Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

5. GÜÇ SOSYAL MEDYA!

Köşe Yazıları Yayın: 08.02.2023 12:03
5. GÜÇ SOSYAL MEDYA!

Depremler, afetler ve savaş gibi olağanüstü hallerde; toplumun doğru bilgilendirilmesi hayati derecede önemli.

Hızlı iletişim ve örgütlenmede çok önemli iki güç var.

*Görsel ve yazılı basın *Sosyal medya.

Malûm, günümüzün en büyük belası, dezenformasyon.

Yasama, Yürütme ve Yargıdan sonra 4. güç olarak basın kabul ediliyor. Tabii ki, tarafsız, ilkeli ve toplum yararına olmak kaydıyla!

Bağımsız ve özgür basın; demokratik bir hukuk devletinin en önemli öğelerinden biridir.

Bu konuda, karnemiz maalesef çok iyi değil!

Son yıllarda dilimize yerleşen nahoş bir kelime var. “Yandaş!”

“Yandaş basın, Yandaş medya, Yandaş gazeteci…

Tarafsız ve ilkeli haberciliğin en güzel örneklerini; kısıtlı imkanlarla hizmet verdikleri halde, bu konuda taviz vermeyen Anadolu basınında daha çok görüyoruz.

Kartelleşen ve taraf olan büyük medya kuruluşları halkın tepkisini çekmeye devam ediyor. Bunun kötü örneklerini, maalesef yaşadığımız bu son felakette de gördük!

Objektif ve tarafsız, gerçeği anlatan, toplum  yararını gözeten habercilik anlayışı ve ilkeli duruşuyla; Anadolu basınının hakkını teslim etmek lazım. Bu konuda, Anadolu basını insan hakları ve demokrasinin teminatı olarak çok önemli bir fonksiyonu yerine getirmektedir.

Kamuoyu oluşturmada, insanlara haber ve bilgi akışı sağlamada, ülkemizde hak ve sorumluluk bilincinin güçlenmesinde, demokrasi kültürünün gelişmesinde, sağlıklı bir toplum düzeninin inşasında gazetecilerin rolü inkar edilemez.

Basın, bu anlamda(!) 4. güç olmayı sonuna kadar hak ediyor.

Günümüzde artık bir de 5. güç var.

Toplumsal farkındalığın gelişmesinde sosyal medyanın (“internetin”) önemi çok büyük.

Tabiiki,  doğru ve yerinde kullanıldığında! Dezenformasyon yapmadan…

Terörü ve teröristi övmeden…

Bu güç; kontrolsüz ve denetimsiz olduğunda, çok tehlikeli bir silaha dönüşebiliyor. Bunun örneklerini yakın geçmişimizde çok kez gördük. Görmeye de devam ediyoruz.

Sosyal medya, çağımız iletişiminin en güçlü aracı. İnsan sosyal bir varlık, paylaşmak doğasında var.

Ekmeğimizi, aşımızı, düşüncemizi, fikrimizi paylaştıkça rahatlar, sosyalleşir, ruhen huzur buluruz. Paylaşmaktan neden korkuyoruz. Saygılı, seviyeli, insanları incitmeden, hakaret etmeden, art niyet gütmeden, kırmadan, dökmeden paylaşmanın kime ne zararı var?

Paylaşmak bu aziz milletin genlerinde var.

Bu yüzyılın en büyük felaketi olan bu deprem bize bunu bir kez daha gösterdi.

Anayasanın 26. maddesinin 1.fıkrası; “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.” diyor.

Anayasamız bize bu hakkı; başkalarının kişilik haklarına ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla tanımış!

Fakat, buna rağmen, hakaret ve küfür içeren çok çirkin paylaşımlara tanık oluyoruz. Bunlar genellikle fake (sahte) hesaplardan yapılıyor. Toplumun büyük bir kesiminde ise çekingenlik ve korku duyguları hakim. Hiç fikir beyan etmeden, paylaşım yapmadan sadece izlemekle yetinen büyük bir kesim var. Neden acaba?! Bunun nedenleri konusunda herkesin mutlaka bir fikri vardır. Ben bu konuya girmek istemiyorum!

Günümüzde artık, neredeyse herkes sosyal medya kullanıyor.Toplumun genelini ilgilendiren konularda, ortak tepkiler sosyal medya platformlarından yükseliyor. Çok kısa sürede kamuoyu birlikteliği kendiliğinden organize oluyor. Bu tepkiler sayesinde, örneklerini sık sık gördüğümüz güzel neticelere de ulaşıyoruz.

Yıllardır görmediğimiz hatta unuttuğumuz arkadaşlarımızı bu iletişim mucizesi sayesinde bulmadık mı? Bu da sosyal medyanın bir başka güzelliği.

Toplumsal farkındalığın gelişmesinde sosyal medyanın önemine dönersek;

Farkındalık eğitimle doğru orantılı bir kavram.Toplumsal farkındalığı yüksek  ülkelerin eğitim kalitesinin de aynı oranda yüksek olduğunu görüyoruz. Doğal olarak, bu ülkelerin refah seviyeleride oldukça yüksek.

Farkındalık; bireysel başarıda olduğu kadar, hak aramada, doğru yönetimleri belirlemede, ideale ulaşmada en temel, en önemli faktör.

Farkındalık, öğrenilebilen bir beceri. Farkındalık; etrafımızda olanları, günlük olayları ve toplumsal gelişmeleri doğru analiz etmemizi sağlar. Kısaca geçmişte edindiğimiz deneyimlerimiz ve bilgi birikimimizle olayları bulanıklaştırmadan bakabilme yetisidir.

Farkındalık; bir anlamda da, düşünce ve duygularımızla olan bağlarımızı gevşetmektir.

Kaygılarımız, endişelerimiz, üzüntülerimiz ve korkularımıza karşı yapabileceğimiz en iyi şey onları serbest bırakmaktır. Onlarla uğraşmaktan vazgeçip, serbest bıraktığımız zaman, bu duyguların üzerimizdeki olumsuz etkileri de ortadan kalkmaya başlayacaktır. Düşüncelerimizi ve duygularımızı kontrol etmeye çalışmak; yaydan fırlatılmış bir oku durdurmaya çalışmak gibidir. Bunu yapmamız olası değildir.

Ben şuna yürekten inanıyorum; “Yaşam paylaşınca güzeldir.”

Seviyeyi düşürmeden, saygı çerçevesinde, korkmadan, çekinmeden duygu ve düşüncelerini özgürce paylaşan tüm güzel insanları saygıyla  selamlıyorum.

Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Deprem bölgesinde canla başla mücadele eden tüm ekiplerimize kolaylıklar diliyorum.  Milletimiz daha önce olduğu gibi, mutlaka bunun da üstesinden gelecektir.

İletişim için:

[email protected]

Paylaş:

Mesajınızı gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çarptığı kedi telef oldu, o yoluna devam etti

Gündem Yayın: 27.07.2024 04:00
İhlas Haber Ajansı

Karabük’te otomobilin çarptığı kedi telef oldu. O anlar güvenlik kamerasına yansıdı.
Olay Kartaltepe Mahallesi Ulubatlı Hasan Caddesinde meydana geldi. İsmi öğrenilemeyen sürücü idaresindeki 78 AV 345 plakalı otomobil, cadde üzerinde seyir halindeyken aniden önüne çıkan kediye çarptı. Otomobil sürücüsü yoluna devam ederken bir süre çırpınan kedi telef oldu. Otomobilin kediye çarptığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

Paylaş: