otomotiv ve havacılık sektörlerinde kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi

Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) TÜBİTAK takviyeli projeyle geliştirilen magnezyum alaşımlarının hem yakıt tasarruf sağlaması hem de daldaki çevresel sürdürülebilirlik maksatlarına katkı sunması bekleniyor.
KBÜ Metalurji ve Gereç Mühendisliği Kısmından Prof. Dr. Ali Güngör ve doktora öğrencisi Yousef Mustafa Salem Fhail Boom, TÜBİTAK 1002 projesi kapsamında otomotiv ve havacılık dallarında kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi. Bu projeyle, hem yakıt tasarrufu sağlanması hem de sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefleniyor.
Enerji kaynaklarının hudutlu olması nedeniyle hafif materyallere yönelik arayışların arttığını vurgulayan Prof. Dr. Ali Güngör, "Enerjiye olan talep her geçen gün artıyor. Biz de ‘Yakıt tasarrufu konusunda ne yapabiliriz?’ sorusuna tahlil arayarak hafif metaller üzerinde çalıştık" dedi. Magnezyumun bilinen en hafif metallerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Güngör, bu özelliğin kara ve hava taşıtlarında değerli avantajlar sağladığını söz etti. "Magnezyum, alüminyuma kıyasla yüzde 36, demire kıyasla yüzde 78 daha hafiftir. Bu da çeşitli araçlarda kıymetli yakıt tasarrufu sağlamaktır" diyen Güngör, magnezyumun dayanımının ve korozyon direncinin düşük olması ve şekillendirilebilme zorlukları nedeniyle endüstriyel kullanımının sonlu olduğuna dikkat çekerek bu dezavantajları gidermek için magnezyuma çeşitli elementler eklediklerini lisana getirdi. Güngör, magnezyum alaşımlarının otomotiv dalında direksiyon simidi, iç kapı iskeleti, koltuk iskeleti, şanzıman kutusu üzere birçok modülün üretiminde kullanıldığını söyledi. Magnezyumun araba sacı olarak kullanılması için 6000 serisi denilen alüminyum alaşımlarının akma dayanımına eşit olması gerektiğini anlatan Güngör, "Biz bu çalışmalarda düşük oranlarda alüminyum, çinko, kalsiyum ve manganez içeren magnezyum alaşımlarını döküm yoluyla ürettik. Akabinde uyguladığımız ısılı süreç ve sıcak haddeleme tekniklerini kullanarak, akma dayanımı 155 megapaskal, çekme dayanımı 240 megapaskal olan ve düzlem şekillendirilebilirlik özelliğine sahip magnezyum alaşımlarını üretmeyi başardık" diye konuştu. Elde edilen sonuçların, daha yüksek performanslı magnezyum alaşımlarının üretilebileceğini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Güngör, bir sonraki kademede üretim süreçlerini daha da geliştirerek patent müracaatında bulunacaklarını aktardı.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.