blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
01 Kasım, 2024 16:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Zonguldak’ta Milli Eğitim ile Kızılay işbirliği protokolü imzaladı

Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Türk Kızılay Zonguldak Şubesi arasında imzalanan protokolle, öğretmenlere, öğrencilere ve velilere yönelik insani yardım, afet yönetimi ve sosyal sorumluluk alanlarında eğitimler düzenlenmesi hedefleniyor. Protokol, gönüllülük bilincini artırmayı ve sosyal sorumluluk çalışmalarını desteklemeyi amaçlıyor.
Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Türk Kızılay Zonguldak Şubesi, toplumsal dayanışmayı artırmak ve sosyal sorumluluk çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla iş birliği protokolü imzaladı. Protokol, Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürü Osman Bozkan ve Türk Kızılay Zonguldak Şubesi Başkanı Kürşat Yağız tarafından imzalandı.
İş birliği çerçevesinde, öğretmenlere, öğrencilere ve velilere yönelik insani yardım, afet yönetimi ve sosyal sorumluluk eğitimleri verilecek. Eğitimlerin amacı, gönüllülük bilincini artırarak daha geniş kitlelerin sosyal sorumluluk projelerine katılımını sağlamak ve böylece toplumda iyileştirme çalışmalarını desteklemek olduğu ifade edildi.
Protokolün bir diğer hedefi, Kızılay’ın faaliyetlerinin tanıtılması ve Kızılay gönüllülerinin yetişmesine katkı sunmak. İl Milli Eğitim Müdürü Osman Bozkan, Kızılay’ın toplum yararına sunduğu hizmetlerin önemine dikkat çekerek, bu iş birliğiyle gönüllülük bilincinin artırılacağını ve eğitim camiası olarak Kızılay’ın her türlü faaliyetini destekleyeceklerini belirtti.
Protokol, iki kurumun güçlerini birleştirerek eğitim ve sosyal hizmetlerde daha etkili sonuçlar elde etmeyi hedefliyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
09 Mayıs, 2025 14:58 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Tezgâhın Ötesinde, Çeliğin Gerçek Ağırlığı

Bazı sayılar vardır ki, bir muhasebe kaleminden çok daha fazlasını anlatır. Ve bazı suskunluklar vardır ki, içlerinde haykıran hakikatin yankısı dolaşır.

. Ne hazindir ki, KARDEMİR gibi bu memleketin alın teriyle, çelik gibi iradesiyle yoğrulmuş bir değerin üstünde bugünlerde kimilerinin başka hesaplar yaptığı, karanlık gölgelerin kol gezdiği görülüyor.

Şirketin bilançolarına eğilen, kalem oynatıp rakam yuvarlayan, masa başında kıvrak zekâsını sanal bir itibar mücadelesine yatıranlar… Oysa gerçek, parantez içinde duran bir zarardan çok daha derindir. 3 milyar 31 milyon liralık zarar sanki bir eksikmiş gibi, üzerine 969 milyon da onlar ekleyip “4 milyar” deyiverenler… Siz hiç hesap yaparken vicdanı da dahil ettiniz mi?

Bir de çıkarıp eski defterleri, 10 dolara satılan kütüğü bugünle kıyaslayanlar var. Koca bir endüstri devriminin, yeşil çelik hedefinin, karbon nötr üretiminin, iklim yükümlülüklerinin, döngüsel ekonominin dönüştürdüğü bu sektörü hâlâ eski fiyatlar üzerinden değerlendirenler… Ne diyelim, zamana takılıp kalanlara çare yok.

Ama bir çare var; gerçeği söylemek. Prof. Dr. İsmail Demir’in kelimelerinde, sadece bir şirket yöneticisinin değil; bir yükün, bir vizyonun ve bir memleket meselesinin sorumluluğunu taşıyan bir yüreğin sesi var. “Bu şirket ne birilerinin arka bahçesi ne de yöneticileri birilerinin emir eridir,” diyor. Çünkü bu çelik gömleğin içine kimlerin girmeye çalıştığını, kimlerin “arka kapıdan” gelecek devşirmek istediğini artık herkes görüyor.

Demir’in söyledikleri çok açık ve samimi duygular üzerine kurulu. KARDEMİR’in çıkış yolu, rakam oyunlarıyla değil; yeşil dönüşümle, temiz enerjiyle, bilimle, teknolojiyle, katma değeri yüksek üretimle mümkün olacak. Dünya, üretimi yeniden tanımlarken, bu toprakların çeliği hâlâ eski mantıkla tartılamaz. O terazi artık başka kalibrede çalışıyor.

Karabük halkına verdiği mesaj da inceliklerle dolu. “Biz Türkiye’nin şirketiyiz ama Karabük’ün omuzlarında yükseliyoruz.” Ne zarif bir sadakat, ne açık bir bağlılık… Yardım politikalarında, istihdam kararlarında Karabük’ü önceleyen bir anlayış, yalnızca kurumsal bir tavır değil; aynı zamanda vefa ile şekillenmiş bir gönül dili.

Ve çalışanlara dair söyledikleri… “En büyük gücümüz onlar,” diyor. Bir yönetici düşünün ki, zararın konuşulduğu masada emeği unutmuyor. Onlara söz veriyor, toplu sözleşmede destek oluyor. Çünkü biliyor ki bu şirketi ancak emekle, inatla, sabırla ayağa kaldıracak olan yine o insanlar.

Bugün KARDEMİR üzerinden siyaset devşirmeye çalışanlar, kendi küçük hesaplarını memleketin büyük meselelerinin önüne koyanlar bilsin ki, bu çelik öyle kolay bükülmez. Bu irade, birkaç spekülatörün yaz-boz tahtası değildir.

Belki birileri için KARDEMİR sadece bir şirket, bir tablo, bir grafik… Ama bu topraklar için o, istihdamın adı, çelik bilekli insanların emeğinin ve alın terinin simgesi, yani Karabük’ün kalbidir.

Ve unutulmamalıdır: Bu kalp, yalanla değil, yalnızca zırhı çelikten yapılmış insanların hakikat arayışları ile atar.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.