112 Ambulans, 110 İtfaiye, 155 Polis İmdat, 156 Jandarma, 177 Orman Yangın ve 122 Afet ve Acil Durum (AFAD) gibi acil çağrı hizmetlerini tek numara altında toplayan Acil Çağrı Hizmetleri 2021 Yılı 2. İl Koordinasyon Komisyonu Toplantısı Vali Fuat Gürel başkanlığında gerçekleştirildi.
GAMER İzleme Değerlendirme ve Koordinasyon Salonunda yapılan toplantıya Vali Fuat Gürel’in yanı sıra Vali Yardımcısı Vekili Numan Tahir Şimşek, İl Emniyet Müdürü Sırrı Tuğ, İl Jandarma Komutanı J. Kd Kd. Albay Garip Gümüş, Karabük Belediye Başkan Yardımcısı Seher Berker, kurul üyeleri ile 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Hasan Çırakoğlu katıldı.
112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Hasan Çırakoğlu; sistem, işleyiş, faaliyetler, 2021 yılı verileri ve hedefler hakkında bilgiler verdi.
2021 yılı Ocak-Ağustos istatistiklerini paylaşan 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Hasan Çırakoğlu, 112 Acil Çağrı Merkezine gelen 207 bin 963 çağrıdan 46 bin 772’sinin cevaplandığını, 161 bin 191 asılsız çağrı olduğunu söyledi.
112’yi meşgul eden asılsız çağrı ve gereksiz ihbarların acil yardım bekleyen insanları mağdur ederek hayati sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Vali Gürel, asılsız çağrıların azaltılması konusunda çalışma yapılması talimatı verdi.
Toplantı görüş ve önerilerin alınmasının ardından sona erdi.
Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir! Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.
Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor; "İnsan aklı kadar görür. Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir. Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır. İnsan yığınları yalancıya kızmaz. Kendiside yalancıdır da ondan. İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der. "Yığın", "toplum" değildir. Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."
Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir.. Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.
Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.
Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur. Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz. Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!
Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler. Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez! Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!
Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz? Yığın mıyız?