blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
13 Kasım, 2024 04:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

12 Kasım’ın yıl dönümünde dev tatbikat: Her şey gerçek gibiydi

Bolu’da 12 Kasım 1999 depreminin yıl dönümünde gerçeğini aratmayan kapsamlı bir tatbikat düzenlendi. Tatbikat olacağını bilen ancak saatini bilmeyen ekipler, telefonlarına gelen bildirimin ardından harekete geçti. 7.2 büyüklüğündeki senaryoda depremzede yakınlarının tepkileri de canlandırıldı. Tüm ekiplerin koordineli şekilde çalıştığı tatbikat, hem profesyonellik hem de afete hazırlık açısından göz doldurdu.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin yıl dönümünde Bolu’da tatbikat düzenlendi. 7.2 büyüklüğündeki deprem senaryosuyla başlayan tatbikatta, kimsenin önceden haberdar olmadığı bir saatte onlarca kurumun personeline bildirim gönderildi. Tatbikatın başlamasıyla birlikte ekipler hızla harekete geçti. Tatbikat, tüm hazırlıkların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Tatbikat gerçeği aratmadı
Senaryo gereği Bolu, Düzce, Sakarya, Çankırı, Karabük, Ankara ve Zonguldak illerini etkileyen 7.2 büyüklüğündeki depremin etkileri canlandırıldı. Eş zamanlı olarak başlatılan tatbikatta Bolu’ya; Bursa, Kocaeli, Afyonkarahisar, Çorum, Eskişehir, Kastamonu, Bilecik, Kırıkkale, Bartın, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Edirne, Balıkesir, Çanakkale, Uşak ve Tekirdağ illerinden AFAD ekipleri yönlendirildi. Enkaz altındaki kişilerin kurtarılması sırasında, senaryo gereği yakınlarının enkaz alanlarına girmeye çalıştığı görüldü. Tatbikat, ilk 24 saat boyunca kesintisiz olarak devam edecek ve yarın sabah saatlerine kadar sürecek. Senaryoya göre, depremden 1 milyon 314 bin 742 kişi ve 382 binden fazla bina etkilendi. Ekipler, belirlenen enkaz alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.

Her şey senaryoya uygun şekilde yapıldı
Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, gazetecilere yaptığı açıklamada tatbikata ilişkin detayları aktardı. Bölgesel bir tatbikat gerçekleştirildiğine dikkat çeken Aydın, "Senaryo gereği Çamyayla köyünde 7.2 büyüklüğünde meydana gelen deprem, sadece ilimizi değil, çevre 7 il ve 39 ilçeyi etkiledi. Sabah saat 10.30 civarında planlanan tatbikat kapsamında, koordinasyon kurulumuz saat 10.50 sıralarında 112 Acil Çağrı Merkezinde toplandı. Yine senaryo gereği, koordinasyon kurulu üyelerinden Bolu ve ilçelerinin genel durumu hakkında bilgi alındı. Hemen ardından kaymakamlarımızla görüntülü görüşerek, senaryoya uygun şekilde muhtemel zararlar, can kayıpları, yaralılar ve yıkılan binalarla ilgili bilgiler alındı" dedi.
Tatbikatın, muhtemel bir afet durumunda tüm kurumların koordine olabilmesi amacıyla yapıldığını vurgulayan Vali Aydın, "Senaryo gereği 9 ilimizden Bolu’ya ekipler sevk edildi. Belediye başkanlığımız, garnizon komutanlığımız, emniyet ve jandarma birimlerimiz senaryo çerçevesinde koordineli bir çalışma sergiledi. Allah devletimizi, milletimizi ve ülkemizi afetlerden korusun" ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
28 Haziran, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Kastamonu’da 48 kilometrelik rotada bulunan 33 yayla, korunan alan ilan edilecek

