Türkünün sözlerinin yazarı 1945 yılında Ordu'nun Fatsa ilçesinde doğan ve sürücülük mesleğiyle iştigâl eden Dursun Ali Akınet'tir.
Giderek artan konkardato ilanları ve kapanan şirket sayıları da ekonomide yolun sonunun göründüğünün en somut işareti.
"Ülkenin yüzde 45'i açlık sınırının altında ücret alıyor" Bu saptama bana ait değil. Dün Fatih Erbakan bir konuşmasında söyledi.
Asgari ücretlilerin, emeklilerin ve kayıt dışı çalışanların aldıkları ücretlerin açlık sınırının altında kaldığını düşündüğümüzde, bu tespit bence doğru.
Erbakan, ülkenin yüzde 80'inin yoksulluk sınırının altında ücret aldığını da ifade etti. Fatih Erbakan'ın matematiği iyidir. Ekonomist değil ama elektrik mühendisi. Mühendislerin hesabı kuvvetlidir.
Durum hiç iç açıcı değil.
Kapanan şirket sayısının giderek artmasının doğal bir sonucu olarak, iş gücünde daralma, yani toplu halde işten çıkarmalar kaçınılmaz.
Konkordatoya başvuran şirketler maliyetlerini kısmaya ilk olarak personelden başlayacaktır. Bunun anlamı şu; ülkede işsiz sayısı, bırakın azalmayı daha da artacaktır.
“Mesela 500 çalışanı olan bir şirket konkordato başvurusu yaptığında, tasarruf tedbirlerine gider ve 300 işçiyi işten çıkarıp, şubeleri ve fabrikaların bir kısmını kapatır. Domino etkisiyle, mal ve hizmet alımı yaptığı bir çok şirket bundan doğrudan etkileneceği için işten çıkarmalar katlanarak artacaktır. İş gücünü daralmak konkardato ilan eden şirketlerin ilk başvurduğu yöntemdir.
Ekonomi iyiye gidiyormuş! Peki bu rakamlar ne?
İşsizlik oranı yüzde 30’un üzerinde. Bu oran giderek artacak çünkü her ne kadar asgari ücret düşük olsa da istihdam maliyetleri her geçen gün artıyor”
☆ İçinde bulunduğumuz yılın Eylül ayı sonuna kadar konkordatoya başvuran şirket sayısı geçtiğimiz 2023 yılının toplamının iki katına ulaşarak 1.187 oldu.
☆ Batık kredilerde ise geçen yıla göre yüzde 50 artış var.
☆ İflas eden esnaf sayısı 2.5 milyona ulaştı.
☆ Karşılıksız çeklerin parasal tutarı Türkiye tarihinde ilk kez 100 milyar TL yi aştı.
Hükümetin kemer sıkma politikaları vatandaşı zorlamaya devam ederken iş dünyasında da iflaslar peş peşe açıklanıyor.
☆ İcra dairelerindeki dosya sayısı 23 milyona ulaştı.
UYAP verilerine göre icra dairelerine günlük 21 bin icra ve iflas dosya geliyor.
☆ Batık kredilerde yüzde 50’lik artış görülürken, karşılıksız çeklerin sayısı da yükseliyor. Üretimdeki gerileme işsizliğe yol açarken, sektör temsilcileri durumun artık sürdürülemez hale geldiğini belirtiyor.
İflas bayrağını çeken şirket ve esnaf sayıları hızla artıyor.
☆ Bu yılın ilk 9 ayında meslekten ve sicilden terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı 81 bin 652’ye yükseldi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu verilerine göre, ☆ Son 16 yılda toplam 2 milyon 443 bin 955 esnaf iflas bayrağını çekti.
☆ Geçen yıl ilk 9 ayda 233 bin esnaf kuruluş için tescil yaptırırken bu yıl aynı dönemde bu rakam yüzde 17 düşüşle 198 bin 247’ye geriledi.
TOBB’un verilerine göre ise
☆ 2024’ün ilk dokuz ayında, 2023’ün ilk dokuz ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 13.3, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 23.8, kurulan kooperatif sayısı yüzde 13.5 azaldı. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 23 artış var.
☆ Ağustos ayı itibarıyla takipteki kredi miktarı 253 milyar lirayı aştı.
☆ Geçen yılın aynı dönemine göre batık kredi miktarında yüzde 47 artış var. Bankaların batık kredilerinde gözlemlenen borcunu ödeyememe eğilimi, karşılıksız çek ve protesto edilen senetler de dikkat çekiyor. Bu yıl Ocak-Ağustos döneminde bankalara ibrazında;
☆ Karşılıksız çıkan çek sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 73.5 artarak 164 bin 268’e çıktı. Karşılıksız çıkan çeklerin parasal tutarı ise yüzde 224 arttı.
☆ Karşılıksız çeklerin parasal tutarı Türkiye tarihinde ilk kez 100 milyar lira sınırını aştı.
☆ Vadesinde ödenmediği için bankalar tarafından protesto edilen çek sayısı ise geçen yıla göre yüzde 3 artarak 151 bin 893 adet oldu.
☆ Protesto edilen senetlerin parasal tutarı, geçen yıla göre yüzde 182 artarak 27 milyar liraya çıktı.
Tüm bu göstergeler ülke ekonomisinin iyi yönetilmediğinin işareti.
Sorsan herkes ekonomist.
Demek ki, "Ben ekonomistim" demekle olmuyor. Ülke deneme tahtasına döndü. Olan vatandaşa oldu.
Profesör sayımız son verilere göre 36740 Almanyayı 2 ye katlamamıza az kaldı. 2002 de profesör sayımız 10 bin kadardı. Yüzde 360 gibi müthiş artışla bir rekora daha imza atmışız. Bunların kaçı ekonomi ve iktisat profesörüdür bilmiyorum. Araştırdım bulamadım. Binlerce olduğunu düşünüyorum. Kaçı çıkıp ekonomi ile ilgili iki laf ediyor?
İş yine başa düştü.
Var mı itirazı olan? Ben de ekonomistim!
En büyük ekonomist ise 12 bin 500 TL ile bir ay ev geçindiren emekli kardeşim.
Aslında, ülkede, sorsan herkes ekonomist.
O yüzden kanatlandık uçuyoruz.
Ekonomi toparlanıyor muş, enflasyon düşüyor muş.
Yeteri kadar üretmeden sürekli tüketerek, cari açığı, iç ve dış borcu artırarak bunu başaran yeryüzündeki tek ülkeyiz.! Ne kadar övünsek azdır!
İlyas Erbay