Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Ekim, 2023 00:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

47 farklı ülkeden 120 dağcı Trabzon’da buluştu

Uluslararası Tırmanış ve Dağcılık Federasyonu (UIAA) 2023 Yılı Genel Kurul Toplantısı 47 farklı ülkeden 120 katılımcı ile birlikte Türkiye Dağcılık Federasyonu ev sahipliğinde 20-21 Ekim’de Trabzon’da gerçekleştirildi.
Uluslararası Dağcılık ve Tırmanış Federasyonu Genel Kurulu Trabzon’da gerçekleştirildi. 20-21 Ekim tarihleri arasında Türkiye Dağcılık Federasyonu ev sahipliğinde Trabzon’da bir otelde gerçekleştirilen genel kurula Uluslararası Tırmanış ve Dağcılık Federasyonu (UIAA) Başkanı Peter Muir’in yanı sıra 47 farklı ülkeden 120 dağcılık federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Genel kurulda UIAA’nın mevcut ve yeni faaliyetleri ile bütçesine ilişkin kararlar görüşülürken, sürdürülebilirlik ve dağların korunması konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
Genel kurul ile ilgili bilgiler veren Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Ersan Başar, iklim değişimi ve dağlardaki sürdürülebilir dağcılık konseptleri konusunda paneller yapıldığını belirterek, “Uluslararası Tırmanış ve Dağcılık Federasyonu (UIAA) 2023 Yılı Genel Kurulu’nu Cumhuriyetimizin 100. yılında Trabzon’da yapıyoruz. Çok büyük bir katılım oldu. Dünyadan 47 ülkeden katılımcılar geldi. Toplantımız 4 gün sürdü. Sonuncu gününde oylama yapıldı. En yoğun günlerden bir tanesi oldu. Özellikle Türkiye Dağcılık Federasyonu olarak böyle büyük bir organizasyona Türkiye’de Cumhuriyetimizin 100. yılında ev sahipliği yapmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Gelen katılımcılar çok memnun oldu. Burada altyapı ve çevre şartları çok uygun. Yapılan bu toplantılar sonucunda Uluslararası Dağcılık ve Tırmanış Federasyonu bir yıllık yapmış olduğu faaliyetleri burada genel kurula getirdi. Onların oylaması yapıldı. Boş olan koltuklara yeni katılımcılar seçildi. İklim değişimi ve dağlardaki sürdürülebilir dağcılık konseptleri konusunda paneller yapıldı. Toplantının sonunda bunlarla ilgili bir takım deklarasyonlar yayınlanacak” dedi.
Dağların korunması ve sürdürülebilir dağcılık konsepti ile ilgili çalışmaların yapıldığını vurgulayan Başar, “Özellikle Uluslararası Dağcılık ve Tırmanış Federasyonu çevresel etkilere çok duyarlı olan bir federasyon. Özellikle dağların korunması, sürdürülebilir dağcılık konseptinin geliştirilmesi amacıyla sürekli bazı çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaların sonrasında deklarasyonlar yayınlanıyor. Trabzon’da bir deklarasyon çalışması yapıldı. Oylama yapılacak. Oylamanın sonucunda Trabzon deklarasyonu olarak dağların korunması ve sürdürebilir dağcılık açısından yayınlanmış olacak. Bu bizim için önemli olacak” şeklinde konuştu.

Avrupalı dağcılar Türkiye’yi tercih ediyor
Ağrı dağının birçok açıdan dünyadaki dağcıların çekim noktası haline geldiğini kaydeden Başar, “Türkiye Kaçkar ve Ağrı dağlarında buzulu bulunan çok güzel bir bölge. Farklı zorluk dereceleri ve farklı yüksekliklerde birçok dağı bulunuyor. Bu nedenle dünya dağcılarının çeki noktası. Özellikle Ağrı dağı birçok açıdan dünyadaki dağcıların çekim noktası haline gelmiş durumda. Yabancı dağcılar Türkiye’ye çoğu zaman geliyor ve tırmanış yapıyorlar. Bunlar çoğu zaman kış tırmanışları oluyor. Bu anlamda Avrupa ülkelerinden dağcılık anlamında çok gelen oluyor. Yakın ve ulaşım kolay olduğu için Türkiye’yi tercih ediyorlar. Avrupalı dağcılar Türkiye’deki dağları tırmanmaktan her zaman memnun oluyorlar” ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.