Kastamonu’nun Araç ilçesinde 48 kilometrelik rota üzerinde birbirine kontaklı 33 yaylada oluşturulan rotanın korunan alan ilan edilmesi için çalışma başlatıldı.
Türkiye’nin eşsiz tabiat görünümlerine sahip, tabiat ve tabiat turizminin merkezlerinden olan Kastamonu’nun Araç ilçesinde bulunan yaylaların turizme kazandırılması noktasında çalışmalar devam ediyor. İlçede yer alan yaylalar, doğal hoşlukları, geniş ormanlık alanları ve görünümlü piknik yerleri ile yaz turizmi için vatandaşların uğrak yeri haline geldi. Araç ilçe merkezinden başlayarak 48 kilometrelik rota üzerinde birbirine kontaklı 33 yaylada, ‘orman ve tabiat turizmi’ alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi tarafından yürüyüş rotaları oluşturuldu. Keşfedilmeyi bekleyen Araç yaylaları için Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi tarafından turizm rotalarının oluşturulmasının akabinde bölgenin korunan alan ilan edilmesi için de çalışma başlatıldı. Yaklaşık 4 yıldır devam eden çalışmalarda Kastamonu Üniversitesi ve Tabiat Muhafaza ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve 10. Bölge Müdürlüğüyle yapılan çalışmalar sonucunda eşsiz bir tabiat tipi sunan bölgenin ulusal park ilan edilmesi amaçlanıyor. Çivi kullanılmadan yapılan yayla konutları, mesire alanları, pak su kaynakları, doğal hoşlukları ile yaylacılık faaliyetlerinin hala devam ettirildiği Araç yaylaları, korunan alan ya da ulusal park statüsü kazandırılmasıyla birlikte kırsal kalkınmanın yanı sıra bölge turizmine de büyük katkı sağlaması bekleniyor.
Bölgenin ulusal park ilan edilmesi için Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Vazifelisi Hikmet Haberal, beraberinde Ersizlerdere Kalkınma Eğitim ve Ekoturizm Derneği Başkanı Mustafa Çağır ile Kastamonu Tabiat Muhafaza ve Milli Park Müdürlüğü takımlarıyla birlikte bölgeyi ziyaret etti. Ziyarette yaylada faaliyet gösteren vatandaşlarla da görüşen takım, belirlenen rota ile yaylalarda yapılacak çalışmalarla ilgili incelemelerde bulundu.
Haberal, 4 yıldır sürdürdükleri çalışmalar sonucunda 48 kilometrelik güzergah üzerinde birbirine irtibatlı formda bulunan 33 yaylanın Ulusal Park ilan edilmesi için çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Bölge, ulusal park olarak ilan edildikten sonra yapılacak toplumsal donatılarla mahallî halka ve bölgede ikamet eden insanlara dışarıdan gelen turistlere yahut konuklara çok hoş hizmetler sunulacak" dedi.

"Amacımız yaylaları turizme kazandırmak"
Doğa Müdafaa ve Milli Park Müdürlüğü gruplarıyla birlikte Araç ilçesinden başlayarak 48 kilometrelik bir yayla rotasında yürüdüklerini söyleyen Haberal, "Köy sonlarını içeriye almadan bilhassa köylerin dışında kalan yaylaları tespit ettik. 33 yaylayı içeren bir rota üzerinden birinci olarak Yuvalca yaylasından başladık. Bu yaylalarda çalışma ve incelemelerde bulunduk. Katbaşı tepesinde sonlandırdık. Zira Katbaşı doruğu, Karabük ve Çankırı hudutta bulunuyor ve Soğanlı çayıyla bütünleşiyor. Bölgede mahallî halk, yaylalara istek gösteriyor. Hala yaylacılık faaliyetlerinin sürdürüldüğünü ve organik eserler elde edildiğini görebiliyoruz. Bu da bizleri keyifli ediyor. Bizimde gayemiz burayı koruyup kollayıp ve turizme kazandırmak. Bir yeri turizme kazandırırken onu öncelikli korumak kollamak ve yönetmeliklerde bunu da belirtmek istiyoruz. Bölgenin korunan alan sonucunda lokal halka, hayat kurallarını zorlayıcı değil, kolaylaştırıcı bir çalışma yapıyoruz. İnşallah mahallî halkla birlikte kurumumuz, üniversitemiz, Tabiat Müdafaa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile birlikte Orman Genel Müdürlüğünün de dayanaklarıyla olağanüstü bir iş çıkaracağımızı düşünüyoruz. Gayemiz burayı turizme kazandırırken koruyup kollayıp mahallî halka, uygun bir kalıcı hizmet sunmak ve burayı gerek ulusal park gerek tabiat farkı ilan ettirmek. Zira bölge ulusal park olmayı hak ediyor" diye konuştu.

"Milli Parklar yalnızca dinlenme alanı değil, bir şuur meselesidir"
Korunan alanların ehemmiyeti, seçilme kıstasları ve ulusal parkların tarifiyle ilgili açıklamalarda bulunan Haberal, "Bu alanların seçilmesinde belli kriterler göz önünde bulundurulur. Bir alanın korunan olarak seçilmesindeki kıstaslar büyüklük, çeşitlilik, doğallık, hassaslık, nadirlik, eşsizlik, tehlike altında olma, temsil etme ve mecburilik üzere faktörlere dayanmaktadır" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin